HÂLLERDEN HÜKÜMLERE BİR YANILGIYI ANLATMAK
AKLIMA TAKILAN DELİ SORULAR
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
Sancımız GAZZE…
Görmemek için kör olmak lazım
DOHA SALDIRISI İSLAM ÂLEMİ’NİN 11 EYLÜL’ÜDÜR.
Zehirli gelecek gelmesin
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
VİCDAN
Yeterli ve Dengeli Bir Eğitimle İki Kanatlı Çocuklar!
Kendine Yenilen Konyaspor
Milli Takım Konya’yı, Konya Milli Takımı sever
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
Geçtiğimiz Cuma günü Aydın ağabeyin (Ünal) Yeni Şafak'taki yazısını okuyunca arkama yaslanıp uzun süre düşündüm.
Sonra da bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Tabii bu yazı bir "karşı görüş” yazısı değil baştan belirteyim.
Yazının tamamında oldukça karamsar bir tablo çizmiş Ali Bey.
Yazdıklarının eksiği var fazlası yok.
Evet, günümüz Türkiye'sinin hali pür melali öyle maalesef.
Cinayetler, tacizler, torpiller, israflar, yağmalar almış başını gidiyor.
Zemin kayıyor diye de feryat etmiş kıymetli yazarımız.
Bu kadar karamsar tablo çizdikten sonra da "önlem alınsın” diyor, haklı olarak.
Bazen yazılarımda vurgulama ihtiyacı hissederim.
Evet kötü şeyler oluyor da…
Bu kötü şeyleri ön plana çıkararak acaba iyi şeyleri kamufle mi ediyoruz?
Ya da iyi şeyleri ıskalıyor muyuz?
Hangi muhalif siteyi açarsanız açın memleketi yangın yeri gibi gösteriliyor.
En ufak bir olayı büyükçe bir şeymiş gibi gösterip insanları yılgınlığa sevk ediyorlar.
O sitenin muhalif olan ya da olmayan okuyucuları da onları alıp daha da büyüterek sosyal mecralarda hunharca paylaşıyor.
O kadar fazla boca ediliyor ki üzerimize olumsuz haberler, insanlarda ciddi anlamda yılgınlıklar oluşuyor.
Sanki dünyanın dört bir yanı güllük gülistanlık da sadece ülkemiz yangın yeriymiş gibi...
Bir de şunun da bilinmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum:
Tarihin her döneminde bu tür kötülükler vardı. Hatta daha fazlası da vardı.
Ama iletişim çağında olmadığımız için o tür kötülüklerin tamamından haberimiz olmuyordu.
Kötü haberleri duyanlar da iş işten geçtikten sonra duyuyordu.
Hâl böyle olunca kötülükleri paket yapıp konfeti gibi üstümüze yağdırmanın bir manası yok diye düşünüyorum.
Hem bu adil de değil aslında.
Aydın beyin yazısından bağımsız olarak söylüyorum bunları.
Onun iyi niyetinden asla şüphem yok. Onun yazılarında genelde yapıcı eleştiri vardır bunu her zaman teslim ederim bilen bilir.
Genel anlamda söylemek gerekirse…
İletişim çağının bizi bu kadar yılgınlığa sevk etmesinden kendimizi korumamız mümkün görünmüyor.
Dünyaya sağır ve kör olmak zaten düşünülemez.
Ama herkesin bildiği bu tür kötülükleri sürekli dört bir koldan dile getirmeye çalışmak da nereden bakarsanız bakın hem dile getirene hem muhataplarına zarar veriyor.
Sosyal medyaya nasıl bir önlem alınacak bilinmiyor, önlem almaya çalışan var mı o da bilinmiyor.
"Önlem alınsa iyi olur.” diyen bu kadar çok insan varken önlem alınmaması da bir garabet aslında.
Bir süzgeç olmalı mutlaka.
Halkı kışkırtan görüntülere de halkı yılgınlığa sevk eden görüntülere de filtre uygulanması gerekir.
Bu teklif sansür değildir, kötülüğün çoğalmaması ve normalleşmemesi için önlemdir.
İnsanımızın da bu tür kötülükleri yayarken daha dikkatli olması önem arz etmektedir.
Hatta bunun için insanlarımızı bilinçlendirme kampanyası bile başlatılabilir.
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi
Yanlış tercih heba eder yılları
Teröre gerçekte kimler karşı?
Lider dediğin hakaret eder!
Ülkeyi soyanlar rahatsız