ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -1-
BİR ÖZÜR
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
İNSAN OLMAK VE İNSAN KALABİLMEK İÇİN…
Gerçek Olan Kazanır
TÜRKİYE VE SMO SURİYE’DEKİ OYUNU BOZDU
BAŞARI; ÇALIŞMAKLA MÜMKÜNDÜR
İki yüzlülüğün nirvanası
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Kira enflasyonu dezenflasyon sürecini baltalıyor
DÜNYA EDEBİYATLARINDA KÖY VE KÖYLÜ İNSAN
Her Galibiyet Değerlidir
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
BAĞIŞIKLIĞINIZI BESİNLERLE GÜÇLENDİRİN
Kaybedilen İki Puan
İnce Minaremizi İsteriz
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
Alfa Romeo Junior
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Sanayide "endüstri 4.0” adı verilen bir süreçten bahsedilir. Endüstri 4 olarak da bilinir. Özetle, birçok çağdaş otomasyon sistemini, veri alışverişlerini ve üretim teknolojilerini içerir. Bir başka değerlendirme ile mekanik, elektronik ve bilgisayar teknolojisinin sanayide birlikte başarıyla uygulanmasını ifade eder.
9 Temmuz 2018 tarihi ise Cumhuriyet 3 olarak adlandırılabilir. 29 Ekim 1923'te kurduğumuz cumhuriyetimizin ilk evresi olan 1923-1950 dönemini tek partili parlamenter sistem, ikinci evresi olan 1950-2018 dönemini çok partili parlamenter sistem, üçüncü evresini ise 9 Temmuz 2018 sonrası dönem olarak tarihlendirip Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olarak sınıflandırabiliriz.
CHP'li İlhan Kesici'den kopya çektiğimi düşünmeyin, ben bu sınıflandırmayı Kesici'den çok önceleri yazdığım için rahatım. Bu konuda bir CHP'liden geride kalmayı veya onlardan kopya çekmeyi sindiremem.
Bazıları birinci dönemi 1946'da da sonlandırabilir. Malumunuz çok partili ilk seçim 1946'da yapılmıştı. Ancak o seçime şaibe karışmıştı. O zamanlar "açık oy, gizli tasnif” sistemi vardı. Bundan dolayı da gerçek çok partili dönemin 1950'da başladığını söylemek daha doğru olur. Yakın dönem tarihçileri ileride bu ve benzer tasnifler yapacaklardır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni iyi anlamak gerekir. İyi anlamak gerekir ki, yapılanları ve yapılacak olanları daha rahat ve daha iyi değerlendirebilelim. Yeni sistem tam bir güçler ayrımı sistemi. Her ne kadar muhalefet "yeni sistem ile güçler ayrımı yok oluyor” dese de, bu eleştiri gerçeği yansıtmamaktadır. Zira eski sistemde yürütme yasamanın içinden çıkıyordu. Bakanlar aynı zamanda milletvekili idi. Şimdi ise bakanlar dışarıdan seçiliyor. Yani bakanlar milletvekili değil. Özetle, milletvekilleri kanun çıkaracak, bakanlar uygulayacak. Daha da özetle, yasama ayrı, yürütme ayrı olacak.
Öte yandan, 16 Nisan 2017 tarihinde halkın oyu ile değiştirdiğimiz yeni anayasamızda yargının bağımsızlığına tarafsızlığı da ekledik. Yargı hem bağımsız hem de aynı zamanda tarafsız olacak. Böylece yeni sistemde yargı da güçler ayrımı düzleminde iyice güçlendirilmiş oldu.
Yeni sistem, güçler ayrımı ilkesinin en uygun şekilde uygulandığı sistem olacaktır. İşte tam bu noktada yeni sistemin iyi anlaşılması meselesine gelelim. Ve tartışmayı başlatalım.
Yeni sistemde vekil mi önemli bakan mı?
Hemen cevap verelim. İkisi de önemli. Çünkü gerçek güçler ayrımının söz konusu olduğu bir sistemde birini diğerinden önde tutmak doğru olmaz.
Gelelim il bazında değerlendirmeye.
Yeni sistemde hem iktidar partisinden çok milletvekili çıkarmak önemli, hem de bakan çıkarmak. Görüldüğü üzere iki bakımdan da şanslı il sayısı fazla değil.
Kabul edelim ki, bu noktada birçok il basit bir algının kurbanı oldu. Bazı illerde, "falan vekil adayı olursa oyumu vermem” şeklinde başlatılan algı operasyonları etkili oldu. Tabi ki millet ile kavga yapılmaz, tabii ki asl olan milletin tercihidir. Ancak, kanaatim odur ki, birçok ilde kantarın topuzu kaçtı.
Kantarın topuzu hem iktidara hem de millete ders olacak. İktidar "mesajı aldım” dedi. Bakanlar kurulunda çoğunluğun yeni isimlerden oluşması, bu mesaja verilen ilk tepki olarak algılanabilir. Tabii ki Ağustos'ta kongre var ve orada da bazı değişiklikler yapılacak. Hükümet vitrinindeki değişim rüzgârının parti vitrininde de estirilmesi bekleniyor.
Halk ise, iktidar partisini çoğunlukta düşürmenin artı ve eksilerini yaşayacak önümüzdeki dönem. Mecliste her şey yolunda giderse mesele yok. Ancak, bazı hayati kanunların çıkarılmasında ve bütçenin onaylanmasında zorluklar yaşanırsa, sıkıntılara birlikte göğüs gerilecek. Yapacak bir şey yok, milletin takdiri bu.
Endüstri 4 nasıl ki hayati bir devrim gibi görülüyorsa tüm dünyada, Cumhuriyet 3'de ülkemiz için hayati bir devrimdir. Yürütme artık tek başlı olacak, çift başlılıkta görülen tüm olumsuzluklar sona erecek. Karar verme ve alınan kararların uygulama süreçleri hızlanacak. Bürokratik oligarşinin yüzyıllık saltanatı ise sona erecek. (inşallah)
Vakit Şahlanma Vakti.
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda
Şaşırdık mı?
Fetullah öldü ama FETÖ yaşıyor
Bakan çiftçiye güldü mü?
Yönetim rahatlama, Çamdalı rahatlatma peşinde
İdam isteriz!
Narini biz öldürdük! Diğerlerini öldürmeyelim
Ekrem Coşkun’u klonlayalım