HUZURUN KAYNAĞI:“TERÖRSÜZ TÜRKİYE”
ÖZELLİKLE SON AYLARDAKİ HUTBELER; MÜKEMMEL
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi
Eleştirin ama ekonomik veri cellatlığı yapmayın
ERİNMEDEN
Ellerimizle Yaptığımız Altın Kafeslerimiz
Mehir’le Kurulan Yüz Yuva
TÜRKLERDEN ÇOK BATILILARIN İLGİ GÖSTERDİĞİ BİR MÜSLÜMAN TÜRK BİLGİNİ İBNİ SİNA
Dil Giderse Kimlik gider.Karamanoğlu Mehmet Bey’den Bugüne Türkçeye Sahip Çıkmak.
CİĞERLERİMİZ YANIYOR
Yakan kim, kavrulan kim?
ÖTV Güncellemesi
Bakü’de Kurulan Tuzak
BASIN DİLİ
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
Cenab-ı Allah, hemen Cebrail Aleyhisselamı göndererek Habbab’ın dileğinin yerine getirilmesini temin etmesini emretti. Cebrail Aleyhisselam geldi.
Habbab'ın bağlı olduğu zincir sanki çürümüş bez parçaları gibi dağılmaya başladı. Zincirden kurtulan Hazreti Habbab, hiç bir şey düşünmeden olduğu haliyle Medine tarafına koşmaya başladı.
Öyle gidiyordu ki, sanki rüzgâr estiriyordu. Yetmiş konaklık mesafeyi bir gecede aldı. Yırtılmış elbiseleri, kan çamur içinde kalmış vücudu ile Medineye erişti. Fakat nasıl bulacaktı mahbubunu?
Medinenin sokaklarından birinde ağlayarak gezerken Amr bin As(r.a.) Hazretlerini gördü. Amr Hazretleri:
- Evladım nedir senin bu halin? Sen âşık olmuş birisine benziyorsun. Derdini bana anlat ki, açsan sana yemek getireyim, çok perişan bir haldesin. Günlerdir yemek yememiş bir halin var, deyince, genç delikanlı;
Hayır, benim arzuladığım ne yemektir, ne de başka bir dünya malı, diye cevap verince, anladı mübarek; onun Peygamberimize ve Onun yoluna âşık olduğunu...
- Ben Hazreti Muhammed'e iman etmiş bir Müslümanım, sırrını bana söyle kardeşim. Kimseye söylemeyeceğime dair söz veriyorum, dedi.
Hz. Habbab Hazretleri eline sarılarak:
- Beni Hazreti Muhammed'e götür, dedi.
Tam bu esnada Cenab-ı Allah (cc) Cebrail (as)’ı göndererek Peygamberimize haber vermiş, uzaklardan bir misafirin geldiğini ve karşılamasını ta'lim buyurmuştu.
Hazreti Peygamberimiz, orada bulunan ashabıyla beraber, Medine sokaklarından huzuruna gelmekte olan Hazreti Habbab'ı karşıladı. Ona sadakatından dolayı iltifatlar etti:
-Hoş geldiniz fedakâr oğlum Habbab! Diyerek kucakladı, bağrına bastı.
Hazreti Habbab, artık sahabe olmuştu. Başından geçenleri Server-i Kâinat Efendimize anlattı ve babasının mülkünde esir muamelesi görürken, işkenceye tabi tutulurken Peygamberimize karşı olan aşkını ifade eden şiiirini tekrar Resûlüllah'a okumaktan kendini alamadı.
Peygamberimiz ise onu “oğlum!” Diyerek bağrına basmaya devam ediyordu. Şimdi Habbab’ın gerçek bir babası olmuştu hem de iki cihanın elçisi, güzeller güzeli Hz.Muhammed Mustafa (sav)…
Selam ve dua ile…
GÖRÜNÜŞE ALDANMA!
ÖZGÜRLÜK TEMEL İHTİYAÇTIR!
KURTLAR SOFRASI -2
KURTLAR SOFRASI -1
ADI SİGARA!
ARKASI YARINLARDA BIRAKTIK DÜNÜ -3
ARKASI YARINLARDA BIRAKTIK DÜNÜ -2
AYA, AYAK BASMAK!
SİHİRLİ DÜNYA SİNEMA!
BAŞKA DİNLERDEN KARIŞMIŞ İNANÇLAR -3