Alma Mazlumun Ahını Çıkar Aheste-Aheste

 

             Her şey 12 Haziran 2007’de, Ümraniye’deki bir evde 27 el bombası bulunmasıyla başladı. Devlete darbe hazırlığında olan bir örgütten bahsediliyordu. Adı da Türklerin esaretten kurtuluş destanından geliyordu: ERGENEKON..

            Soruşturmada gözaltına alınan piyade komando astsubaylığından emekli olan Oktay Yıldırım’ın evinde bulunan belgelerde bir Lobiden bahsediliyor, adını “Ergenekon” koydukları örgütün organizasyon şeması yer alıyordu. İlk duruşması 20 Ekim 2008'de Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda görüldü. Davalarda 400 civarında sanık Ergenekon üyesi olmakla suçlanmaktaydı. Tutuklanan isimlere bakınca oyunun ne kadar büyük oynandığı görülüyordu. Sonraki süreçte eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u tutuklayacak kadar ileri gittiler; Zamanın Cumhurbaşkanı (Başkomutan) Abdullah Gül ve Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutuklanması yanlış demelerine rağmen.

            Yaşı neredeyse PKK ile aynı olan “paralel yapı” devletin tüm kadrolarına çöreklenmiş, zamanı geldikçe de onu kuran “üst akıllar” tarafından kullanılıyordu. Ergenekon davasında da üzerlerine düşeni yaptılar, ayak bağı olan kim varsa hapse attırdılar. TSK içindeki paralel yapıyı deşifre edince Gülen tarafından “ O kişiyi bitirin “ emriyle tutuklanan Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, jandarma istihbaratta bu yapıyla mücadele eden Emekli Albay Atilla Uğur. Daha kimler kimler… Şimdi bu yapının Balyoz ve Ergenekon davalarını sulandırmak için neler yaptıkları yeni yeni ortaya çıkıyor.

             Yüzlerce insanı iftirayla, sahte belgelerle, illegal dinlemelerle mağdur eden, din kisvesi altına gizlenip Anadolu’yu yurt edinmemizde mihenk taşı olan cemaat ve tarikat algımıza nasıl zarar verdiği ortada olan bir örgüt…

            Bunların ne mal olduklarını yıllardan beri biliyordum ama itiraf edeyim ki bu konuda hem bu kadar adileşeceklerini, hem de devletin içine bu kadar çöreklendiklerini tahmin edememiştim.

            Şimdi bu kumpasların mağdurları haklı olarak yapılan operasyonlara sahip çıkılmasını istiyor. Balyoz davası sanığı emekli Amiral Semih Çetin’in sözleri de her şeyi özetliyor:” Zaman ve Samanyolu. Hukuk size de lazım olur demiştim. Gözünüzü kulağınızı kapatıp iftiralara devam ettiniz. Çok mazlumun ahını aldınız. Zaman ve Samanyolu. 14 yaşında antidepresan kullanmaya başlayan küçük kızım Simay, düğününü ve doğumunu göremediğim büyük kızım Gökçe ve âhını aldığınız yüzlerce çocuğun lânetine uğradınız. Hadi şimdi kolay gelsin size. Yalnızlık bataklığında çırpının. Bizi masumiyetten gelen gücümüz ayakta tuttu. Siz o bataklıkta boğulacaksınız.”


Yazarın Diğer Yazıları