Kurban; İbrahimce tevekkül, İsmailce teslimiyet, Hacerce bir kabulleniş ve ayrı gönüllerde külleniş. Kurban; kulun canından, babanın evladından yalnızca Allah için vazgeçmesinin ibadeti. Ramazanda ruh ve bedenler Hak ile bütünleşti, nefis tımar edildi, şimdi sıra en kıymetli candan geçebilmekte, kurban olabilmekte, kurban edebilmekte.
Kurban, Allah’a yaklaşmak ve inandık demenin ötesindeki teslimiyettir. İhtiyaç sahipleri için bir lokma, bin umuttur. Sırf kendilerine kurban eti ikram edildi diye Müslüman olan binlerce Afrikalı, güneyli insan bunun en güzel misali olmuştur. Ancak Ebu Cehillerin ve elleri kuruyasıca Ebu Leheb’in kadınlarının çağımız örnekleri, üzerlerine düşen fitne görevini yerine getirerek daima İslam’a dil uzatmaktan kendilerini alıkoyamamaktadır. Tıpkı ülkemizin maalesef en aydın kesimi sayılan sözde ileri görüşlü pek çok sayıda sanatçısında mevzubahis olduğu gibi.
Hülya Avşar’dan sonra gündeme en son oturan isim ise maalesef Leman Sam oldu. İfade ve karalama çok net: "Benim için IŞİD ile bıçağını masum bir hayvanın boğazına dayayan aynı duygudadır. IŞİD beni şaşırtmıyor." Yine aynı camiada yürüyüşlerde boy gösterip "Kürtaj hakkımız", "Benim Hayatım Benim Bedenim" pankartları ile ortalıkta gezenler, bir insan yavrusuna kıymayı kendilerine hak görenler, Allah'ın emrettiği helal ve temiz olan kurbanlara katliam yaftasını yapıştırırken nasıl da rahat davranıyorlar. Hâlbuki büyük meblağlar ödeyerek restoranlarda yedikleri etler hiçbir ağaçtan toplanmıyor henüz. Eee bu insanların da bir de fetvacısı var tabii; "Gezicilerin imamı" olarak bilinen sözde ilahiyatçı İhsan Eliaçık'ın yeni hedefi, kurban ibadeti. 20 yıldır kurban kesmediğini belirten Eilaçık, kurban kesimine karşı çıkan çevrelerin tavrını ise "Dinin ruhuna, IŞİD'cilerden daha yakınlar..." şeklinde övmekten kendini alıkoyamıyor.
"Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yeyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik."
"Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hac 36–37) buyuruyor Allah azze ve celle, bizler ise buna iman ediyoruz. Şimdi bu sözde hümanist ve hayvansever kesimlere sormak lazım; yeryüzünde milyonlarca mültecinin umut yolculuğu sırasında can veren masum insanlar için söyleyecek sözleri var mı? Aylan bebek mi kıyıya vuran, yoksa vicdansızlıklarımız mı? Kurbanlar kıyamda, insanlık uykuda...
Bütün bunların yanı sıra memleketimizde yürekten inanan Müslümanlar için bu sene kurbanlar erken verildi. Kimi Dağlıca'da, kimi Şemdinli’de Hakk'a yürüdü. Al bayrak içinde al kana sarılmış bedenlerle bu vatan nice şehitlerini kurban etti. Gözyaşlarımızın sel olduğu şu günlerde bizi bayrama kavuşturan yüce Rabbimizden dileriz ki; kurbanlarımızı da, şehitlerimizi de huzur-u ilahiye kabul etsin ve bir an önce yurdumuza selamet ve ihsan ile kardeşliği nasip etsin. Erken kurbanlı bayramımız mübarek, ümmetimiz aziz ve yurdumuz huzurlu olsun...
