Başbakan Kim Olacak

Sevgili okuyucularım, aşağıdaki yazıyı 15 Aralık 2011 tarihinde yazmıştım. Bugün bir kere daha okumakta fayda mülahaza ediyorum.

Başbakan’ın ameliyat olması sonucu evinde istirahata çekilmesiyle birlikte bir de şike yasası meselesi ortaya çıkınca çeşitli senaryolar üretilmeye başladı. Aslında bu vesileyle demokrasimizin hâlâ rayına oturmadığını da fark etmiş olduk. Demek ki bizde liderlik yani şahsa dönük yönetim henüz misyonunu tamamlamamış. Bunun sonucu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olunca (olunca diyorum çünkü bu kesin gibi görünüyor) yerine kim geçecek?
Çeşitli senaryolar üretiliyor; En çok konuşulanı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi sona erince AK Parti’nin başına geçip tekrar başbakan olacağı. Elbette bu bir ihtimal, hem böylece otoritesi olan birinin başa geçmesiyle yönetim boşluğu da doğmamış olur. Ancak ben buna pek ihtimal vermiyorum. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı’nı hem başbakan hem de kendi gönlünden geçtiği gibi dünya platformunda çok önemli bir göreve hazırlanıyor gibi geliyor bana. Bunlar, NATO veya Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği olabilir. Elbette bu olmayacak bir senaryo değil. Son yıllarda ülkemiz uluslararası düzeyde oldukça önemli bir itibar kazandı. Gerek ekonomisiyle ve gerekse siyasi alandaki etkisiyle bunun daha da artacağı görünüyor. Böylece Cumhurbaşkanımızın böyle bir göreve istenmesi hiç de sürpriz olmaz.
Diğer bir senaryo da Ali Babacan’ın Tayyip Erdoğan’dan sonra başbakan olacağı. Hem gençliği, hem de başarılı bir bakan olması sebebiyle bu ihtimal de çok konuşuluyor. Benim tahminim bu olmaz. Zira Ali Babacan ekonomide çok başarılı olmasına rağmen Dışişleri Bakanlığında o kadar başarılı olamadı. Nitekim Başbakan da bunu fark etmiş olmalı ki, ilk kabine değişikliğinde tekrar eski bakanlığını verdi. Ayrıca ben Ali Babacan’da liderlik karizmasını göremiyorum.
Üçüncü bir ihtimal de Bülent Arınç’ın görevi devralması. Ben buna da pek ihtimal vermiyorum. Yegâne sebebi de kendisinin bunu istememesi. Kim ne derse desin, kendisini tanıdığım kadarıyla Sayın Bakanın aslında bu görevi fazlasıyla yapabilecek beceri ve kabiliyete sahip olduğunu biliyorum. Fakat daha fazla siyasi mücadeleye artık girmek istemeyeceğine kanaat getiriyorum.
Son olarak ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun AK Parti liderliğine geleceği ihtimali. Şahsen ben bunu en güçlü ihtimal olarak görüyorum. Her şeyden önce son derece akıllı ve ileri görüşlü olması. Ak Pati Hükûmetlerinin dış politikasının bu denli başarılı olması onun sayesinde. Hem Cumhurbaşkanı, hem de Başbakan onu görüşlerine son derece önem veriyorlar. Müthiş bir diplomatik zekâsı var. “Stratejik Derinlik” kitabını aydın olan her insan mutlaka okumalı. Son seçimlerde Konya’da bazı seçim toplantılarını takip ettim. Kitleleri etkileyen bir konuşma üslubu var. Muhalifleri bile ona kötü bir şey söyleyemiyor. Gerek siyasi hayatıyla, gerekse özel ve aile hayatıyla tertemiz bir insan. Eşi Sare Hanım, eşini dış gezilerinde bile yalnız bırakmayarak Türk insanının hoşuna giden mutlu bir aile tablosunu tamamlıyor.
İnşallah son on yıldır yakaladığımız yükselme ve itibar atağımızı devam ettiririz. Mevla görelim n'eyler, n'eylerse güzel eyler.


Yazarın Diğer Yazıları