Mübarek Ramazan

"(O sayılı günler, Ramazan ayı), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’ân’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. 
Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin." 
Bakara, 2/185. 
 
Rahmet, merhamet, sevgi, ilim ve terbiye ayıdır Ramazan-ı şerif. Ayların sultanı, gönüllerin kurak çöllerini yeşerten bir ibadet ediş, Rabb'ine dönüş ayıdır. Evvela âlemlerin kurtuluş reçetesi, imansızlığın şifası, iman edenlerin de şükrünün ziyadeleştiği kâinat kitabı peygamber incisi Kur’ân-ı kerimin dünyayı şereflendirmesidir. Velhasıl hikmet ve kereminin sonsuz olduğu bize de en güzel edep, terbiye ve aşkın düştüğü bir oruç ayı. Oruç, Peygamberimizin (sallalahualeyhivesellem) buyurduğu gibi bir kalkandır. Ruh giysisi beden korunur; hem sıhhat, hem dünyevi arzu ve heveslerden, ruhun kendisi ise huzur ve sükûnet bulur. Nefis silkelenip kendine gelir rahmet tokadıyla. Toparlanan ruhlar tek tek birleşir ve hem semaya hem dünyaya ulaşır. Müminler kendilerine çekidüzen verir. Öfkeler sindirilir, kızgınlıklar unutulur, kötüye ve nefse dair tüm zilletler atılır kalp ve midelerden. Yerine sabır, ibadet ve bütünlük gelir. Ramazan Allah’ın ayıdır ve bu ayda tüm güzel esmalar tecelli etmelidir çünkü, şeytanlar dahi zincirlere hapsolmuştur bu mübarek günlerde. O sebepledir ki, Ramazan ayında Müslüman yalan, riya, şiddet, iffetsizlik ve fitneden kaçınır; herkes için bir güvencedir, güven vericidir, emin bir emanettir. 
Dünya’da şu an bu güven ve huzur ortamı, yerini pek çok Müslüman için zulüm denen kangrene bırakmış durumda. Orta Doğu İslam coğrafyası ise payına düşen acı en fazla olan toprak. Suriye’de Esed zulmü korkunç bir hâl almış. Bu zulüm yıllardır seyrediliyor ancak durdurulamıyor! Her gün birçok Suriyeli silah namluları altında ya işkenceden kaçmaya çalışıyor, ya da öldürülüyor; bilanço ise günden güne daha ağırlaşıyor. Yıkıntılar altındaki Gazze’de, oruçlar gözyaşı ile açılıp iftariyelik olarak bir lokma belki de bir mermiyle şükürler refakatinde yutuluyor. Arakan’da yakılan Müslümanlar oruçlarını su yerine ateşle açıyor. 'Doğruluk timsali' addedilen Myanmarlı liderler ise tarih boyunca Budizm adına Müslümanlara yapılan işkence ve katliamları hangi şefkat ve sevecenlik damarlarından alıyor, bilinmiyor! Hayvanlara dahi reenkarnasyon kisvesi altında sonsuz ve muteber bir konum atfederken hangi zihniyet bunca zulmü Müslümana reva görüyor? Peki, Doğu Türkistan’da gençlerin camiye dahi gitmesini yasaklayan, bu mübarek aylarda sırf oruç tuttuğu için ceza alan öğrenci ve memurların ötekileştirilmesi! Evlerinde seccade ve Kur’ân-ı kerim bulundurmalarının yasak oluşu, sakal bırakamamaları, Müslüman kadınların etek boyunun dahi santim hesabı ile belirlenmiş saçma sapan yasaklar silsilesi ve tüm bunlara direnen cefakâr müminler... Ve bambaşka pek çok şehadet ehlinin yaşadıkları…
Ülkemizde de buna benzer zulüm ve zihniyet bozan çabalara tarih boyunca şahit olsak dahi hâlihazırda Türkiye'nin diğer Müslüman ülkelere nazaran bu konuda en rahat ve neredeyse altın çağını yaşayan bir ülke olduğunu inkâr edemeyiz. Hakkaniyet penceresinden bakan herkesin rahatlıkla görebileceği gibi Türkiye'de dinî anlamda -Müslüman olmayanlar da dâhil-  hiçbir zorlama, kısıtlama; maddi ve manevi şiddet mevzubahis değildir. Elbette ki bu durumu mümkün mertebe muhafazakâr bir çatı altında birleşmeyle açıklayabiliriz. 
Yeni hükûmetin kurulma aşamasında türlü siyasi beklentiler içerisinde olan, başta maneviyat şehri Konya'da olmak üzere ülke genelindeki halkımız, uzun zamandır kavuşulan huzur ortamıyla birlikte yakalanan istikrarın sürmesini canı gönülden arzulamaktadır. 
İdrakiyle şereflendiğimiz şu mübarek Ramazan ayının ülkemize birlik, refah, bereket, ibadet, sabır ve doğru kanaatler getirmesini yüce Allah'tan niyaz ederiz.

Yazarın Diğer Yazıları