Nisan Yağmurları

Bahar geldi, hâliyle içimizi, çevremizi de bir rahatlık, mutluluk sardı. Isınan sadece hava değil, aynı zamanda ruhumuz oldu. Havalar insanları psikolojik olarak etkiliyor tabii ki.  Kasvetli ve yağmurlu havalardaki ruh hâlimiz ile pırıl pırıl güneşin açtığı, herkesin sokaklara döküldüğü havalardaki durumumuz bir olmuyor elbette… Mevsimlerden bahar ve aylardan nisan… Baharın en güzel aylarından biri. Tabii nisan ayı denilince akla ilk gelen, olmazsa olmaz nisan yağmurlarıdır. Peki niçin nisan yağmurları? Neden başka bir aya değil de nisan ayına ismini veren bir yağmur var, hiç düşündük mü?

Öncelikle hadis-i şeriflerle giriş yapmak istiyorum; “Hanımının başı ağrıyan bir erkek, bu sudan hanımına içirirse, bu su ona (sıhhati için) yeterlidir. İçen kimsenin balgamını keser. Rüzgâr ona zarar vermez, çirkin hâller kendisine isabet etmez. Bel ağrısından, karın ağrısından şikâyeti kalmaz. Alaca hastalığından korkmaz. Göğüs ağrısı çekmez. Kalbine gelen vesvese (kuruntu), gönlünden çıkar gider. Kendini çok beğenmek, haset, kibir, düşmanlık, gıybet ve koğuculuk (gibi manevi hastalıklar dâhil), dünyada yaşayan her fâni (geçici, ölümlü) için Allah-ü teâlâ’nın izni ile fayda vericidir.” Hadislerin dışında nisan yağmurlarının başka özellikleri de mevcut; yılanların zehri, balıkların incisi, hatta bal arısının balı gibi pek çok harikulade nimet hep bu yağmurun suyundan oluşuyor. Sular içerisinde en saf su, nisan yağmurunun suyudur, nisan yağmuru ile mayalanan yoğurt tutar, bu yağmurla ıslanan saç dökülmez.
Görüldüğü gibi, nisan yağmurlarının hadislere, Peygamber Efendimiz’in müjdesine nail olan pek çok faydası vardır. Peki hangi zaman zarfında nisan yağmurlarını toplayabiliriz?  Nisan yağmuru suyunun toplanacağı günler, Rumi nisan ayının yedisinden sonra, ay sonuna kadardır. Rumi takvim ile miladi  takvim arasında 13 gün fark vardır. Nisan yağmurunun 13 Mayıs’a kadar toplama süresi bulunmaktadır. Ayrıca bu konuda birçok rivayet de var. Peygamber Efendimiz’in “Nisanda bereket yağıyor.” diye adlandırdığı bu yağmurlar, Selçuklu’ya başkentlik yaptığı dönemde Konya'da nisan yağmurlarının kaplarda toplanarak hastalara şifa olarak dağıtıldığı, yapılan yemeklerin içine katıldığı biliniyor. O dönemde Konya'da bulunan Mevlâna Dergâhında Mevleviler, “nisan tası” adı verilen kaplara topladıkları nisan yağmurlarını, dergâhı ziyarete gelen misafirlere ikram ediyor, bu suyun bazı dertlere şifa olacağına inanıyorlardı. Nisan yağmurları, vücudun demir miktarını tamamlayıcı tesire de sahip. Uzmanlar, nisan yağmurundan önce ve ıslandıktan sonra vücuttaki demir miktarının ölçülmesini tavsiye ediyor.

Selçuk Üniversitesi Mevlâna Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler yaptığı açıklamada, Mevlevilik’te nisan suyu geleneğinin 21 Nisan - 21 Mayıs arasını kapsayan zaman diliminde yağmurların biriktirilmesine verilen ad olduğunu belirtiyor, ''Genellikle ilk haftasında yağanı makbuldür. Nisan suyunu toplamak için özel işlemeli kazanlar (nisan tası) imal edilirdi.'' diye ilave ediyor.
Mevlâna'nın, şiirlerinde bahar yağmurlarının bereketliliği ve bedene tazelik verdiğinin yer aldığını vurgulayan Şimşekler, Mevlâna'nın ''Güz yağmurundan kaçabildiğince kaç, çünkü güz yağmuru yaprakları döktüğü gibi seni de hasta eder. Ama bahar yağmuru nasıl tabiatı canlandırıyorsa senin de dimağını ve bedenini o şekilde canlandırır.'' dediğini hatırlatıyor.
Görüldüğü gibi nisan yağmurunun yazmakla bitirilemeyecek kadar çok faydası var. Henüz vakit varken nisan yağmurunun yolunu gözleyelim ve bundan olabildiğince başta kendimiz olmak üzere, eş dost ve arkadaşlarımızı faydalandıralım. Nisan yağmuru yağdığında yeryüzünün bu kıymetli sudan nasıl nasiplenip beslendiğini, yıkanıp arındığını, daha bir güzelleştiğini gözlemleyelim ve bu değerli nimeti kaçırmayalım… Nisan yağmurlarıyla kalın…


Yazarın Diğer Yazıları