Pedagojik Formasyon

     Değerli okuyucularım! Bugünkü yazımda öğretmen olmak isteyen öğrencilerin derdi olan pedagojik formasyon konusunu onların bakış açısıyla dile getiren bir öğrencimin görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
    Yüksek Öğretim Kurulu’nun, eğitim sisteminin her dalında olduğu gibi formasyon konusunda da kararlı olup yerinde duramadığı aşikar konulardan biriydi Pedagojik Formasyon. Sürekli değişen tercih ve kararlar, her dönemin öğrencisine farklı oyunlar oynadı maalesef. YÖK’ün bu tutarsızlığı öğrencilerimizin geleceklerine dair bir hedef koymalarını da engelledi ve amaca dair çalışmaları sarstı. Her şeyin muallakta olduğu bu yapılanmada ne gelecek için planlar yapılabildi ne de atılımlar. Nede olsa YÖK her an sistemi ve kararları değiştirebilir oyun bozabilirdi. En basitinden bu yılın başından beri ALES için çırpınan çalışan öğrencilerimizin yakın zamanda YÖK’ün Pedagojik Formasyon hakkında yapılan bir basın açıklamasında belirttiği “Lisans öğrencilerinden programa başvuruda herhangi bir seçme yöntemi uygulanmamakla birlikte bazı üniversitelerin kapasitelerinin üstünde başvuru olduğunda belirleyecekleri bazı kriterlere göre sıralama yapabileceklerdir”  kararı her şeyin altını üstüne getirdi. Daha geçen seneye kadar okul ortalaması ve ALES puanı göz önünde tutularak seçilen öğrenciler, bu yıl ise belirtildiği gibi programa başvuruda herhangi bir seçme yöntemi uygulanmayacaktır, diyor. Kafalar karışık her an kararların değişebileceği bilincine o kadar alıştırılmış durumdayız ki öğrencilerimiz, bu kararın bile değişebileceğini bekliyor ve amaçları için bir harita çizemiyorlar. Duyduğum tepkilerden birine örnek olarak; Geçen seneki öğrencilerimizin, “Biz dirsek çürütüp ALES ve ortalama için yıllarımızı yıprattık, neden şimdi herkes istediği gibi formasyon alabiliyor?” sitemiydi. Daha da kötüsü bundan bir kaç yıl öncesine kadar formasyon dahi yoktu.
    Peki, bu duruma Eğitim Fakültelerinin tepkileri ne? Her iki tarafında mutlaka bir açıdan şikâyeti var. Problemler bitmiyor, formasyon artık veriliyor verilmesine, herkes öğretmen oluyor peki, bu mezunlar ne yapacak. En büyük şikâyetlerden biri, Eğitim Fakülteleri ile Fen-Edebiyat Fakültelerinin arasındaki çizgi Eğitim Bilimleri dersleri ile kapatılıyor. Eğitim Fakültelerinin dört yılda tamamladığı Eğitim Bilimleri, yaz okulu sistemiyle üç ila altı aylık bir eğitim dönemi içerisinde tamamlanıyor. Her zaman, her konuda tüm tarafları mutlu edebilecek kararlar olamıyor tabiî ki. Tüm bunlara rağmen öğrencilerimizin öğretmen olabilme umudu ve mutluluğu izlenmeye değer.
    Her şey bir yana, şu an birçok öğrencimizin yüzü gülmeye başladı. Bu formasyon haberi binlerce öğrencimizin umut ışığı oldu. Dilerim her şeyin sonu güzel olur ve tüm taraflar açısından başarılı ve faydalı bir geleceği bize yaşatır. Sağlıcakla kalın…


Yazarın Diğer Yazıları