Türk Dünyası Ve Kitle İletişim Araçları

Modernliğin en ayırt edici vasıflarından biri gerçekliğin ve tahayyülün arasındaki farkı yok etmesidir. Gerçekliğin beslenme kaynaklarındaki muğlâklığına bağlı olarak, tasavvur dünyamızda başkalaşmıştır. Geçmişte görmeden bilirdik. Tahayyülümüzde gerçeği canlandırırdık. Sahih bir âlemde yaşardık. Post modern olarak tanımlanan zamanımızda ise artık gerçekliğimiz yok olmuştur. Görüyoruz ama görme duyumuz eskisi gibi bizi inanmaya kaynaklık etmiyor.
Bununla birlikte KİA, bizim dünyamızı görmeye dayalı olarak yeniden inşa etmiştir. Gerçeklikle olan bağı sorgulansa bile görünen her zaman bilinen ve inanılanı pekiştirmiştir. Birbirini tanımayan insanlar KİA vasıtasıyla tanımaya, bilmeye, ilişki kurmaya başlamıştır. Toplum artık bu araçların adına bağlı olarak yeniden isimlendirilmektedir. “Gösteri toplumu”, “kitle toplumu”, “eğlence toplumu”, “televizyon toplumu” vs. toplum kendi gerçekliğini artık KİA'na bağlı olarak sıfatlanmaktadır. Bu sıfatlama elbette bir olgu değil fakat bu KİA'nın etkilediği, dönüştürdüğü bir toplumsal tasavvurun bir yansımasıdır.
Toplumlar televizyon ve türevi araçlarla artık daha kolay bilinmekle birlikte, biçimlendirilmeye de daha uygun bir hale gelmiştir. Her şeyde olduğu gibi, toplumda siyasi ve ekonomik etkenlere göre bir sahneye dönüştürülmüştür. Birlik kurmak, ayrıştırmak, savaşmak, tamamen görselliğe hitap etmeye başlamıştır. Kim görselliği egemen kılarsa hâkimde odur. Irak savaşındaki CNN canlı yayını dünyaya egemen bir bakış açısı sunmuş, gerçeklik görüntüler vasıtasıyla manipüle edilebilmiştir. İşgal görsellikle güç ve iktidar gösterisine dönüşmüştür. Bilinçlerdeki hâkimiyet güçlenmeye veya yeniden inşa edilmeye çalışılmıştır. Kan ve gözyaşı meşrulaştırılmıştır.
Bu çerçevede değerlendirmeye alacak olursak Türk Dünyası için KİA çok önemli bir imkânlar alanıdır. Aynı ortaklıklara bağlı olunan ama çok geniş bir coğrafyaya dağılmış olan Türk Dünyası üzerinde bu gücü etkin hale getirmek siyasi, ekonomik olduğu kadar kültürel bir önem de taşır. Görsellik bu noktada güçlü bir tarih ve soydaşlık algısını besleyebilir.
KİA kitle kültürüne yönelik yani sanal bir algı, değerler, tüketime dayalı, günübirlik yaşam biçimi sunar. Farklı kültürler ve toplumlar üzerinde ise bilinçli bir amaç doğrultusunda tersi bir işlev de yerine getirebilir. Türk Dünyasındaki kültürel çeşitlilik bir tür alt kültür olarak tanımlanabilir. Aynı dil grubuna, tarihe, kültürel norm ve değerlere bağlı bir müştereklik zemini yapay siyasi müdahalelerle ayrıştırılmıştır. Bu yapaylığın vermiş olduğu zafiyet bugün bizim için bir fırsat niteliği taşır. Çünkü öz, hâlâ canlılığını korumaktadır.
KİA vasıtasıyla, toplumsal zeminde tarihi, kültürel, sanatsal fikirlerin, algıların, değerlerin yeniden üretimi, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması mümkündür. Bu noktadan hareketle ortak değer ve normların oluşturulması ve çeşitlenmesi imkânı artmaktadır. Kitle iletişim araçlarıyla yapılacak olan imaj yayma faaliyeti aynı zamanda Türk Dünyasındaki birlikte hareket etme düşüncesinin kitleler nezdinde itibar kazanmasına kaynaklık edecek bu mevcut yapıda dünya sisteminde yer edinen kültürel kodların dolaşımını sağlayan mekanizmalarla tanışmayı ve fikrin olumlu bir konumda temsilini de beraberinde getirecektir.
AB, dili, kültürü, dini, tarihi, toplumsal norm ve değerleri tamamen farklı halkların bir var olma mücadelesidir. Bu mücadele alanında dili, dini, tarihi, değerleri ortak halklar arasındaki birlik ve bütünleşme alanı daha güçlüdür. Türk Dünyası bu ortaklıklarının bilincine varmada ve etkileşimlerle büyük bir işlev yerine getirmektedir.
Kısaca ifade edecek olursak, belgeseller, filmler vb. gibi görselliğe hitap eden ve toplumu değiştirme ve dönüştürme gücü yüksek araçlar insanlar arasındaki ilişkileri, yakınlaşmaları, bağları, ortaklıkları ve karşılıklı tanımaları kolaylaştıracaktır. Yaklaşık bir aydır bulunduğum Kazakistan’da bu ihtiyacı çok daha fazla hissetmeye başladım.


Yazarın Diğer Yazıları