Bilmediğimiz Bir Şeyler Dönüyor

      Elbette akan kanın durmasını, barış, huzur ve kardeşlik içinde mutlu yaşamayı hepimiz isteriz.
      Bunu sağlamak için gösterilen samimi gayret ve çözümlere minnettar ve duacı oluruz.
      Ancak; Öcalan,  “Terörist başı, bebek katili” diye anılırken, “Sayın” demek suç iken, nasıl oldu da birden çözüm sürecinin adresi ve resmi  muhatabı  oluverdi? Samimi gelmiyor, içim ısınmıyor. Bir şeyler dönüyor sanki…?
      Otuz yıldır 21 mart vardı. Nevruz da… Öcalan 21 mart gece-gündüz eşitliğini, günlerin uzamaya gecelerin kısalmaya başlamasını, karanlığın aydınlığa yenik düşmesi diye yorumlayıp barış süreciyle örtüştürmeyi birden akıl ediverdi? 35.000 insanımız ölürken aklı neredeydi? Patronları, yakın zamanda malum zata coğrafya mı çalıştırdı?
      Öcalan, “Helalleşme’den” , “Misak’ı Milli’den”, “Kurtuluş Savaşı’ndan”, “Çanakkale’den”, “1920 Meclisini Türklerin ve Kürtlerin birlikte açtığından”, “Ayrıştırmak isteyenlere inat birleşmekten” söz ediyor.
       Yoksa İmralı’daki boş zamanlarında tarih ve din dersi çalıştı da YGS'ye girmeye mi karar verdi?
       Kafasına saksı düştü de, Türk filmindeki gibi gözü mü açılıverdi  zatın?
      Sürekli aldatılan bu Milletin, olayların altında “Çapanoğlu” araması ve sorgulaması hakkı değil mi?
      Bu millet, “Benim işçim, benim köylüm, ezan, bayrak” laf ebeliğiyle kırk yılının çalındığını,  maaş verdiği asker-sivil zevatın seçilenleri astığını, darbe ile       iktidarların devrildiğini çok gördü de ağzı yandı.  
      Baksanıza, okunan bildiri birlikten bahsediyor. Milletin birliğinin ve zaferlerinin sembolü “Bayrağımız” yok.
      Hele, Marksist, ateist Öcalan; “Türkler ve Kürtlerin bin yıldır İslam bayrağı altında ortak yaşadığını, ayrılığın bu coğrafyaya yakışmadığını, birlikteliğin önemli bir unsurunun din kardeşliği olduğunu, Hz.Muhammed'in mesajlarının hayata geçirilmesi gerektiğini” söylüyorsa... !? Buna şaşırmak ve altında “bir bit yeniği” aramak doğal değil mi?
      Mamafih azizim, zatın bu hassasiyetleri beni ziyadesiyle duygulandırdı, gözlerim yaşardı.(!)
      Bu zat, beş vakit namaza başladım, İmralı’ya mescit yapılsın der, hacca gitmek de isterse şaşırmam. (!)
      Darbe şakşakçısı, talimat kalemşörü, boyalı basın gibi  21 mart 2013’e “ 2.Cumhuriyet ilanı” mı diyelim?
      Öcalan PKK’lılara “Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadele başlatmadır" derken “baklayı çıkarıp” gerçek niyetini ortaya koyuyor. “Şecaat arz edeyim derken sirkatin” söylüyor.
      Balayı sarhoşluğuna kapılma, kafasını kuma gömerek gerçekleri gözden kaçırma lüksü yok artık bu Milletin.
      Global siyasi aktörlerin Arap baharı ve BOP projesinin parçası olan “Kürt senaryosu” maalesef şöyle:
      PKK militanları Suriye’ye  gidecek. Oradaki PYD ile birleşecek. Savaş ve otorite boşluğundan yararlanıp, “Suriye Kürt Yönetimi” kuracaklar. Kurulan “Kuzey Irak  ve Suriye Kürt Yönetimleri” zamanla birleşip “Türkiye ve İran  Kürdistanı”  için müsait ortamı kollayacak. Global siyasi aktörlerin ve taşeronlarının  asıl hedefi “Büyük Kürdistan”
       Komplo teorisi demeyin. Olaylar olmadan önce “Saddam devrilecek, Kuzey Irak’ta Kürt Devleti  kurulacak, komünizm, SSCB ve Varşova paktı dağılacak, üye sosyalist devletler kapitalist AB’ye girecek” denseydi inanır mıydık?
       On  yıl önce  birileri çıkıp, “terörist başı  Öcalan muhatap alınacak” dese, ne derdik?
      “Senaryo yazan- uygulayan” global siyasi aktör olamadıkça, hep “plana uyan-emir alan” olmaya mahkumuz.
      20 mart 2013. Obama İsrail’i ziyaret ediyor.  
      21 mart 2013. Terörist başı Öcalan bir anda barışçı, İslamcı, tarihçi, coğrafyacı oluveriyor.  
      22 mart 2013. İsrail Türkiye’den özür dilerken “iki ülke bölge sorunlarını çözecek” demeyi de  ihmal etmiyor.
      Dostlar ortalıkta bilmediğimiz bir şeyler dönüyor. Fırıldakçılar yine bir şeyler döndürüyor…? Haydi hayırlısı…
      Ama; Onların bir hesabı varsa Yüce yaratıcının da bir hesabı var.
      Yüce Allah, İslam Milleti ve tüm insanlık için barış, huzur ve kardeşlik dolu bir gelecek ihsan etsin…


Yazarın Diğer Yazıları