İSLAMİ DAYANIŞMA MI? İSLAMİ YOZLAŞMA MI?

 

"5. İslami Dayanışma Oyunları”. Ne cezbedici bir isim!

Hele Konya "2023 Dünya Spor Başkenti” seçildiği için Konyalılar pek keyifli.

Sanırsınız ki; her şey İslam'a uygun.

Sanırsınız ki; İslam Ülkeleri arasında birlik beraberlik ve kardeşlik sağlanacak.

Oyunlar o kadar İslami ki; (!) oyunların resmi dili İngilizce.

Konya'nın ve Türkiye'nin çağdaş (!) ve ılımlı (!) İslam'a müthiş katkısı (!) oluyor.

İroni bir yana, oyunları seyrettiğinizde İslam ile hiçbir alakasının olmadığını görüyorsunuz.

Özellikle artistik, aerobik, ritmik jimnastik, yüzme, bayan voleybolu müsabakalarını seyrederken "İslami Dayanışma Oyunları” logosunu görünce hem şaşırıyor, hem de üzülüyorsunuz.

Müslüman olmak, jimnastik, yüzme, bayan voleybolu gibi müsabakalarda yarı çıplak mayolar giymeye mani değildir mesajı veriliyor.

Genç nesiller "spora teşvik” adı altında "kamufle edilmiş bir çıplaklığa” alıştırılıyor.

İslami prensipleri öğrenmeden, onları çiğnemenin normalliğine sürükleniyor.

Milli duygular ve madalya alma sevinciyle gölgelenen "görsel ve kültürel özendirme”, farkına varmadan gençleri İslami prensiplerden uzaklaştırıveriyor.

Hz. Ömer (RA)'in dediği gibi "İnandığımız gibi yaşamayınca, yaşadığımız gibi inanmaya başlıyoruz.”

Amaçlanan tam da bu! Yozlaştırılmış bir İslam anlayışı.

Öyle ya! Müslümanlık sadece camiye hapsedildiğine göre, spor müsabakalarında Müslümanlığın ne işi olabilir?

Müslümanlık siyasete, ekonomiye, kültüre, sanata, spora neden karışsın?

Karışan mı var? Namaz kılmak isteyen camiye gitsin. "Başını örtmek isteyen de Arabistan'a… "

İslam ülkelerinin spor ile dünyaya ve insanlığa vereceği hiçbir mesaj yok mu?

Hayat nizamı olan İslam'ın her alanda mesajı olmaz mı? Elbette var.

Gönül isterdi ki; Müslüman ülkeler, global sistemin dayattığı spor dallarını ve kıyafetlerini taklit etmesin.

Gönül isterdi ki; kadim kültürümüzün dünyaya hediye edeceği yeni spor dalları, yeni kıyafetler ve yeni kültürel öğelerle bezenmiş, "İslam mesajı içeren oyunlar” tertip edilebilsin.

Bu yapılamıyorsa en azından adına "İslami Dayanışma Oyunları” denmesin.

Biz "İslami Dayanışma Oyunları” ile oyun ve oynaşta iken, İsrail hem Mescid-i Aksa'ya, hem de Gazze'ye saldırarak Müslümanlara sanal değil, gerçek bir oyun oynayıverdi.

Ev sahibi Türkiye, yavru vatan KKTC'yi oyunlara davet etme cesareti bile gösteremedi.

Şimdi şapkamızı önümüze koyup iyi düşünelim.

Oyunların kazananı kim? Kaybedeni kim?...

 

KONYA – 17 Ağustos 2022


Yazarın Diğer Yazıları