Keser Döner Sap Döner, Elbet Bir Gün Hesap Döner

      Olayların bir görünen / herkesin bildiği yönü, bir de gerçek yönü olduğu herkesin malumudur.
      Siyasi olayların gerçek yönünü toplumun çoğunluğu bilmez, belki bilmesi de gerekmez.
      Ama; aydın olduğunu iddia edenler, olayların gerçek yönünü gözlemek, anlamak, topluma yol ve yön göstermekle görevlidir. Aydın olmak, överken / eleştirirken güncel siyasete uydu olmamayı gerektirir. Elbette gerektikçe iktidar veya muhalefet partilerini, fikir ve icraatlarını övmek veya yermek gerekebilir.      

      Ama onları övmeye veya yermeye odaklanmış bir düşünce yapısı içinde olmamak gerekir. Değilse aydınlar topluma ışık tutma ve tarihe not düşme görevini yerine getiremezler. Bu sorumluluk bilincinde olanlar maalesef azdır. Saygıdeğer okuyucuların yazılarımı -özellikle bu yazımı- naçizane bu sorumluluğu hissetmeye gayret ettiğimi gözeterek okumalarını dilerim.
      20 Mart 2013. Obama İsrail’i ziyaret etti. İki gün sonra “İki ülke bölge sorunlarını çözecek” notu düşerek İsrail Türkiye’den özür diledi. İlginç...! Bölgedeki tüm gelişmeler “BOP” ve “Arap Baharı” iyi okunarak anlaşılabilir.
       1.Dünya savaşı galibi devletler çekilirken; İslam coğrafyasında halkına ve anlayışına zıt ama kendileri için mutemet aydınları iktidara getirdi. Halk- yönetim zıtlığı ile ülkeleri sürekli siyasi çalkantı içinde tutarak bölgeyi diledikleri gibi yönetmeyi ve sömürmeyi amaçladılar. Bunu 80 yılı aşkın zamandır da uyguladılar.
      Ancak komünizm fikren çöktü.  SSCB yıkıldı. Varşova paktı dağılmakla kalmadı. Üye devletler AB’ye girerek neredeyse saf değiştirdiler. İki kutuplu dünya düzeni ”Yeni Dünya düzeni”(YDD)adıyla tek kutuplu hale geldi. Yeni bir strateji ile başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı yeniden şekillendirmek isteyen ABD, kendisine 11 Eylül  saldırısını düzenletti. Meşru müdafaa hakkını kullanarak  güvenliğini sağlamak gibi masum (!) bir bahaneyle “Teröre karşı topyekün savaş” adı altında terörle İslamı yan yana getirdi. Dünyada İslam korkusu oluşturdu.
       “BOP projesi” 1. Dünya savaşı sonrasındakinin aksine halkın inancına zıt değil paralel iktidarları göreve  getirme yöntemini benimseyerek, “Arap Baharı”nı demokrasi, özgürlük ve insan hakları isteyen halk hareketleri ambalajıyla sundu. Türkiye’ye  projenin siyasi rol-model-kilit ülkesi rolü biçildi. Zira; Türkiye İslam aleminin tek Batılı, laik ve demokratik ülkesiydi. ve bu kavramlar pekala örtüşebilirdi. O halde “Arap Baharı” ile ayaklanan Müslüman kitleler, yeni kuracakları sistem için ancak Batılı, laik, demokratik Türkiye’yi model alınabilirlerdi.
       Davos’ta “one minute” çıkışı, Mavi Marmara olayı ve İsrail’den özür dilemesinin istenmesi bölgede Türkiye’ye sempatiyi artırma ve model ülke konumu sağlama planının aşamalarıydı. Uygulandı. Bölgede Türkiye’ye ve liderine görülmemiş bir itibar sağlandı. Tunus, Mısır ve Libya’da eski diktatörler yerini, İslami kimliği ağır basan iktidarlara bıraktı. Rice’nin dediği gibi- 22 bölge ülkesinin sınırları değişmesi planlandı. Uygulama sürüyor.
      Arap Baharı, Müslümanların “Başımızda biz gibi inanan/düşünen liderler var” diye rehavete kapılmalarını, kapitalist ekonominin çok tüketen sağılır inekleri olmalarını sağlama planıdır aynı zamanda...
      Enerji ve su kaynaklarını ele geçirmek, güvenliğini garanti etmek için bölge petrolünün 40’ına sahip Irak ve uranyum zengini Afganistan işgalleri ile ilk adımlar atıldı.Dünya bor tuzlarının % 75’ine sahip Türkiye de sırada.
      BOP ve Arap Baharının hedefi, tehdit algısı oluşturarak bölge ülkelerinin ileri teknoloji, nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar -İsrail hariç- edinmesini engellemek, dolar ve İngilizceye bağımlı ekonomik hakimiyet, sömürü ve köleliği pekiştirmek, müslüman toplumları saf dışı etme hedeflerini daha kurnaz ve yeni metotlarla sürdürmek, SSCB’nin dağılmasıyla oluşan boşluğu doldurmak, mutluluk arayan insanlığın " İslama  yönelişini” saptırmaktır.  
      İsrail Türkiye’den özür diledi ki; bu planların kilit “iki ülkesi bölge sorunlarını birlikte çözsünler”…
      Ama zalimler, bu coğrafyanın gerçeklerini, tarihi dinamik ve değerlerini yok saymakla, mazlumları aşağılamakla büyük yanılgı içindeler. Tarih, kan ve gözyaşının tüm hesapları boşa çıkardığının örnekleriyle doludur.
      Ataların dediği gibi “Keser döner sap döner, elbet  bir gün hesap döner.”


Yazarın Diğer Yazıları