AŞERE-İ MÜBEŞŞERE CENNETLE MÜJDELENEN ON SAHABİ-4

5. ÇİN'DE MEZARINI (Makamını) ZİYARET ETTİĞİM İRAN FATİHİ HZ. SA'D B. EBU VAKKAS (r.a.)

Medine: Yolu Gözlenen Sevgili, Savaşlardaki Kahramanlıkları

Hz. Sa'd, Mekke döneminde Müslüman olduğundan, müşriklerin eziyet, işkence ve boykotuna seve seve katlananlardan biridir.

Onun bu döneme ait anlattığı hatıralarından bir tanesi çok dikkat çekicidir. O diyor ki:

"Karnımızın açlığını bastıracak yiyecek hiçbir şey bulamadığımız olurdu. Bu hâl günlerce devam ederdi. Bu arada sadece semure ağaçlarının yapraklarını yerdik. Bu yüzden bizim dışkılarımız koyun keçi dışkısı gibi olurdu.”

MEDİNE: YOLU GÖZLENEN SEVGİLİ

Hz. Sa'd Medine'ye hicret izninden sonra, Medine'ye ilk hicret edenler arasındadır. O Bedir ile başlayan savaşlar sürecinde, hiçbir savaştan geri durmamış ve katıldığı hemen her savaşta büyük yararlılıkları olmuştur. Özellikle Uhud Savaşı'nda, atmış olduğu okların hedefini bulması, Hz. Muhammed'in (s.a.s.) dikkatini çekmiş ve O'nun mübarek ağızlarından "Anam-babam sana feda olsun!” ilti¬fatı ile, terkisinden çıkardığı okları ona vererek "Allah senden razı .olsun! Al şunları da at!” dua ve emrine mazhar olmuş bir sahabîdir, Hz. Sa'd. Bilindiği kadarıyla Resûl-i Ekrem Efendimiz, anne ve babasını, Hz. Sa'd'dan başka birisi için bir arada cem etmemiştir.

Sa'd b. Ebî Vakkas denince akla gelen bir başka hâdise vardır ki, bu hemen her hadîs kitabında kayıtlıdır. Hz. Aişe'nin beyanına gö¬re, bir gece Allah Resulü (s.a.s.) belki suikast endişesiyle uykuya dalamamış ve "Keşke ashabımdan salih bir insan çıksa da, beni bu gece korusa!” temennisinde bulunmuştur. Tam o arada kapının önünde bir silah şakırtısı duyulur. Efendimiz'in kim olduğunu sorması üzerine Hz. Sa'd, kimliğini bildirir.. Nebiler Sultanı (s.a.s.) ona "Seni buraya getiren nedir?” diye sorar. Sa'd (r.a) "îçime senin hakkında bir korku düştü. Onun için seni korumaya geldim Ya Resûlellah.” cevabını verir. Bundan çok memnun olan Allah Resulü (s.a.s.) Hz. Sa'd'a dua eder ve o gece güzelce istirahat eder.

SAVAŞLARDAKİ KAHRAMANLIKLARI

Hz. Sa'd'ın Bedir Savaşı'nda gösterdiği bir teslimiyet örneği vardır ki, O'nun Allah Resulüne bağlılığını göstermesi açısından çok önemlidir. Hz. Sa'd'ın kardeşi Umeyr b. Ebi Vakkas, çocuk denilecek yaşta Bedir'e katılmış ve şehit düşmüştür. Hz. Sa'd da, gerek savaş atmosferi, gerekse kardeşinin şehit edilmesinin verdiği hava içinde, müşriklerle kıyasıya çarpışır. Bir ara, Kureyş atlılarının kumandanı Said b. el-As'ı kıstırır ve onu öldürür. Sonra onun "Zülketife” adı verilen kılıcını alır. Savaş sonunda bunu Hz. Peygamber'e (s.a.s.) bildiren Hz. Sa'd, Efendimiz'den (s.a.s.) "Git, o kılıcı aldığın yere koy!” emrini alır. Zira bu ganimet malıdır ve o malda bütün gazilerin hakkı vardır. Ayrıca, o ana kadar İslâm toplumunun ilk defa karşılaştığı ganimet mallarının ne yapılacağı hakkında bir emri îlahî yoktur. Hz. Sa'd hiç vakit geçirmeden emri yerine getirir. Daha sonra ganimet malları hakkında Enfal sûresinin ilk âyeti nazil olur ve Allah Resulü (s.a.s.) Hz. Sa'd'a "Şimdi kılıcı alabilirsin.” buyurur.

Hz. Sa'd, Bedir ve Uhud'dan sonra, Hendek, Hayber, Taif, Te-bük, Huneyn savaşları ile Mekke fethi ve Veda Haccı'na da katılmış¬tır. Veda Haccı esnasında Hz. Sa'd ciddi bir şekilde rahatsızlanır. Nebiler Sultanı, İslâm'ın başlangıcından beri samimiyet, sadakat, vefa ve ihlâs duygusuyla Allah yolunu takip eden bu şanlı sahabiyi zi¬yarette bulunur. Hz. Sa'd, ölümcül bir hastalığa yakalandığı ve kurtul¬masının mümkün olmayacağı düşüncesindedir. Bunu Hz. Peygamber'e (s.a.s.) açık açık dile getiren Hz. Sa'd, geride varis olarak bir tane kız çocuğunun olduğunu, bu sebeple malının hepsini tasadduk etme niyetinde olduğunu söyleyerek, bu uygulama için izin ister. Hz. Peygamber "hayır” cevabı verir. Hz. Sa'd "o zaman üçte ikisi” der. Yine "hayır” cevabı alır. Nihayet "üçte bir” deyince, Nebiler Sul¬tanı, fukaha tarafından çıkartılan onlarca hükmün kaynağı ve aynı zamanda İslâm'ın denge dini olduğunun en güzel göstergelerinden biri olan şu hadîslerini irad buyurur; "Üçte bir de çoktur. Senin, va¬rislerini zengin bırakman, onları fakir ve âleme avuç açan bir halde bırakmandan daha hayırlıdır. Allah yolunda infak edeceğin her şeyin ecrine nail olursun; karının ağzına koyduğun lokmadan bile!”


Yazarın Diğer Yazıları