SANAT ve SANATTA İLAHÎ GÜZELLİK

Hüsn-i Hat sanatının inceliği, sadeliğinde gizlidir. Çok ince ve hassas detayları vardır. Tezhiple ise bakar bakmaz ortaya çıkan, kendini belli eden alımlı bir gösteriş vardır. Birbirini tamamlar. Bir insanın üzerindeki elbiseyi tezhibe, insanı ise bir hatta benzetebiliriz.

Sanatın kökeni çok eskiler gider. Çünkü insanlar fıtrat itibarıyla işlerini güzel yapma, süsleme, gösterme gayreti vardır. İnsanoğlu her zaman bulunduğu ortamda, kullandığı eşyalarda, tezyinata önem vermiştir. Camilerin nakışları, mimari eserlerdeki süslemeler, taş ve toprak oymalar, halı-kilim desenleri, kılık- kıyafetlerdeki kumaş süslemeleri, bunların hepsi bu duygu ve düşüncenin mahsulüdür. 

 

Sanat kişinin Allah'a teslimiyeti oranında güzelleşiyor. "SABIR” daha ön planda geliyor. Bu özellik göz  önünde bulundurulduğunda ruh dünyasına önemli ölçüde katkıları vardır. Bu arada Mevlana'nın şu sözlerini hatırladım. (maddeye ehemniyet vermeyen büyük insan)

 

"Dünya hayatı bir rüyadan ibarettir. Dünyada servet sahibi olmak rüyada define bulmağa benzer.

Dünya malı nesilden nesile aktarılarak dünyada kalır.

Ölüm meleği, gafilin canını almak suretiyle onu uykudan uyandırır. O kimse 

gerçekte sahip olmadığı bir mal için dünyada çektiği sıkıntılara hayret eder. Bin pişman olur. Lakin iş işten geçmiştir” 

Mevlana...

 

Hat, tezhip , minyatür, ebru gibi klasik sanat dallarının hepsi icra edilirken sabır isteyen çalışmalardır. Çünkü titiz hassas ve disiplinli bir çalışma olmadan yani emek olmadan güzellik olmaz. Bir hattat tam orijinalini yakalayabilmek için aynı harfi tekrar tekrar meşk etmek mecburiyetindedir. Müthiş bir sabır ister. Herkesden aynı sabır beklenemez. Zaten işin içinde sabır varsa yapılan iş nadirattan olur. O yüzden el emeği göz nuru dediğimiz şey değerlidir. Hamurunda sabır vardır. Eğer tersi olsaydı herkes sanatkar olurdu. Allah birine bir sanatı nasip edecekse o sabır ve yeteneği de o kulundan esirgemiyor. Sanata yönelik duygularımızda sanatımızın gelişmesi için çok önemli. Uğraştığımız sanat dalını çok sevmemiz gerekir ki sabredebilelim. İcra ettiğimiz sanatı özümseyip hayat dolusu hale getirmemiz lazım. Hayatımızın kopmaz bir parçası olmalı ki ondan yüksek verim elde edelim. Güzel düşüncelerle yapılan sanat insan ruhunun yüceltilmesi, eğitilmesi yönünden önemli bir vazifeyi yerine getiriyor. Adı üstünde güzel sanatlar. Güzel şeyler çıkarmak için gayret sarf ediyoruz. Zaman harcıyoruz.

 

O halde kötü düşünmeye zamanımız olmaz. Sanatta yakaladığımız güzellik hayatımızın diğer alanlarına da akseder. Bu nedenle güzel sanatların insan terbiyesinde çok mühim bir rolü olduğuna inanıyorum. Sanat bakışlarımızı iç dünyamıza çeviriyor. Yunus Emre ne güzel söylemiş: "BİR BEN VARDIR BENDE, BENDEN İÇERİ...”

 

Sanırım sanat o bilmediğimiz beni tanımamıza yardımcı oluyor. İçimizde keşfettiğimiz güzellikler sanatımıza aksediyor. (resim sanatı vs.) MUSİKİ DE bestekar sesi aksettiriyor, tezhipte müzehhip kağıda, hattat harflere... zaten hepsinin hedefi mutlak güzel olan Cenab-ı Hakkın güzelliğini aramak, bulmak ve yansıtmaktır. Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in : 

 

"Anladım sanat Allah'ı aramak mış,

Gerisi sadece çelik çomak mış.”

 

Sanat, iç dünyamızı ses, renk, çizgi ve şekil ahengi içinde madde planına aksettiren bizde hayranlık uyandıran eser ve hareketlerdir. 


Yazarın Diğer Yazıları