TORKU KONYASPOR 2013-2014 16 ve 17. HAFTALAR

22 Aralık 2013
KAYSERİSPOR-TORKU KONYASPOR
Değişiklik, takımda hemen hissedilmiş, oyuncular antrenmanı neşe içinde, hırslı, istekli yapmaya başlamışlardı.
Mesut hoca’nın gözüne girebilmek için oyuncuların verdiği mücadele hem antrenmanlarda hem maçlarda gözle görülür bir şekilde belli oluyordu. Görülmeye değer bu mücadele 13 : 30 da Yunus Yıldırım’ın düdüğüyle başlamıştı. Mesut Hoca’yla ilk maçına çıkan takım, oyun anlamında seyircileri mutlu ederken, takım olma yolundaki Konyaspor, ilerisi için gözle görülür bir farkla oyuna başlamıştı. T.Konyaspor, bu sezon bekleneni veremeyen rakibi karşısında, pozisyonlara giriyor ama değerlendiremiyordu. Kayserispor ise kendi saha ve seyircisi önünde olmayan taraftarına üç puan hediye etmek istiyordu. Zor günler geçiren sarı kırmızılı ekip, Biseswar ve Bobo ile pozisyonlar bulsada, defansımız izin vermiyor, yeşil beyazlılarda bu ataklara, Kabze ve Gekas ile karşılık veriyordu. Doğru kadro ile doğru işler yapan takımımız, Kayseri’de, Uğur hoca’dan kalan hataları görüyor, ve kapatmaya çalışıyordu. Karşılıklı ataklar gol getirmiyor, maç başladığı gibi 0 – 0 sona ererken, Konyaspor ikinci kez deplasman puanını, Mesut hoca’yla çıktığı ilk maçta alıyordu. Oyun gelecek haftalar için olumlu, ve umut vericiydi. Kayserispor gibi stresli rakibinden, deplasmanda aldığı bir puanla, puan farkını 5 e çıkaran Konyaspor, ligin ilk yarısının son haftasında, Avrupa’ya bir adım kalan Eskişehirspor’u konuk edecekti.
İLK YARI SONA ERİYOR
29 Aralık 2013
TORKU KONYASPOR-ESKİŞEHİRSPOR
Mesut hoca, ilk kez Konya’da seyircisinin önünde takımın başındaydı. İyi bir oyun bekliyordu taraftarlar. Tribünler dolmuş, Avrupa’yı hedefleyen Es Es karşısında galibiyet bekliyordu. Gündüz maçıydı. Saat 13 : 30 da, Çağatay Şahan başlama düdüğünü çaldığı zaman müthiş bir coşku ve hem takıma hemde mesut hocaya sevgi vardı. Hızlı başladı maç. Konyaspor’u bu haftaya kadar, hiç böyle hırslı, hızlı istekli görmemiştik. Gözlerimiz faltaşı gibi açık izlemeye başladık. Barcelona’yı mı izliyorduk acaba. Yok yok Konyaspor’du bu. Karşısında Barcelona bile olsa bu oyuna boyun eğerdi. İtandje’den, Gekas’a kadar herkes görevini tam anlamıyla yapıyordu. Eskişehir’de boş değil tabiî ki. N’Dıaye ve Bıenvenü ile pozisyonlar buluyor, İtandje olmaz diyordu. Gekas, Djalma ve Kabze ile gol diye ayağa kalktığmız dakikalar hiç bitmiyor, kalplerimizin ritm sayısı gittikçe artıyordu. Gol geldi gelecekti. Dakikalar geçiyor ama bir türlü gol gelmiyordu. Gelecekti çünkü sinyallerini vermişti sahadaki yeşil beyazlı aslanlar. Dk.30 Goooooollll.
Bütün stad, Mustafa Durmuş’un, Goooooollll, Konyaspor’umuzun golüüüüü. 32 numaralı formasıyla Tomaaaassss anonsuna Boreeeeeekk diye cevap veriyor, coşkusu daha çok artıyordu.  Mesut hoca’ya takıldı gözüm. O kadar neşeli o kadar sıcak ilişkiler içindeydi’ki, oyuncularıyla baba oğul gibiydi. Mutlu Mesut bir ilk yarı 1 – 0 üstünlüğümüzle sona erdi. Ertuğrul Sağlam, biraz düşünceli biraz’da her zamanki gibi sakin ve efendi kişiliği ile ikinci yarı için kulübeye gelirken, bütün taraftarlar kendisine sevgi gösterisinde bulunuyordu. Öylede olması gerekirdi. Çünkü bunu bu övgüyü kişiliğiyle hak ediyordu. İkinci yarıya aynı kadroyla çıkan Mesut hoca, 8 dk. sonra 53 te, Kabze’nin yerine Erdal’ı aldı. Skoru kurtarmak adına Eskişehirspor, kanatlardan birkaç yoklama çeksede başarısız oluyordu. Konyaspor, yine hız kesmemiş vites artırmaya çalışıyordu. Kanatları sık sık denemeye çalışan Eskişehir, Bıenvenu ile 1 – 1 lik eşitliği yakalamıştı. Bir anlık kademe hatasını değerlendiren ve boş kaleye topu gönderen Bıenvenu ile Eskişehir umutlanmıştı. İşte o golü atmayacaktı Bıenvenu. Çünkü bu golün hırsıyla sağdan Djalma, Soldan Erdal ile boğmaya başlamıştı Eskişehir’i. Üç dakika dayanabildi kırmızı siyahlılar. Erdal soldan geliyordu ama bu kez ceza alanındaydı.  
İşte o Erdal, hızı bir türlü kesilmeyen maçın 73. Dakikasında sahnedeydi. Öyle bir pozisyonduki Herkes Gekas’ın düşürüldüğü pozisyonda  penaltı beklerken, dönen topa Erdal vole ile öyle bir vurdu’ki top, Eskişehir ağlarına 2. Gol olarak gittiği zaman tribünlerin coşkusu görülmeye değerdi. Böyle bir oyuna böyle bir coşkuya hasretti taraftarlar. Eskişehirspor, oyundan düşmüş, Avrupa hedefi’ni düşünmek yerine skoru koruma çabası içerisine girmişti. Ama hırslanmıştı Konyaspor. Haftaların ayların birikimi vardı. 2 – 1 yetmezdi. Öyle oynuyordu’ki, yukarıda belirttiğim gibi bu takımın karşısında Barcelona olsa boyun eğerdi. Yine o Erdal, kendisinin ilk takımının ikinci golünden 7 dakika sonra, 80. Dakikada, sol kanattan gelen topa nasıl bir kafa vurduysa, halâ inanamıyorum. O top, şandel dediğimiz biçimde ağlara giderken Boffın sadece bakmakla yetiniyordu. Müthiş bir gol atmıştı Erdal. 3 – 1. Bu gol jeneriklere bile girmişti. Maçı rölantiye alacağını beklediğimiz Konyaspor durmuyor, 16 haftanın acısını Eskişehir’den çıkarmaya çalışıyordu. Dakikalar hızla ilerliyor adeta bitmesin istediğimiz maçın 90. Dakikası oynanıyordu. Hakem uzatmayı gösterdiği dakikalar bile bitmesin istiyorduk. Bu beklentimizi Recep tabiî ki geri çevirmedi. 90+3 te Eskişehir yarı alanının ortalarından önce kaleci Boffın’e baktı, sonra kaleye baktı, yerden bir şut çıkardı’ki mesafe yaklaşık 40 metreydi ve top Eskişehir ağlarına gittiği zaman, böyle bir skoru beklemeyen taraftarlar böyle bir oyunu ve maçı oynatan Mesut hoca’yı artık bağırlarına basmıştı. 4 – 1 biten maçın mutluluğunu haftalarca unutamazdık. Konyaspor ilk yarıyı mutlu sonla 20 puanla 13. Sırada bitirirken düşme hattıyla aradaki farkı 7 ye çıkarmıştı.


Yazarın Diğer Yazıları