Hızır Aleyhisselam -2-

 

Hızır Aleyhisselâm a Hadisi Şeriflerde de yer verilmiştir. Başta Buhari ve Müslüm olmak üzere Tirmizi,İbn Mâce Ve Ahmed b. Hanbel hadis kitaplarının bazı bölümlerinde yer almaktadır.Bu kısımlarda Kehf Suresinde ki bilgiler tekrar edildiği gibi başka bilgilere de yer verilmektedir.Surede bahsedilen kıssanın tefsiri içeriğinde ki rivayetlerin birinde Said b. Cübeyr İbn Abbas 2a Nevf el-Baki'nin Hızır kıssasında söz edilen Musa'nı İsrail oğullarına gönderilen Hz. Musa b. İmran (a.s) olmayıp başka bir Musa olduğunu iddia ettiğini söylemiş ,İbn Abbas da Allah'ın düşmanı yalan söylüyor diyerekÜbeyd b. Kâ'b yoluyla Hz. Peygamberden gelen Hz .Musa (a.s) uzuncz rivayeti nakletmiştir.(Müsnev 117-119Buhari ‘'İlim ‘'44, ‘'Enbiya'' ,27 ;Tefsir 18/3;Müslim ‘'Fezali ‘'170 -173 ;Tirmizi ,''Tefsir 19/1)

İkinci rivayette ise İbn Abbas ın bir sorusu üzerine Übeyd b. Kâ'b burada ki Musa nın İsrailoğullarına gönderilen Hz.Musa olduğunu ifade eden hadisi nakletmiştir.(Müsned,116-117,122;Buhari ‘'İlim''16-19 ‘'Enbiya ‘' ,27 ,Tevhid 31;Müslim ,''Fezali ‘' 174) Her iki rivayette de belirtildiği gibi Hz Musa (a.s) İsrailoğulları na hitap ederken kendisine insanların en bilgesini kim olduğu sorulması üzerine ‘'Benim'' diye cevap verip mutlak ilmin nezd-i ilahi de olduğunu hatırlatmadığı için Allah tarafından kınanmış ve kendisinden daha bilgili Hadır adında birinin bulunduğu söylenmiştir.

Kuran ı Kerim de Hz Musa'nın Hızır a.s mın varlığından nasıl haberdar olduğu beyan edilmezken hadislerde bunun Hz. Musa ya yöneltilen bir soru üzerine Allah tarafından kendisine bildirildiği ifade edilmektedir. Kuran ı Kerim de de adı geçen Musa'nın Yahudilerin iddia ettikleri gibi Musa b. Mişa değil Hz Musa b. İmran a.s yanında ki gencin Hz Yuşa ‘b Nûn a.s ilahi alim ve rahmete mazhar kılınan Salih kişinin de Hz. Hızır olduğu açıklanmakta ve Hz. Hızır İsrailoğullarının eşrafından biri olarak tanıtılmaktadır.Bu haberler içerisinde Kuran ı Kerim e aykırı bir husus olmadığı gibi Hz. Hızır ı tarihte yaşamış Salih bir kişi konumundan çıkarıp onun varlığını günümüze kadar devam ettiren olağan üstü bir şahsiyet olduğuna dair bilgiler bulunmamaktadır.

Buhari'nin Abdullah b. Abbas 2ın görüştüğü yer olarak yer verdiği bir rivayette (Tefsir 18/4)buluşma yerinde ki kayanın dibinde ‘'Hayat ‘' denilen bir su kaynağı bulunduğu, damlalarının dokunduğu her şeyi canlandırdığı ,söz konusu balığa da bu sudan birkaç damlanın isabet ettiği ifade edilmekte,Tirmizi de ise (Tefsir 19/1)bazı insanların böyle iddea ettiği belirtilmektedir.

İslam alimleri Hızır'ın peygamber, veli veya melek olduğu konusunda değişik görüşler ileri sürmüşlerdir.Onun Nebi olduğunu söyleyenler Allah tarafından kendisine rahmet ve ilim verilmiş olmasının(Kehf Suresi 18/65)kıssa da anlatılan işleri kendiliğinden yapmadığı yönün de açıklama yapmasını (Kehf 18782 ) vahiy ile yönlendirilmesini sahip olduğu bilgiler dolayısıyla Hz. Musa dan a.s üstün bir konumda tanıtılmasını delil gösterirler.

Hz Hızır'ın veli olduğunu kabul edenler ise ona verilen bilginin doğrudan Allah C.C gelen bir ilham olabileceğini söylerler. İbn Teymiyye ,Hz Hızır kıssasını ileri sürerek velilerin şeriatın dışına çıkabileceklerini söylemenin yanlış olduğunu kaydeder.Ona göre Hz. Hızır Musa a.s şeriatının dışına çıkmadığı,yaptığı işlerin gerçekleşmesini söylediğinde Hz Musa a.s tarafından onaylanmasından anlaşılmaktadır.

Hz Hızır'ın nebi olarak kabul edilmesi Hz Musa'nın a.s ümmetinden olmadığını, dolayısıyla onun şeriatına uymakla yükümlü bulunmadığını belirtmek gerekir.(Risale fi ilmi2l batın vez zahir 250 )Hz Hızır'ın melek olduğu iddiası (İbn Hacer el –İsabe 1, 429 ) pek taraftar bulunmamıştır. Genellikle tasavvuf erbabı onun veli olduğu kelam ,tefsir ve Hadis alimlerinin çoğu da nebi olduğunu düşünür

İbnül Arabi ve onun takipçileri bazen Hz Hızır la İlyas ı sembolik bir şekilde yorumlayıp Hz Hızırı bast Hz İlyas ı kabz halinde işaret eder demişlerdir(Burada ki'' kabz''sıkıntı daraltma ) ve (bast'' ferahlık'') hikmet halleri demektir) Hz Hızıra bastın izafe edilmesi onun bünyesinde ki kuvvetlerin madde alemi,ne madde alemine yayılmış olmasından ,Hz İlyas a kabzın nisbet edilmesi de onun kuvvetlerinin manevi aleme yükselip orada büzülmüş olmasından dır (Kâşânî S.160)Öte yandan Kehf Suresinde ki (180/60 )iki denizin birleştiği yer ifadesinde söz konusu olan iki denizle zahir ve bâtıtın ilimlerinin kastedildiğini ,Hz. Musa nın a.s zahir ilmini (şeriat )Hz Hızırın ise Bâtın ilmini (İlm-i Ledün) temsil ettiğini ileri sürenler olmuştur.(Devam Edecek )


Yazarın Diğer Yazıları