DOLAR
42,21
EURO
49,17
STERLİN
56,66
GRAM
6.229,68
ÇEYREK
10.221,28
YARIM ALTIN
20.343,35
CUMHURİYET ALTINI
40.615,50

Tekstil patronları her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yapmalı

Tekstil sektörü; AR-GE yatırımları, maliyet artışları, markalaşma süreçleri, pazar çeşitlendirmeleri ve pazarlama stratejilerinde yaşanan sorunlardan dolayı iç ve dış piyasalarda tüketicilerin ihtiyaçlarına yeterince cevap verememektedir. Maalesef global piyasalardaki daralma, mevcut kur politikası ve giderek artan maliyetler de bu problemlerin büyümesinde çarpan etkisi oluşturmaktadır. Son dönemlerde tekstil sektöründeki büyük patronların isyan etmesinin sebebi ise küresel piyasalarda rekabet güçlerinin giderek zayıflamasından dolayı karlılıklarının azalması hatta zarar etmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu serzenişlerden bağımsız olarak sektörün temel sorunlarını ve çözüm yollarını irdelemekte fayda mülahaza ediyorum.
 

Tekstil sektörü üç ana başlıkta ciddi sorunlar yaşamaktadır: 1-Türkiye'nin ihracat pazarlarında yaşanan resesyona bağlı olarak tüketici talepleri giderek zayıflamıştır. Ayrıca bu piyasalarda daha ucuz üretim yapan Çin, Hindistan gibi ülkeler Türkiye'nin rekabet gücünü zayıflatmıştır. Bu sorunlar nedeniyle tekstil sektörü güç kaybetmektedir. 2-Son dönemlerde özellikle işçilik ve enerji maliyetlerimdeki artışlar nedeniyle sektörün rekabet gücü giderek zayıflamaktadır. Ayrıca döviz kurlarının enflasyon oranında artmaması ihracatçı firmaların Türk lirası bazında maliyetlerini yükselmiştir. Türk firmaları rakiplerine karşı mukayeseli maliyet avantajı kaybetmiştir. 3-Yüksek faizler sebebiyle oluşan finansman maliyetlerine; sektörel karlılığın cevap verecek düzeyde olmaması nedeniyle firmaların krediye ulaşımı zorlaştırmıştır.
 

Bu sorunları özetleyecek olursak; tekstil sektörü sürdürülebilir rekabetçi bir yapıya kavuşturulmadan; bu ve benzeri problemler pansuman tedbirlerle çözülmeye devam ettikçe maalesef her krizde yeniden başa sarmak zorunda kalacağız. Bu sebeple hantal üretim teknolojisini sürdüren firmaları desteklemek yerine; yüksek teknolojiye odaklanmış, verimlilik ekonomisini esas alan rekabetçi firmalara yönelik teşvik edici politikalara yönelmek gerekir.
 

Şimdide tekstil sektörüne yönelik selektif teşvik politikalarının neler olması gerektiğiyle ilgili düşüncelerimizi zikredelim: Öncelikle kur politikalarından kaynaklanan kayıpları AR-GE yatırımlarında kullanılmak üzere telafi etmek gerekir. Yüksek teknolojiye yatırım yapan firmaların enerji ve işçilik maliyetlerini sübvanse etmek gerekir. Tekstil ve hazır giyim firmalarının belli bölgelerde kümelenmesini sağlayarak tedarik, hammadde temini, ucuz enerji, lojistik, vergi teşvikleri, düşük faizli kredi imkânları sağlayarak yüksek teknoloji ürün üretimine yönelik dijital dönüşümün teşvik edilmesi gerekir.
 

Toparlayacak olursak tekstil sektöründe maliyetleri azaltmadan, rekabet gücünü artırmadan, faiz baskısını hafifletmeden, yeni pazarlara açılacak katma değerli ürün üretimini öncelemeden her krizde aynı serzenişleri duymaktan kurtulamayız. Bu sebeple battık bittik diyenler önce kendilerine çekidüzen versinler. Yıllardır kur avantajından sağladıkları karlılıkları arsaya, yata, kata harcamak yerine teknolojilerini geliştirmeye harcasalardı bugün şikâyet ettikleri şeyler yaşanmazdı. Devletin verdiği kredileri lüks yaşama değil ürünlerini markalaştırmaya harcasalardı kar etmeye devam edip zarar yazmazlardı. Tekstil sektöründeki büyük patronlar her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yaparak önce kendilerine baksınlar. Devlet zaten milyonlarca çalışanın olduğu bir sektör için üzerine düşeni fazlasıyla yapar.


Yazarın Diğer Yazıları