Beyin-Beyincik-Vicdan=Yasama-Yürütme-Yargı
SÖZ
BATI’NIN İHANETİ!
İSRAİL TEHLİKESİ KAPIMIZA DAYANDI
Savaş bize yaklaşıyor
Otomobil Satışında Yeni Döneme Girdik…
Ekonomideki yapısal kırılganlıklar azaldıkça ekonomik krizlere karşı direnç artacak
EĞİTİM SİSTEMİMİZİ DEĞERLERİMİZ İLE MÜCEHHEZ KILIP İHRAÇ ETMELİYİZ
Konyaspor’da Her Yol Mağlubiyete Çıktı
VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR (ARZ-I MEV’UD)
Değişim Yok, Sen Varsın!
Bakan çiftçiye güldü mü?
DERGAH-I MEVLÂNA DA
Konyaspor için sahasında kaybettiği önemli 2 puan…
Geçmeyen Ağız Yarası Neden Olur?
Sıcak Yaz Günlerinde Sağlıklı Kalmanın Anahtarı: Su Tüketimi
Geçen hafta beklenenler oldu Amerikan merkez bankası FED ve Avrupa merkez bankası ECB arka arkaya faiz indirimlerine gitti. Avrupa'daki şartların yüksek faiz indirimine daha uygun olmasına rağmen; Avrupa merkez bankası ECB'nin faiz indirimi 25 baz puanla beklenenin altıda gerçekleşti. Amerikan merkez bankası FED'in faiz indirimi 50 baz puanla beklentiler dâhilinde gerçekleşti.
İstihdam verilerindeki zayıflama, reel sektör üzerindeki finansman baskısının giderek artması ve muhtemel resesyon korkusu nedeniyle her iki merkez bankası da istemedikleri halde faizleri indirmek zorunda kaldılar.
Amerika'daki seçim süreci, büyük şirketlerin ticari aktivitelerinin istihdam maliyetleri nedeniyle Asya ülkelerine yönelmesi, Ortadoğu coğrafyasındaki belirsizlikler, Japonya'daki finansal kriz, Rusya-Ukrayna savaşının uzaması, gıda ve enerji arz güvenliğinin tehlikede olması; faiz indirim kararlarının beklenenden daha erkene alınmasını hızlandırmıştır.
Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almayı uman bu kurumlar (FED, ECB), alınan bu kararlarla sıkılaştırılmış para politikalarının talebi öldürmekten ziyade istihdamı ve yatırımları öldürdüğünü bir kez daha test edip görmüş oldular.
Uzun süredir dünyadaki birçok finans entelektüeli para arzıyla oynayarak ekonomik sorunların çözülemediğini; radikal olarak başka yöntemlerin denenmesi gerektiğini gündeme getirmeye başladılar. Son yıllarda yüksek enflasyonla ilgili problemlerin çözümü için talebi öldürmekten ziyade arz kısıtlarına odaklanmak gerektiğini söyleyen ekonomistler; üretim üzerindeki maliyet unsurları hafifletilir, mal ve hizmetlere ulaşım kolaylaşırsa enflasyon sorununun daha kolay ve kalıcı olarak çözüleceğini tartışmaya devam ediyorlar.
Avrupa ve Amerika'da faiz indirim süreçlerinin başlamasıyla birlikte; Türkiye'de uygulanmakta olan mevcut ekonomi politikalarından taviz verilmezse, bu durum döviz kurları üzerindeki baskıyı azalacaktır. Uluslararası finansal tercihler daha cazip bir hale getirecektir. Dış piyasalardan borçlanma maliyetleri düşecektir. Yatırım tercihleri açısında uzun vadeli dış kaynak temini kolaylaşacaktır. Doğrudan yatırımlar hızlanacaktır. Türkiye'nin varlıkları daha değerli olacağı için dışarıya servet transferi azalacaktır.
Batılı ülkelerin para musluklarını açmaya başladığı bu süreçte; ülkemize yönelecek kaynak girişlerini günü kurtarmak için değil, geleceği kurtarmak adına uzun vadeli stratejik yatırımlara yönlendirmek zorundayız.
Top artık Türkiye'nin ayağında…
Ekonomideki yapısal kırılganlıklar azaldıkça ekonomik krizlere karşı direnç artacak
Ekonomik boykotta hayat var
Orta Vadeli Program’ın asıl hedefi kalıcı fiyat istikrarıdır
Stokçular ekonomik kriz istiyor
Resesyon korkusu FED’i erken faiz indirimlerine zorlayabilir
Meslek lisesi Türkiye meselesidir...
Yüksek enflasyon ekonomik bir beka meselesidir
Bekledikleri krizler çıkmayınca saldırıya geçtiler
PİYASALARDAKİ FİYAT KAVRAMINI ÖLDÜRDÜLER…
Ekonomik kriz tüccarları Maliye Bakanı Mehmet Şimşek üzerinden kriz çıkarmak istiyor.