ZEHİRLİ MANTAR: LEMAN DERGİSİ
LEMAN DERGİSİNE
Omurgasız şımarıklar
KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ
Dolar uluslararası ödemeler sisteminde güvenilmez bir para birimi haline gelmiştir
Konya’nın Dün Kimyon, Bugün Lavanta Kokan Tarım Hikâyesi
UNUT
Postmodern Dönemin Müslümanlara Sunduğu Fırsatlar
Dijital Çıplaklık
12 günlük savaş kime ne öğretti?
BASIN DİLİ
İSRAİL İRAN ÇATIŞMASINA DAİR BİRKAÇ SÖZ
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Bir mezar taşında rastladığım bu sözler, hayatın son demlerinde derin bir pişmanlığı ve büyük bir hakikati gözler önüne seriyor: "Gençken dünyayı değiştirmek isterdim, ama yaşlandığımda anladım ki önce kendimi değiştirmem gerekiyormuş." Aslında hepimiz genç yaşlarda büyük idealler kurar, dünyayı değiştirebileceğimizi düşünürüz. Güç, enerji, sınırsız hayallerle donanmışken dünyanın bizim elimizde şekilleneceğine inanırız. Oysa zaman geçtikçe, yaşlanıp olgunlaştıkça bu büyük hedeflerin ulaşılamaz olduğunu fark ederiz. Hayat, genellikle bize zor yoldan öğretir ki, en büyük ve en önemli değişim dışarıda değil, içeride başlar. İnsan kendisiyle yüzleşmeye başladığında, kendi iç dünyasında bir şeyleri değiştirdiğinde, bu değişim dalga dalga çevresine yayılır. Fakat ne yazık ki, pek çoğumuz bu gerçeği çok geç fark ederiz. İnsan önce kendini değiştirdiğinde, etrafındaki insanlar da bundan etkilenir, belki bir ilham kaynağı oluruz. Bazen değişim talebi dışa dönük gibi görünse de, içten gelen bir devrimin gücü tartışılmazdır. Yaşlanıp tecrübe kazandıkça, değişimin dışarıda aranmaması gerektiğini öğreniriz. Önemli olan, bu bilince mümkün olduğunca erken varabilmektir. Yalnızca kendimizi değiştirdiğimizde ve geliştirdiğimizde, hem çevremize hem de daha geniş çapta dünyaya bir katkıda bulunabiliriz.
Hayatın bize öğrettiği en önemli derslerden biri belki de budur: Değişim, büyük ve görkemli adımlarla değil, küçük ve samimi başlangıçlarla gelir. Kendimize, karakterimize ve alışkanlıklarımıza odaklandığımızda, çevremize de bir fark yaratmaya başlarız.
Hayatın akışı içinde, büyük hedefler kurmak güzeldir; ama unutmamak gerekir ki, değişim önce insanın kendisiyle başlar. Çünkü kendi hayatında bir fark yaratamayan, başkalarının hayatında da fark yaratamaz.
Bu mezar taşı yazısında saklı olan bilgelik, hepimizin yaşarken öğrenmesi gereken bir ders gibi. Yaşam sona ermeden önce, belki de hepimizin bu farkındalığa varması gerekiyor: Değişim içeriden gelir ve doğru yerde, doğru zamanda başlarsa, dünyayı bile değiştirebiliriz.
Dijital Çıplaklık
Taşkuyu’nun Sırrı
VİCDAN YELKEN AÇTI
Paylaş ki Bayram Olsun
Şeyh Hacı Abdullah Efendi Türbesi
Evren Unutmaz: Ne Ekiyorsak, Onu Biçiyoruz
İki Başkent, Tek Yürek Konya’dan İstanbul’a Bir Yol Hikayesi - Ecdadın İzinde
Güneş Ayakta Duranların Üzerine Doğar
Seydişehir’de Gönül Ereni Anıldı
Hüyük’te Turizm Bayramı