SOKAKLARIMIZ YABANCI, TABELALARIMIZ SUSKUN, KULAKLARIMIZ ESİR
ÖZÜ SÖZÜ BİR GÜVENİLİR ÖRNEK DAVA ADAMI OLMAK GEREKİR
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
YAŞANMIŞ İBRETLİK BİR OLAY: “İKİ KARDEŞ BİLMEDEN EVLENDİ.”
İncitici ve Kahredici Mağlubiyet
Çağdaş Atan’ın Konyaspor karnesi! 6 maç tek galibiyet
OECD, IMF, S&P,FİTCH, MOODY’S bir kere de yanıldık deyin be!
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
Dinle Neyden/Gönülden
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
MEVLANA’YI ANLAMAK
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
TERAZİ
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
15 Aralık Dünya Türk Dili Günü Vesilesiyle
Bir milletin dili yalnızca kitaplarda, kürsülerde, şiirlerde yaşamaz.
Dil sokakta, çarşıda, pazarda, dükkân tabelasında, lokanta kapısında yaşar.
Eğer bir şehirde tabelalar yabancıysa,orada dil misafirdir, millet ev sahibi değildir.
15 Aralık Dünya Türk Dili Günü, artık bize sadece "Türkçe ne güzeldir” demeyi değil,
Türkçenin nerelerde susturulduğunu yüksek sesle konuşmayı emrediyor.
Bir milletin dili, sadece konuşma aracı değildir.
Dil hafızadır, kimliktir, medeniyettir.
Dil giderse, hatıralar gider. Hatıralar giderse, millet dağılır.
Bir milletin dili yalnızca konuşulan bir ses değildir. Dil, görülen bir yazı, duyulan bir sestir.
Eğer bir ülkede,Sokaklar yabancı tabelalarla dolmuşsa,AVM'lerde, dükkânlarda, kafelerde kulaklara yabancı diller çalınıyorsa,orada sadece dil değil, şuur da aşınmıştır.
15 Aralık Dünya Türk Dili Günü, artık bize şunu sormaktadır.Biz Türkçeyi yalnızca seviyor muyuz, yoksa gerçekten yaşatıyor muyuz?Bugün,konuşmalarımızda,çarşıya çıktığınızda, bir AVM'ye girdiğinizde, sahil bandında yürüdüğünüzde şunu görüyorsunuz:
Shop, Store, Market, Cafe, Bistro, Restaurant,Lansmana özel, Lounge, Concept, Center, Holding,Hotel,Motel,Beach,OutletMall,Plaza,Bazaar,Showroom,Retail,Wholesale,Dealer,Supplier,Restaurant,house,FastFood,Kitchen,vizyon,misyon,motto,Wellness,Fitness,Gym,Sport,Pilates Yoga Studio,Club,Event Hall,Organization,Party Music Hall,Live Music,DJ Club,Paradise,Palm Beach,Ocean,Sea Side,Coast Bay, vay,vay,vayyy.
Dükkânlarımızın, marketlerimizin, lokantalarımızın, fabrikalarımızın, iş yerlerimizin, hatta yerli sermayeli holdinglerimizin tabelalarının yaklaşık %60–70'i Türkçe değil.Konuştuğumuz güzel Türkçemizin her 9 kelimesinin 1 i yabancı kelime istilasında.
Özellikle Sahil şehirlerinde,Turizm bölgelerinde,Alışveriş merkezlerinde,Türkçe tabela azınlık durumuna düşürmüşüz.Türkçe tabelaya rastlamak neredeyse istisna hâline geldi.
Bu bir tesadüf olabilirmi yada tesadüf diye geçiştirmelimiyiz.
Bu, dilimize yönelmiş sessiz ama sistemli bir saldırıdır.
Bu asla masum bir tercih Değildir
Turist anlasın diye deniliyor.
Global marka deniliyor.
Çağın dili deniliyor.
Peki soralım:
– Fransa'da bir bakkal neden İngilizce tabela asmaz?
– Almanya'da bir lokanta neden Fransızca isim koymaz?
– Rusya'da bir market neden Türkçe yazmaz?
Çünkü onlar şunu bilir.Dil, egemenliktir.Biz ise egemenliği kullandığımız yabancı kelimelerden ve tabeladan teslim ediyoruz.
Bugün birçok,AVM'de,Zincir mağazalarda,Kahve hanede,Aşevi(lokanta) da,Türkçenin en güzel ezgileri,Türk musikisinin derinliği,Anadolu'nun türküleri varken,hiç kimsenin anlamadığı
İngilizce, Fransızca, Almanca şarkılar gün boyu çalınıyor.
Soralım:
– Bu müzikler kime hitap ediyor?
– Bu toprakların insanı ne anlıyor?
– Türkçe, neden arka fondan bile çekiliyor?
Bu bir müzik tercihi değildir.Bu, kültürel silikleştirmedir.
Anlamadığın Söz, Ruhunu Beslemez.Türkü sadece melodi değildir.Türkü, hafızadır.Şarkı, sadece ritim değildir.Şarkı, duygudur.Anlamadığın dil.Ruhuna dokunmaz,Hafızanda yer etmez,Kalbini beslemez.Gençlerimiz,çocuklarımız, saatlerce yabancı dilde şarkı dinliyor.
Sonra ne oluyor?
– Türkçe kulağı köreliyor,
– Ana diline mesafe koyuyor,
– Kendi kültürüne yabancılaşıyor.
Bu da en tehlikeli yozlaşmadır.Sessiz ve fark edilmeyen dil kaybıdır.Tabela + Müzik + Zihniyet,Tabela yabancıysa,müzik de yabancıysa,bu artık tesadüf değildir.Bu,bizden olanı geri çek,başkasını normalleştir anlayışıdır.
Oysa,Fransız, AVM'sinde Fransızca müzik çalar.
Alman, mağazasında Almanca şarkı dinletir.
Rus, sokaklarında Rusça'yı hâkim kılar.
Biz ise kendi ülkemizde,kendi dilimizi misafir hâline getiriyoruz.Bu Bir Medeniyet Kaybıdır
Dil, yazıyla yaşar,konuşma ile derinleşir.Eğer yazıda, seste, Türkçe yoksa,orada medeniyet zayıflamıştır.Bugün tabelası yabancı,müziği yabancı olan şehir yarın,düşüncesi ithal,Kültürü taklit,Kimliği bulanık şehir olur.
Ne Yapmalı?
– Türkçe tabela esas, yabancı dil açıklama olmalı,
– AVM'lerde, zincir mağazalarda Türkçe musiki uygulanmalı,
– Belediyeler tabela ruhsatlarında Türkçeyi merkeze almalı,
– Kültür politikaları, dili sadece kitapta değil hayatta korumalı.
Bu bir yasak çağrısı değil,şuur çağrısıdır.Bir milletin gözü yabancıya bakar,Kulağı yabancıya alışırsa,kalbi de yabancılaşır.
15 Aralık Dünya Türk Dili Günü vesilesiyle şunu haykıralım
Bu ülkenin sokakları Türkçe konuşmalı,bu ülkenin kulakları Türkçe duymalıdır.Türkçe bu milletin sesi,bu toprakların vicdanıdır.Dilimize sahip çıkalım ki,yarın çocuklarımız kendi şehirlerinde kendi ebeveynleriyle anlaşmak için, tercüme etmek zorunda kalmasınlar.
Ve en acısı şudur.Kendi diline yabancılaşan toplum,kendi derdini de başkasının diliyle anlatmaya çalışır.
Türkçe yalnızca bir etnik dil değildir.
Türkçe İslam'la yoğrulmuş, ahlâkla mayalanmış, edep ile şekillenmiş bir dildir.
"Edep” kelimesi giderse, edep de gider.
"Helal” kelimesi unutulursa, haram normalleşir.
"Hayâ” kelimesi terk edilirse, utanma da terk edilir.
Yunus Emre'nin dili giderse,
Mevlânâ'nın hitabı anlaşılmaz hale gelirse,
Âkif'in mısraları gençliğe yabancılaşırsa,biz neyi muhafaza etmiş oluruz?
Hazreti Pîr Mevlânâ’nın Şeb-i Arûsu, Bizim de Şeb-i Arûsumuz Olsun
Hz.Şems-i Tebrizi,Hz. Mevlânâ sema ve Biz
ŞEMS ve MEVLÂNÂ’NIN KARŞILAŞMASI
O Geliyor Konya’nın Kalbine Düşen Bir Nefes
Kadın istihdamımı? Aile istihdamı mı?
Lütuf ve İmtihan Vesilesi İrade
Modern Çağın Tuzakları
Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
Akran Zorbalığı Merhametin Kaybı ve Din Eğitiminin Kurtarıcı Gücü
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında