REĞÂİB GECESİ BİR GECE DEĞİL BİR YÖN TAYİNİ
Sûfî bir ses işittim uzaklardan…
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR…
Veeeee nihayet! Güzel futbol güzel sonuç…
Seküler kesimin çatallı dili
AKLINI VE ALNINI TERLETENLER
Ticari Ahlak Yoksunları Kâr Sarhoşluğu Yaşıyor
SEVDALISIYIZ
Meşruiyetin Olmazsa Olmaz 3’lüsü
ÜÇ AYLARA KAVUŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ
Bahanesiz Maçtan Hüsran Çıktı
AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
RAĞBETİMİZ ALLAH'IN RIZASI,
YÖNÜMÜZ RESÛLULLAH,
YOLUMUZ KUR'ÂN, SÜNNET VE EDEPTİR
Reğâib gecesi, takvim yapraklarında işaretlenmiş sıradan bir tarih değildir.Bu gece, gönlün yönünü yeniden belirleme gecesidir.Bu gece, insanın kendisine sorması gereken en ağır sorunun gecesidir:
Ben neye rağbet ediyorum?
Çünkü Reğâib kelimesi;
– istemek,
– yönelmek,
– gönül bağlamak manalarına gelir.
O hâlde Reğâib gecesi,kandillerin yanmasından önce kalbin yönünün yanması, yani aydınlanması gecesidir. Eğer bu geceyi yalnızca alışkanlıklara, şekillere indirgersek,ışıklar yanar ama istikamet karanlık kalır.Bugün Reğâib gecesini konuşurken, aslında şunu konuşmak zorundayız,Rağbetimiz Allah'a mı, yoksa nefsimize mi?
Kur'ân-ı Kerîm, kulluğun sebebini çok açık bir şekilde bildirir.Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.(Zâriyât, 51/56) Bu ayet, hayatın merkezini tayin eder.
Kulluk
– rahatlamak için değil,
– huzur bulmak için değil,
– işler yoluna girsin diye değil,
– sevap için değil,
– Namazımı kılayımda borcumu ödeyeyim değil,Allah razı olsun diye yapılır.
Ne var ki çağımızın en büyük imtihanlarından biri şudur.İbadetin hedefi Allah olmaktan çıkmakta, insanın kendisine dönmektedir.İnsan namaz kılar, ama huzur bulamazsa bırakır.Dua eder, ama hemen karşılık görmezse küser.Zikir yapar, ama faydasını hissetmezse vazgeçer.Oysa bu hâl, kulluk değil,nefs merkezli ibadettir.
İmam Gazâlî (rahimehullah) bu noktada der ki,Kişi ibadetle Allah'a yaklaşmayı değil, kendini rahatlatmayı hedefliyorsa,Hala kibir gurur taşımaktadır,ameline güvenip ucuplanmaktadır, hâlâ kendine kulluk ediyor demektir.Reğâib gecesi, bu yanlış yönelişi düzeltme gecesidir.
Kur'ân, menfaate dayalı kulluğu sert bir dille eleştirir:İnsanlardan kimi Allah'a bir ucundan ibadet eder.(Hac, 22/11) Bu ayetin tefsirinde âlimler şunu söyler.Bu kişi, işleri yolunda giderse ibadete devam eder,bir imtihan geldiğinde ise geri çekilir.Bugün ibadetlerimizin ne kadarı şartsız, ne kadarı menfaate bağlı?Reğâib gecesi, bu sorunun cevabını arama gecesidir.Gerçek kulluk şudur,Ya Rabbi, versen de razıyım, vermesen de.
Allah'ın rızasına giden yol, Resûlullah'tan (sav) geçer. Bu yol başka hiçbir kapıdan açılmaz.De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.(Âl-i İmrân, 3/31)
Bu ayet, sevginin ölçüsünü koyar.Allah sevgisi, Peygamber'e ittiba ile ispat edilir. Bugün Peygamber Efendimiz (sav) çok sevilir gibi görünür,ama sünnet, hayatın merkezinden çekilmiştir.Salavat dillerde, sünnet hayatta yoktur.Reğâib gecesi,Ben gerçekten Resûlullah'a ümmet miyim?sorusunu sorma gecesidir.
Ümmet olmak;
– sadece sevmek değil,
– sadece ağlamak değil,
– sadece anmak değildir.
Ümmet olmak;
– O'nun ahlâkını ahlâk edinmek,
– O'nun adaletini ölçü almak,
– O'nun merhametini hayatımıza taşımaktır.
Resûlullah (sav) buyurur:Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.(Buhârî, Nikâh, 1) Bu hadis, sünnetin hayatın bütünü olduğunu bildirir.Sünnet, sadece şekil değil, ahlâktır.Kur'ân, sadece mezarlıklarda okunan bir kitap değildir.Kur'ân, hayatın merkezidir.Bu Kur'ân, en doğru yola iletir.(İsrâ, 17/9)
Reğâib gecesi, Kur'ân'la yeniden ahitleşme gecesidir.
– Kur'ân okuyor muyuz? Evet.
– Peki Kur'ân bizi yönetiyor mu? İşte asıl soru budur.
Kur'ân ticaretimize karışmıyorsa,ahlâkımıza yön vermiyorsa,öfkemizi dizginlemiyorsa,
kul hakkı hassasiyeti üretmiyorsa,o Kur'ân bizi hidayete çağırıyor, ama biz kapıyı açmıyoruz demektir.
Tasavvuf, edep yoludur.İmam Mâlik (rahimehullah) der ki,İlimden önce edep öğrenilir.Edep,
– Allah'a karşı saygıdır,
– Peygamber'e karşı hürmettir,
– Kur'ân'a karşı teslimiyettir,
– kula karşı adalettir.
Edep kaybolduğunda,ibadet gösteriye,tasavvuf tartışmaya,din kimlik kavgasına dönüşür. Reğâib gecesi, edebi kuşanma gecesidir.Tasavvuf, herkese benzeme yolu değildir.Tasavvuf, istikamet yoludur.
İmam Rabbânî (kuddise sirruhû) şöyle der:Amellerin ruhu ihlâstır,ihlâsın ölçüsü ise sünnete bağlılıktır.Reğâib gecesi, tasavvufun özünü hatırlama gecesidir.Allah'a rağbet, Resûlullah'a ittiba, edep üzere kulluk.
Reğâib gecesi geçer.Ama bu gecede alınan istikamet kararı kalır.
Bu gece;
– çok şey yapma değil,
– doğru yere yönelme gecesidir.Az ama sahih bir tövbe,çok ama ruhsuz ibadetten hayırlıdır.
Eğer rağbetimiz Allah'ın rızası değilse,ibadetimiz yorar ama kurtarmaz.Eğer yönümüz Resûlullah değilse,sevgimiz slogan olur.Eğer yolumuz Kur'ân ve sünnet değilse,dinimiz gelenek olur.Ve eğer edep yoksa,her şey eksik kalır.
Son sözümüz şudur.Reğâib gecesi,Allah'ın rızasına rağbet gecesidir.
Resûlullah'a ümmet olma ahdidir.Kur'ân, sünnet ve edep üzere yeniden diriliştir.
SOKAKLARIMIZ YABANCI, TABELALARIMIZ SUSKUN, KULAKLARIMIZ ESİR
Hazreti Pîr Mevlânâ’nın Şeb-i Arûsu, Bizim de Şeb-i Arûsumuz Olsun
Hz.Şems-i Tebrizi,Hz. Mevlânâ sema ve Biz
ŞEMS ve MEVLÂNÂ’NIN KARŞILAŞMASI
O Geliyor Konya’nın Kalbine Düşen Bir Nefes
Kadın istihdamımı? Aile istihdamı mı?
Lütuf ve İmtihan Vesilesi İrade
Modern Çağın Tuzakları
Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
Akran Zorbalığı Merhametin Kaybı ve Din Eğitiminin Kurtarıcı Gücü