Etinden, Sütünden, Gücünden Faydalandığımız Hayvanlar VII

Bu hayvanlardan gözsüz bazı yerlerde de körsü denir. Toprak altında ekili sebzelerin köklerini keserek veya yer bitkilerin, ürünlerini yer örneğin patates soğan vs gibi. Çok tehlikeli bir yaratıktır toprağın altında hilesine insanın aklı ermez o sert toprağı burun darbesi ile nasıl kazar insanın aklı almaz zaten toprak iki yaratığın önünde adeta kaçar derlerdi büyüklerimiz onlardan da birisi körsü yani gözsüz birside domuz. Bunlardan toprağa nefes ve dişleri ile hükmeder domuz toprakta adeta önünden kaçar. Tarla ve çayırları sabanla sürer gibi darma dağın eder. Gelelim tekrar konumuza bizim köylerimizde tarlamıza ektiğimiz patates ve soğanlara musallat olan bu gözsüz bir sebze tarlasına girdimi onu oradan çıkarmak mümkün olmazdı çok da hilekâr olduğundan insan fenni ona zor tesir ederdi. Ancak ya silahla deliğinin ağzında gece gündüz bekleyerek ya da sonradan çıkan tuzak ve gözüz tabancalarını kurarak vurmak suretiyle ondan kurtulma yollarını arardık yoksa o bostandan katiyen kışlık sebze alamazdık. Topraktaki zararları da sayılmakla bitmez bir defa tarlanın altında delik açarak gezdiğinden O deliklerinden tarla sulamasında çok zarar görürdük suyu eğlemek mümkün olmaz hangi yerden suyun kaçacağını bilemezdik aşağıdan toprağı dürterek tarlanın yüzeyine toprağı yığar her yeri talan ederdi. Bunun çok zararlarını çekti insanlar bizim köylerimizde halende insanların en büyük korktuğu (sebze yönünden) zararlıdır.

Gelelim keneye esas konumuz zaten de bu idi. Bu Zaralıda dediğim gibi evcil hayvanların sırtından kan emerek geçinen bir asalaktır. Ancak emdiği kanı tekrar ağzından harcar onun defi hacet yapan kıçı yoktur. Bu kanı emerek tam doyuma ulaşınca hayvanların sırtından düşer o karnındakini hazmettikten sonra tekrar başka bir hayvanın ve ya insanın sırtına yapışır. Bunların küçük olanlarına yavsı veya sakırga da denir bizim yörelerde. Kene insanlar üzerinde pek tutunamaz ama yavsı veya sakırga insan vücuduna yapışıp derinin içlerine doğru nüfuz ederek kan emer hatta bazı kereler yapıştığı yerden keserek çıkardığımız olurdu. Yalnız koyun ve keçilerde çok bulunan bu zararlı at eşek gibi eti yenmeyen hayvanların vücudunda fazla eğleşmez. Beklide onların kanını sevmez ama koyun keçi ve yavruları. Hele bilhassa koyunların yünlerinin arasına girer. Aylarca kan emer hayvanı zayıflatıp ölümüne sebep olurdu. Bizde kışın hem ilaçlar hem de ellerimize eldivenler giyerek onların sırtındaki keneleri kırardık yani öldürürdük. Onun la yaşama kendini alıştırmış olan hayvanlarda bazen de fazla kene öldürürsek sırtında kan zehirlemesinden de hayvanlarımız telef olabilirdi. Kene ısırmasından ben 60 yaşıma kadar hiç insan öldüğünü duymadım ama bunlarında zehirli olan çeşitlerimi var onu da bilemem ama bizde hiç kene, sakırga,( bazı çok lüzumsuz adamlara sakırga gibi yapıştın derler) ve yavsı denen Zaralılardan insan öldüğü vaki değildir. Şimdi ilerde birçok yerlerde hatta İstanbul da ve piknik yerlerinde kene ısırması vakaları meydana geliyor ve insanları ürkütüyor.

Bizler köylerde ayrıca bu zararlıyı DDT denilen toz ilaçla yünlerin arasını ilaçlardık eğer vücuda tam yapışmış ise pek etkilenmezdi kene ama yenilerini hayvana yaklaşmasını önlerdik. Bu hayvanlar evlerimizin altında veya yanı başındaki ağıllarımızda yaşamalarına rağmen evimize çıkmazlardı beklide koyun kuzu keçilerin bol olduğu yerden bizim yanımıza gelmeye lüzum görmezlerdi bu da var tabi. Neyse pek panik yapılacak bir şey olduğunu zannetmiyorum ama tedbir almak lazım bu keneler eski kenelere benzemiyor herhalde

BİT VE PİRELER: Bit insan kanı emerek beslenen bir zararlı, nasıl meydana geldiğini gelişine ne sebep olduğunu pek bilmezdik ama büyüklerimiz pislikten hasıl olur derlerdi. Genelde temizliğe çok dikkat etmeyen evlerde ve onun içersinde yaşayan insanlarda bulunurdu. Bizim çocukluk yıllarımızda bu zararlıdan insanlar gına gelirdi hem insanın kanını emer hem insanı ısırdığı için halk içersinde kaşıntıya sebep olur halk içinde o kişiyi hecin düşürürdü..

Bu zararlı önce susam tanesi biçiminde çok küçük olarak bitin kurnaması ile meydana çıkar hemen birkaç gün içinde yavşak olur sonra kemirgen kan emen bir yaratık oluverirdi. İnsanların vücudunda oluşan bitler beyaz olurdu başında oluşan bitler ise siyah renkte olurdu. Böyle haşare öldürücü deterjan veya ilaçlar olmadığı için birde herkeste bulunduğu için yuvalanması ve beslenmesi kolay oluyordu.

Pire ise uçan bir yaratık insanın vücudunda ısırmasından geç gezdiği yerlerde bile aşırı bir hararetlenme ve kaşıntıya sebep olurdu bunun meydana çıktığı yerler ise koyun keçilerin yattığı ağılların tabanında oluşan (Köng) kemre gibi kuru fışkının altında belseniz birde tilkilerde ve bazı sokak köpeklerinde de olur. Onun için eskiler Pire itte Bit yiğitte bulunur diye güya bit olmasını övünç kaynağı gibi lanse ederlerdi. Son.


Yazarın Diğer Yazıları