HAYALİMDEKİ SAĞLIK KURUMLARI (hastaneler)

Üç çeyrek asra gelmiş yaşımın doğumumun ilk yıllarından beri hayal edipte bu hayale kavuşmanın mümkün olamayacağını hissettiğim ve devamlı karamsarlığa düştüğüm bir hayalimdi bu günkü ortam. Doğuşunun daha ilk yıllarından beri nasıl hayalinde olabilir bu gibi şeyler bilhassa kırsal kesimde doğmuş ilk yıllarını köyünde yaşamış bir insan için diye bir soru takılabilir okurlarımın dostlarımın aklına. Ve haklılarda, küçük yaşımdan beri ailemizin büyüğü dayanağımız olan babamız merhumun kemik hastası olması ve senenin 3-4 ayı bizimle diğer aylarını hastanelerde geçirmesi. Ve o 1950'lili yıllarda bu hastanelere sıra alıp hasta yatırabilmek için anacığım merhumenin birçok kişilere yalvarıp yardım istediğini, bazılarının hatır için bazılarının ise ailemizde yok olan 10-20 lira para karşılığında sıra almayı yerine getirmesi evimizde yaşanan kıtlık yokluk günlerimizi hiç aklımdan çıkarmıyor.

Dedim ya köyümüzde ve o yıllarda her kırsal köyde adet olan gurbete giderek para kazanıp aile bütçesine katkıda bulunmak âdetine uyarak ilkokul sonrası köyün sığırlarına davarlarına 2-3 yıl çoban olduktan sonra ilk gurbet hayatım 15 yaşıma henüz girmiş iken İzmir yolculuğu ile başladı. Allah onlardan razı olsun anacığımın akrabaları kol kanat gerdiler bana göre iş buldular evlerinde aylarca misafir ettiler 2-3 aylık kazancım birikince köyümden gurbette olup da köye gitmek için hazırlanan köylülerimle anacığıma babacığıma kardeşlerime yiyecek giyecekler gönderip onlardan mektupla aldığım memnuniyet haberleri ve dualar beni ziyadesi ile sevindiriyordu. Ki bir haber babamın biraz iyileşmiş olan hastalığı tekrar nüksetmiş ve benim yardımıma ihtiyaçları olduğu haberi geldi mektupla. Babam merhum o yıllarda İstanbul Balta limanı hastanesi, Eğridir kemik hastanesi. Ve daha ismini bilemediğim birçok hastanede yatıp geliyordu. Bu durumu merhum patronum Rifat Aydinç ile paylaştığımda onun, oğlum babanı yine Eğridir kemik hastanesine yatıralım dedi. Abi bu o adar kolay değil ki deyince kolay kolay oranın başhekimi hem de bu hastalığın uzmanı olan Operatör Dr. Ali Akçiçek bizim evladımız sayılır iki sonra İzmir”e gelecek konuşuruz dedi. Hem sevindim hem de gerçekleşmez diye üzgün iken iyi haberi doktor bey ile görüştüğümde aldım. Hadi İsmail köyüne git babanı al filan gün Eğridir”e getir ben muayene edeyim yatırayım tedavi edelim deyince dünyalara benim olmuştu. Bu uzun hikâye de yaşadığım macera dolusu günleri anlatmayacağım ancak işi günümüzün rahatlığına getireceğim. Çok değil bundan 20 yıl kadar önce Konya hastanelerinde yaşadığımız dramları çektiğimiz rezillikleri yaptığımız haklı nizaları ve karşılığında işittiğimiz azarları aklıma getirince bu günün geleceğini hayal bile edemiyordum.

Hepsini unuttum da bir şeyi aklımdan çıkaramıyorum. Çok yakınım olan fakir çaresiz sosyal güvencesi olmayan 5 çocuklu bir bayan için SSK Meram hastanesine müracaat ettik doktor muayenesi sonunda ameliyat olacak para getirin dedi. Hastane parası mı? Yok, o beni ilgilendirmez bana bıçak parası dedi. Miktarını sormadım çünkü yoktu. Çevre dostlarımdan rica minnet 30 bin lira buldum ve geldim doktora. Durumu anlattım hastanede boş yatak yok dedi, aklımca uyanığım ya servisleri ziyaretçi gibi gezdim her yerde boş yatak vardı. Başım dönmüş hemşire odasında isyan ettim bağırdım her servis boş yatakla dolu doktor yer yok diyor nasıl iş bu deyince önümde sırtı bana dönük adam kalktı ne bağırıyorsun buradaki servislerin kontrolü sana mı ait sen buranın başhekimsin çık dışarı. Şimdi polis çağırırım deyince baktım bizim ameliyat parasını az bulan doktor idi. Allah sizin kahretsin bildiği gibi yapsın insan sağlığına değil de paraya önem verenler deyip hışımla dışarı çıktım. Koridorda hem kendi kendime konuşuyor hem de işi Yüce Allaha havale ediyordum ki sırtıma bir el değdi döndüm bir hastane görevlisi doktor bey sizi çağırıyor dedi. Vardım odasına hastayı getir ameliyata hazırlayacaklar diyor ve elime bakıyordu. 30 bin lirayı uzattım teşekkür ettim. Ameliyat gönüllü gönülsüz yapıldı.

Şimdi şuaraya geleceğim benim ihtiyar yaşımın verdiği beklenen bazı hastalıklarım zuhur ediyor. Bunun için evimde rahat rahat otururken randevu alıyorum. O gün ve saatte hastane ve güler yüzlü doktorlar beni bekliyor. Dertlerimi sonuna kadar dinliyor ve ona göre çok önemli olan bir hastalık ise yatış veriyor günlerce tedavisini yapıp sağlığına kavuşmuş olarak yuvasına gönderiyor. Eee böyle bir şey olacağını hayal etmek 20 yıl önceleri olması mümkün görünmeyen bir durumdu. Nefis ve kaliteli yemekler, tertemiz tuvalet ve banyo, çoğumuzun evinde bile olmayan lüks Tuvalet Banyo ve peçete kağıtları sıvı sabunlar hijyenik bir temizlik bunları görmezden gelmek nankörlüktür. Allah devletimize milletimize zeval vermesin. Son bir haftadır sürekli zuhur eden bir baş dönmesi şikâyetim oluyor beni endişelendiriyor. Bu durumda Meram Eğitim araştırma hastanesi Nöroloji servisinden randevu aldım Doktor Bilge Renkliyıldız hanıma durumu anlattım daha önceleri de tedavimi yaptığı için durumumu biliyor yatış verdi ve E mar, kalp grafiği, EKO, Doopler, Kulak burun boğaz, doktoru İsa Aydın, ve Cildiye şikayetlerimde Dr. Orhan Külahçının verdikleri rapor ve ilaçları araştırılıp diğer tetkiklerin de çeşitli bilgileri alınarak tedavi sonucu teşhis koyup sağlığıma kavuşturdu. Allah ondan ve bütün insana insan muamelesi yapıp değer veren diğer kardeşlerimizden Razı olsun. Bu arada hastanede yattığım süre içersinde bana ve diğer hastalara yakın ilgilerini esirgemeyen en zor ve bunalımlı zamanlarımda yerinde teşhis ve tedavi ile sağlığıma kavuşturan Nöroloji servisinde Doktorum Bilge Renkliyıldız Hanımefendi”ye kalbi şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca nöroloji servisi hemşirelerine ve serviste hizmet yapan bayan ve erkek kardeşlerime, diğer hastalıklarımın araştırmalarında ilgilenen Doktor ve teknik elemanlara Teşekkür ediyor hepsine sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Hayal ettiğim bu durumları bize yaşatan devlet idarecilerinden Allah razı olsun. Burada Yıllar önce yazmış olduğum Toktur Bey Şiirimi de sizinle paylaşıyorum.

 

Toktur Bey

 

Köylüyüm Misafir Almıyor Evler

Hastayım Hastanede Yatak Yok Derler

Fakirim Parasız Almaz Oteller

Ucuzdan Bir Reçete Yazıver Toktur Bey

***

Birçok Hastalık Varmış Vücutta

Ölümümü Yakın Derler Açıkça

Zaten Savaş Yapıyorum Açlıkla

Vaziyetim Sana Malum Toktur Bey

***

Prostat Var Kalbim Tekler Yanar Midemiz

Beni Fazla İncitmeyin İnsan İseniz

Para Nirde Bizde Boştur Kesemiz

Bana Biraz İnsaf Edin Toktur Bey

 

****

Sattım Köyde Öküz İle İneği

Ağrılardan Zor Geçirdim Geceyi

Ocağa Koyamıyoruz Boş Tencereyi

Çare Olda Gönder Beni Toktur Bey

***

Köyden Binip Geldik Açık Kamyona

Verdik Kendimizi Kuru Ayaza

Geri Dönmem Lazım Bugün Akşama

Burada Kalacak Yerimiz Yok Toktur Bey

***

Çocuklarım Meyve Sebze İstiyor Ama

Metelik Yok Cebimde Kalmadı Para

Bunları Söylemeye Yüzüm Yok Sana

Çare Bulda Gönder Beni Toktur Bey

***

Ne Olursun Çok Bekletme Kapında

Çok Hastayım İskelet Yok Yapımda

Çare Senin Bir İğneyle Hapında

Yaz Reçeteyi Gönder Beni Toktur Bey

***

Hoş İlacı Yazsanda Nasıl Alayım

Köyden Gidip Biraz Para Bulayım

İlacıda Sen Veriver Kurban Olayım

Veriverde Gönder Beni Toktur Bey

***

Bilmem bu İlaç Bana Tesir Eder mi?

Bu İskelet Bunca Derdi Yener mi?

Ben Ölürsem Bizim Ocak Söner mi?

Sende Bilmezsin Değil Mi Toktur Bey

***

Fakir İnsanlar Hastalıktan Ölüyor

Bazıları da Lüks İçinde Yüzüyor

İnsan Bu Durumda Candan Beziyor

Sizde Bu Acıları Biraz Duyun Toktur Bey

***

Değil Bunlar İsmail”in Hayal Ürünü

Çok Bilirim Bunları Çeken Köylümü

Şairim Babasıyla Yaşadı Dünü

Bunları Yaşayarak Yazdım Toktur Bey

İsmail Desteli 24-11-1992 Ev


Yazarın Diğer Yazıları