Yöremizde Yaşanmış Mezarlık Hikayeleri

Kültürümüzde güldüren ve düşündüren olaylara verilen hazır cevaplar nükteli ya da korku ihtiva eden sözler vardır ve bu tür hadiseler yaşanmaya devam etmektedir. İşte sizlere bugün kırsal kesimde, köylerde yaşanmış bazı olayların hikayesiyle sizleri gülücüklere boğacağım. Bizim yöremizde yaşanmış kimi 100 kimi 50 yıllık kimisi de henüz daha 30-35 yıllık olan belki bizimde içinde olduğumuz veya çevreden duyduğumuz bazı olayları naklederek sizleri geçmişe götürmek istiyorum.

Ben diyeyim 100 siz deyin 80 sene önceleri Konya dağ köylerinden bir saz gurubu topluluğu ölen arkadaşlarına vefa borçlarını ödemek için bir gece başka bir köyden çalgı çalıp düğün edip eğlendikten sonra köylerine dönerlerken daha önce aralarında bulunup ölmüş olan ve sağlığında bunlara benim kabrime gelin ve bana bir Kozandağı türküsü çalın bana ulaştırın diye vasiyet etmesi üzerine mezarlığın yanından geçerken arkadaşları akıllarına gelir ve dua etmek maksadı ile onun kabri başına varırlar. En genç olanları 17 yaşında en yaşlıları ise 60 yaşında olan ihtiyar kurt, genç delikanlıya bir oyun hazırlar mezarlıkta ve delikanlıyı haberi yok iken sırtındaki eski paltonun eteğinden yere bir kazık ile yere çakıp sabitler. Tam işleri biter kalkın gayri gidelim yeter derler kalkar kalkmaz genç Paltosu asılınca hemen yere düşer ve başlar avazı çıktıkça bağırmaya ihtiyara "Abdi ağaaaa beni şeytanlar tuttu ne yapayım ben, abdi ağayı alın o ihtiyar diyom. Ne olur sen gel de beni kurtar" deyince. Abdi ağa "Neye ben varayım len ben enayi miyim hep ihtiyarlar mı ölür, bazen gençler de ölür Azrail ile bazarlık mı yapılır gidi. Tabi beni ihtiyar diye tutakoysunlar deemi eşek oğlusu" der.

Artık sabah olmuş köylüler de tarlaya ve bahçeye gitmekteler bu konuşmaları duymuşlar ve köyde anlatmışlar eskiden yaşanmış bu ilginç olay hala mezarlıkta kazık hikayesi diye köylerde anlatılıp gülünmektedir.

YAŞANMIŞ BİR MEZARLIK HİKAYESİ

Bizim mezarlıkların arası gece hem çok karanlık hem de iki mezar arası olunca oldukça ürkütücü bir manzaraya sahip. Köyümüzden iki delikanlı gece saat 12'ye kadar oturmuşlar. Her zaman yaz gecelerinde herkesin yaptığı gibi ekin sulamak için köye hayli uzakta olan tarlaya giderken o mezarlıkların arasından geçmek mecburiyeti vardır. Daha henüz 16-17 yaşlarında toy delikanlılar. Tam kabristanların üzerindeki inişe varırlar. Biraz sonra o karanlık iki mezar arasındaki vadiye girecekler, derler ki "Bir ufak su dökelim de mezar arasına öyle inelim".

Ortalık zifiri karanlık daha evvel ekinini sulamış gece karanlığında köye dönmekte olan ihtiyar bir amca mezarlıkların yokuşunu çıkmış, yorulmuş şöyle bir kenarda dinlenmekte imiş. Delikanlının biri bir tarafa diğeri öbür tarafa döner, çiş yapacaklar gencin gözü karanlıktan kamaşmış oturmakta olan adamı görmüyor ama adam onu iyi görüyor. Zaten korkmakta olan genç tam adamın suratına doğru akıtacak. Adam çaresiz onların bütün konuştuklarını duymuş "yapma falan dese çok korkacaklar. Aniden "Ayağını kaldır" demiş. Demez olsun oğlan zaten korku içinde oracıkta bayılıp düşmüş. Öbürü tabi sesleri duyar ve eyvah şeytanlar geldi diye buraları basmış feryadı tabana kuvvet ünleyerek, ağlayarak köye doğru kaçmış. Adam da korkmuş bu delikanlı aklını oynatacak diye. Ardından "oğlum korkmayın ben şeytan değilim köyden falan adamım" dediyse de inandıramamış ve bayılıp düşen delikanlıyı köye kadar sırtında taşımış. Köyün girişindeki çeşmede yüzünü başını yıkamış ve ayıltmış. O anda anası babası da öbür delikanlının "oğlunuzu şeytan çarptı ben canımı zor kurtardım" demesiyle yanlarına gelmişler zaten adam durumu ana babaya hem anlatmış hem de gülüşmüşler

YİNE YÖREDEN BİR HİKAYE...

Ekin ve bostan sulama işi bizim dağ köylerinde meşhurdur. Bir de gece sulamak daha önemlidir, çünkü su boşa gitmez ve sebzeye gece daha faydalı olur.

Sanırım yetmişli yıllardı. Kocası gurbette olan bir gelin ihtiyar kayın pederini bir merkebe bindirmiş gece tarlaya ekin sulamaya gidiyor. Bizim o karanlıkta korku saçan mezarlıkların üst kısmına gelirler. Gelin merkebi yularından çekiyor kayın peder merkebin üstünde bir başka adam da üzerinde biraz rengi kaçmış beyaz gibi görünen elbisesi ile tarladan ekin sulamadan geliyor ve bir kenarda oturmuş dinleniyor. Kayın peder geline "Aman kızım buralar tekin değil Ayetelkürsi'yi iyi oku" der. Öbür adam bunları duyar ve tam onlar mezarlıkların karanlık dar yerine inerken ihtiyarın bindiği merkebin kuyruğundan tutar asılır. Merkep duraklar adam "oku gızım iyi oku eşhedü enlaaa ilahe illallah vay lanet şeytan tam bizi buldu gördün mü" derken adam merkebin kuyruğunu salar, "oh çok şükür" der ihtiyar. Adam yine tutar asılır, ihtiyar da gelin de geriye dönüp bakma cesaretini gösteremezler. Mezarlıkları kurtuluncaya kadar le havle çekerler ve nihayet adam onların eşeğini serbest bırakır da döner, köye gider. Ve iki gün sonra gelin bunu köyde kadınlara anlatır bir curcuna kopar ki sormayın. "Falan adamla gelinini mezarlıkların arasından geçerken şeytan çok sıkıştırmış adam gelini ile beraber kuran ve dualar okuya okuya zor kurtulmuş maazallah" derlermiş. Herkeste bunu köyde hala anlatıp korku saçarken bilenler de gülerler. Bu olayın gerçeğini bilenler köyde 2-3 kişi ancadır. Ölenlere Allah'tan rahmet yaşayanlara da hayırlı uzun ömürler dilerim...

(Devamı Salı'ya)


Yazarın Diğer Yazıları