DEPREMLER KARŞISINDA DURUŞUMUZ NASIL OLMALI?
BU ŞEHRE VEFA BORCUM VAR
Kendi eliyle küçülen muhalefet
Bir Değerin Sessiz Vedası: Mahalle Bakkalı
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
''Yaptığı işten emin olmayan, kendine güvenmeyen insanlar 'övülmek, beğenilmek' ister.'' diye bir söz okumuştum yıllar önce.
Yıllar sonra özellikle sosyal medya icat edildi edileli insanlardaki beğenme hırsı, iyi iş yapmanın önüne geçti.
Oysa iyi şeyler yapmaktı önemli olan beğenilmek değil.
Kaldı ki, öteden beri toplumun beğendiği şeylere bakınca 'beğenilmemek' iyi şeyler yaptığına işaretti bir nevi.
Daha önce de söz etmiştim, hatırlayan olur belki...
Üniversite yıllarında şiir yazar arkadaşlara okurdum, bir tanesi vardı Necip Fazıl hayranı...
Şiirden de anladığını söyler üstadın şiirlerine bayılırdı.
Şiir yazıp ona gösterince 'olmamış' derdi genelde. Ona şiir beğendirmek zorunda mıydım? Tabi ki hayır ama yazdıklarımın, yaşım itibarıyla iyi olduğunu düşünüyor, şiirden anlayanlar tarafından da beğenildiğini hissediyordum. Hatta o zamanlar gazetelere gönderdiğim şiirler yayımlanıyordu.
O arkadaşa birgün,
''Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar
Kavuşmak nasıl olmaz madem ki ayrılık var.'' dizelerini okudum, nasıl olmuş deyince, çok saçma, hiç beğenmedim, içinde ne anlam var ne de duygu, dedi.
Sonra Çile kitabını koydum önüne bir de buradan yak, pardon oku dedim. Sonrasını anlatmaya gerek yok.
O zaman anladım ki, kimin beğendiği önemli!!!
İsmet Özel'in şu satırlarını okuyunca, başta alıntı yaptığım söz geldi aklıma.
''Her zaman beni beğenmeyenler oldu ve ne zaman beni beğenmeyenleri gördüysem ısrarlı meşguliyetimin bana kazandırdığı varlığımla iftihar ettim.''
Ne müthiş bir bakış açısı.
Oysa toplum tarafından beğenilmek öyle kolaydı ki, öyle bir kolaycılığa kaçmak mankafalılıkla eş değerdi.
İnsanların önüne ne koyarsanız koyun nitelikli olmadığı sürece yani alalade olduğunda beğenilme konusunda hiç sıkıntı çekmezsiniz!
Zekâlı, bilgili, aydın kesimin kendisini kanıtlama mecrası diye nitelendirdiği sosyal medya kanalı Twitter'e göz attığımızda nelerin çok beğeni aldığını gayet net bir şekilde görebiliyor, gördüğümüz bu ucube duruma hayıflanıyor, üzülüyor, memleketin gidişatı hakkında endişe duyuyoruz.
Çok satan kitaplara baktığımızda da aynı durum söz konusu. Çok izlenen tv dizilerinde de durum aynı. Entrika, illegal ilişkiler, küfür, hakaret, argo varsa toplumun beğeni sayısı artıyor.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, beğenilme kaygısı gütmeden iyi iş yapmaya çalışmak insanın nefsi ile girdiği ciddi bir mücadeledir.
Ve risk almaktır aynı zamanda.
Kendi eliyle küçülen muhalefet
Dilli şeytan
Eski Türkiye güzeldi be!
Gençleri mehdi mi kurtaracak?
Sokağa ne zaman çıkılır?
Zihinlerde çizilen haritalar
Yusuf Tekin’in mücadelesi
Çözüm değil sonlandırma süreci
Eğitim de denetim de şart
Konforlu iş belediye başkanlığı