BİZİM BİZDEN BAŞKA DOSTUMUZ YOK

Şehitliğin kapısında onlarca makam aracı,içeride İstiklal Marşı'nın gurur veren kelimelerini haykıran binlerce insan. Ben ise törene gönüllü katılan üniversite öğrencisiyim o zamanlar.

Tarih 18 Mart 2018.

Yüzlerce kişinin arasında şehitliğin tam ortasında bulunan anıtın hemen arkasında ayakta bekliyorum. İstiklal Marşı'nın sona ermesiyle İl Emniyet Müdürü konuşmaya başladı. Onun konuşmalarını dinlemeden kalabalığın arasında koşuşturan 5 yaşlarında bir kız çocuğu çarptı gözüme.Kalabalığa çarpa çarpa koşuşturduğu mekanda her çarptığı insanla göz göze gelip gülümsemesiyle bende gülümsüyordum. Saniyeler sonra yanımdaki teyzenin elindeki ıslak peçeteyi kızarmış gözlerine götürüp acı acı;

  • ‘'Ah yavrum!''

Demesiyle yüzümdeki gülümseme bir anda kayboldu. Tekrar kalabalığın içinde küçük kızı gözlerimle ararken, garnizon komutanının:

  • Asker!! Şehitler adına saygı atışı için yerini al! Dolur boşalt! Tüm şehitlerimiz için saygı atışı!!

Benle beraber şehitlikte bulunan herkes emirleri pür dikkat dinlerken,gözleri askerlerin hızlıca hareket ettirdikleri silahlara takılmış, hayranlıkla bu sahneyi izlemeye başlamıştık. O an sanki şehrin tüm gürültüsü susmuş, herkes nefessiz izliyor gibiydi. Kulağa gelen tek ses ağlamalarına hıçkırıkları karışan şehit ailelerin sesiydi. Ve son emir geldi komutandan ;

  • 3 el atış edilecek! Atış serbest!

Askerlerden ilk atış geldi. Ardından ikincisi .Sessizliği bozan silah seslerinin arasına daha 3. Atış gelmeden bir ses daha karıştı.

  • Durun! Ne olur yapmayın! Durun!

-Komutan ;

- Ateş kes!

Elleri ile kulaklarını kapatmış ,yarım saat önce kalabalığın içinde koşuşturan küçük kızın sesiydi bu. Tüm gözler bir anda kıza çevrildi. Komutan küçük kızın yanın gidip ;

  • Ne oldu yavrum? Korkma bu sadece ses çıkarıyor.Gerçek değil.

Küçük kız hıçkırıklar içinde konuşmaya çalıştı ve:

  • Ne olur yapmayın! Ne olur! Benim babamı da böyle vurdular ne olur!

İşte o an koptu herşey. Kalabalık içinde koştururken herkesin gülümsediği o yüzler gözyaşlarına boğuldu.Birkaç saniye sonra küçük kızın ninesi elinde defalarca katlanmış beyaz bir kağıt ile topallayarak geldi komutanın yanına .Gözlerindeki yaş ile uzattı kağıdı.

  • ‘Bu senin emanetin.' dedi. Küçük kızın elinden tutup oturdukları yere doğru ilerledi.

Konuşma kürsüsüne geçen komutan, elindeki kağıdı açıp bir göz gezdirdikten sonra,kalabalığa dönüp ;

  • ‘Bu yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.' dedi ve başladı okumaya :

‘' Milletime benden mektup,ben bir Özel Harekat Polisiyim. Ayakları topal bir annem var,Kıbrıs gazisi bir babam, küçük bir kızım var birde dünyalar güzeli bi eşim. Şuanda Hakkari dağlarında görevdeyim . İlerde birkaç odunu tutuşturmuş tim arkadaşlarım oturmuş sohbet ediyorlar. Bugün ailemden uzak kaldığım sürenin 1. Yılı. Bize eğitimlerde yaşatmayı öğrettiler, Vatan için can verebilmeyi,Sabrı ve bir de ‘özlem nedir?'onu öğrettiler. Burdan duyuyoruz ki;

Birbirini vuranlar , bir kaç kuruş için kavga edenler, çocuklarını sokağa atanlar,ailesine isyan edip değersiz sayanlar vedaha nicesi...

Aranızda bu mektubu yazarken benim dağlarda özlem ile dönüşleri beklediğimi bilen var mı?

Yok. Çünkü bize kahraman olmayı herkes tarafından alkışlanmayı değil, sessizce ölmeyi öğrettiler. Bu mektup bu elden çıkıp başka bir elde okunuyorsa bilin ki şehit olmuşumdur. Ben ailemi aziz Türk milletine emanet ediyorum. Gözüm arkada değil. Selametle..''

  • Herkes utancından kafasını yere eğmiş ağlıyordu. Çünkü herkes ‘Ailem size emanet gözüm arkada değil.' cümlesini düşünüyordu utanç içinde.

Tören bitti.O gün orada bulunan tüm insanlara bir ders verdi küçük kız. Bu olayı bire bir ben yaşadım. Bugün de buradan yazıyorum Türk halkına; bize bir vatan ve o vatan için can veren şehitlerin aileleri,çocukları emanet. O mektup bu yazının son cümlesini oluşturacak. ‘Biz memleketin bin bir köşesinde vatanı koruyoruz. Sizde içeride birbirinize kenetlenin diyordu aslında. Çünkü bizim bizden başka dostumuz yok ..


Yazarın Diğer Yazıları