ABD Ne Yapmak İstiyor?    

On iki bin kilometre uzaktan, okyanus ötesinden gelip yanı başımızda, sınırlarımızın dibinde ne yapmak istiyor Amerika? Bu soruya çok cevaplar verildi, veriliyor, her gün gazete köşelerinde, televizyon programlarında bu sorunun cevap aranıyor. İster istemez biz de değinelim dedik.

     Önce Amerika bir tek Amerika değil, birçok Amerika var, hepsinden ayrı ses çıkıyor, hepsinin ayrı politikaları var, ayrı amaçlar peşinde. Bunların içinde hakkı teslim eden, doğruya doğru diyen Amerikalılar da var. Geçmişte bizde olduğu gibi bir derin Amerika var ki, bütün politikası İsrail'in güvenliği, İsrail'i yaşatmak üzerine bina edilmiş. İsrail, Amerika'nın gayr-i meşru çocuğudur ve Ortadoğu'da Amerika'nın jandarmasıdır, Amerika'ya silah sattıran korku kaynağıdır. Ortadoğu'nun göbeğinde, Müslüman coğrafyanın tam kalbinde 1948'de kurulan İsrail'in güvenliği, Amerika için hayati öneme sahiptir. İsrail Ortadoğu'da varsa Amerika da vardır, İsrail yoksa Amerika da yoktur. Orta Doğu'da tutunmanın, Ortadoğu'yu sömürmenin, İslam ve Arap coğrafyasını kontrol etmenin, onlara silah satmanın tek yolu İsrail'i yaşatmaktır. İsrail'e "hoş” diyene ABD "hişt” der. Nitekim Sayın Erdoğan, ilk defa İsrail Cumhurbaşkanı'na "One Minute (bir dakika), siz katilsiniz, siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” dedi, işte o zaman ABD Türkiye'nin ve Erdoğan'ın ipini çekti. Artık Erdoğan ABD'ye göre güvenilmez ve tehlikeli bir lider, Türkiye güvenilmez bir müttefik. Ortadoğu'da İsrail'in güvenliği için yeni bir partnere ihtiyaç var, bu partner seküler ve laik olmalı, her haliyle ABD'ye muhtaç ve bağımlı olmalı, orada kuracağı üslerden İran'ı da, Türkiye'yi de kontrol etmeli. Bu kukla yönetim İsrail'e müttefik olmalı, böylece İsrail'in yalnızlığı giderilmeli, güvenliği sağlanmalı. Dost gibi görünen Arabistan'ın, Kuveyt'in, Birleşik Arap Emirliklerinin, Irak'ın ne olacağı, ne yapacağı belli olmaz. Ateist, Marksist, bölücü, karıştırıcı liderlere ve onlara bağlı gruplara ihtiyaç var. Şimdilik pkk-pyd-ypg bu ihtiyacı karşılayacak gibi(!)

     ABD'nin Ortadoğu planının maddelerini şöyle sıralayabiliriz:

    1- ABD öncelikle emperyalist bir devlet. Dünyanın her yerinde ıslah etmek ve barış götürmek için değil, çatıştırmak ve sömürmek için var. Özelde Derin Amerika, en az yüz yılın planını yapmakla, önümüzdeki yüzyılın senaryosunu yazmakla meşgul. Bu senaryonun başında, Türkiye'nin bölünmesi, parçalanması ve Büyük İsrail devletine bağımlı- müttefik bir Kürt devletinin kurulması var.

   2-ABD, silah satmak istiyor. En iyi silah alıcı, en çok kaynağı-parası olan da Ortadoğu bölgesidir. Diğer Uzakdoğu ve Batı ülkeleri kendi silahını üretmektedir, ABD'ye çok muhtaç değildir. ABD'nin ise birçok silah fabrikası vardır, onların paralarıyla ayakta durmaktadır. Bir yerlerde karışıklık, kaos, terör, savaş olmalı ki ABD silah satabilsin, pazar bulabilsin. Kefen satıcılarının kefen satmak için insanların ölümünü beklediği gibi ABD'de de silahlarını satmak için önce teröre yatırım yapmalı, savaşlar çıkarmalı, ülkelerin içini karıştırmalı, bu ülkelerin uyanmasını, ayağa kalkmasını, silah üretmesini önlemelidir.

     3-ABD, enerji kaynaklarını ve enerji bölgelerini, enerji ve ticaret yollarını kontrol etmek istiyor. Enerji bölgelerinde büyük ve güçlü devlet olmasını istemiyor. Bu bölgelerde İran ve Türkiye göze batan, ABD'ye kafa tutabilen iki ülke. Bu iki ülke zayıflatılmalı, bölünmeli, terbiye edilmeli, ayağa kalkması, yüksek ses çıkarması önlenmeli ve ABD'ye bağımlı hale getirilmeli. Özelde Türkiye, enerji koridorunun üzerinde, enerji kaynaklarını Batıya taşıyan enerji hatlarını elinde tutuyor, kontrol ediyor. Ayrıca Çin'den Avrupa'ya uzanan yeni İpek Yolu'nun üzerinde oturan, bu projeyi çizen ve yönlendiren en önemli ülke Türkiye. Bu ülke dizginlenmeli, bu enerji ve ticaret yolu ABD'nin kontrolüne alınmalı, buradan Çin'in ve Rusya'nın da yolu kesilmeli.

      4-ABD giderek yalnızlaştı ve içinde bir öfke birikti, gerildi. ABD'nin yalnızlaştırılmasında Türkiye başta gidiyor. Türkiye'nin defteri dürülmeli, hesabı görülmeli, intikam alınmalı, yalnızlığa mahkum Amerika sessiz kalmamalı, elinden geleni yapmalı. Denize düşenin yılana sarıldığı gibi gerekirse teröristlere sarılmalı, teröristlerden ordular kurmalı, ellerine silah vermeli ve Türkiye'nin ayağa kalkmasını önlemeli, sesini ve mecalini kesmeli.

    5-ABD, soğuk savaş döneminde yıllarca iki kutuplu dünyanın bir kutbunu yönetti, dünya jandarmalığını yaptı, bu jandarmalığını bugünlerde yavaş yavaş kaybediyor, artık kendisine Kuzey Kore bile kafa tutuyor, Çin ekonomisiyle öne geçiyor, Rusya tekrar eski günlerine geri dönüyor, NATO'da dağılma emareleri görülüyor. İşte bütün bu gelişmeleri azmedemiyor ABD. Başta iken ayağa düşmek, içeriye bile hakim olamamak Amerika'yı korkutuyor. O yüzden tutarsızlaşıyor, zikzak çiziyor, ne yapacağını bilememenin şaşkınlığını yaşıyor, intihara doğru sürükleniyor, irtifa ve itibar kaybediyor.

     ABD, son pkk-pyd-ypg politikasıyla Ortadoğu'da adeta kendi ipini çekti, altmış yedi yıllık müttefikini kaybetti.  İntihar edercesine çapulcu bir terör örgütünü koca bir Türkiye'ye tercih etti. Ortadoğu'nun anahtarlarının Türkiye'de olduğunu bilemedi, Türkiye'nin Osmanlı gibi bir imparatorluğun bakiyesi, devamı olduğunu unuttu.

      Vah zavallı Amerika, bu hallere mi düşecektin! Bir terör örgütünden medet mi umacaktın! Nerede görülmüş bir ayının, bir aslanın sineklerden, akreplerden yardım beklediği. Sineklerin de, akreplerin de fıtratında sokmak vardır. Göreceksin, onları sırtına alıp dereden geçireceğim derken sırtından sokacaklar. Bir Türkiye'yi değil dünyayı hayal kırıklığına uğrattın. Demokrasinin beşiği olarak bilinirken zulmün beşiği olduğunu artık tescilledin. En büyük faydan da bu oldu. İslam dünyası ve bütün dünya gerçekleri gördü, bu imajını artık düzeltemezsin. He halde senin de zevalin geldi, dağılmak için gün sayıyorsun. Karşında planlarını boşa çıkaran, tuzaklarını bozan, gizli senaryolarını deşifre eden, "sefer bize, zafer Allaha ait” diyen bir Türkiye var. 

 


Yazarın Diğer Yazıları