AK Parti Laikliğe Karşı mıdır?

On üç yıldır bu ülkeyi yöneten AK Parti hükümetlerine bir kesim hâlâ şüphe ile bakıyor, Ak Partiyi hala rejim düşmanı, laiklik karşıtı bir parti olarak görüyor. Bir kesim hâlâ laiklik ilkesini Demoklesin kılıcı gibi üzerimizde sallandırıyor. 
    Gördük ki on dört yıldır iktidarda olan AK Parti hükümetleri laikliğe aykırı bir icraatta bulunmadı, kimsenin korktuğu başına gelmedi, laikliği bir din gibi gören, gerçek dine uzak duran kesimlere her hangi bir kısıtlama ve baskı yapılmadı. Sadece şu oldu: Başı açık hanım ve kızlarla başı örtülü hanımlar ve kızlar aynı okulda okuyup okutabildi, devlet dairelerinde aynı masayı paylaşabildi, aynı işte baskısız ve ayırımsız çalışabildi, aynı hastanede yan yana, dayanışma içinde, kardeşçe görev yapabildi.
    2002 Yılında Ak Parti hükümeti gelirken de aynı teraneler söylendi, aynı iddialar dile getirildi. Vay efendim, şeriatı getirecekler, otobüsler ayrılacak, haremlik- selamlıklar oluşacak, başı açıklara hayat hakkı tanınmayacak, çarşı- pazarlarda sakallı ve cübbelilerden geçilmeyecek, laiklik elden gidecek, aleviler yok sayılacak, ateistler sürülecek, başörtülüler her tarafı saracak vs.  Bu iddiaların, bu hezeyanların, bu korku ve kaygıların, bu yaygaraların hiç birisi gerçek olmadı, hiçbir başı açık kadın işinden kovulmadı, hiçbir başı açık kız okul kapılarında ağlatılmadı. Aksine açık da kapalı da bu ülkenin öz çocuğu olduğunu iliklerine kadar hissetti. Aksine alevi-sünni, Kürt- Türk herkes bu devletin eşit vatandaşı olduğunu gördü. Belli bir kesime yani başı açıklara açık olan devlet daireleri, okullar, hastaneler herkese açık hale geldi, kimse öz ve üvey olarak ayrım görmedi, damgalanmadı. Ülke insanına bir rahatlık, huzur ve güven geldi. Herkes işte bu devlet benim devletim dedi. Üniversitelerden atılan, kapılardan kovulan, saçlarından sürüklenen kızların vicdanları sızlatan görüntüleri yaşanmaz oldu, vicdanlarımız rahatladı.
     Evet, tam da laiklik buydu, devletin her bir vatandaşını kucaklamasıydı, kimseyi dininden ve mezhebinden dolayı ayrılmaması dışlanmamasıydı. Herkesin devletin nimetlerinden eşit şekilde yararlanmasıydı laiklik, her gencin eşit fırsatta eğitim almasıydı, kamuda çalışabilmesiydi. Gerçek laiklikte ve demokraside insanlara kamuda görev verilirken kalifiye olmasına, bilgisine ve becerisine, kafasının çalışmasına bakılırdı, dışındaki örtüye değil. Kılık- kıyafet ölçü ve kriter değildi devlete hizmet için. İşte Ak Parti bunu başardı, açık milletvekili ve bakanı da oldu, başı örtülüsü de. Çünkü bu ülkede ikisi de vardı, her kıyafet, her yaşam tarzı TBMM’de ve hükümette temsil edilmeliydi.
         GERÇEK LAİKLİĞİ AK PARTİ UYGULADI
    Fırsatçılar hep iş başında oldu, yine iş başındalar. Meclis Başkanımızın bir cümlesiyle fırsatçılara gün doğdu, Ak Partiyi boğmak isteyenler zil takıp oynamaya başladılar. Sayın Meclis Başkanımız İsmail Kahraman’ın ağzından çıkan “yeni anayasada laiklik kavramı olmamalı” cümlesi fırsatçılara can simidi oldu. Laiklik konusu gündeme bir bomba gibi düştü.  Cumhurbaşkanı olmak üzere Ak Partinin bütün temsilcileri açıklama yapmak zorunda kaldı, bu görüş Sayın Meclis Başkanının kendi şahsi görüşü dediler. Nitekim Sayın İsmail Kahraman yeniden açıklama yaptı, sözlerine açıklık getirdi, bu benim şahsi görüşüm dedi. Ayrıca katı ve militan laikliğe kaşı olduklarını, Yeni Anayasada laiklik kavramının tarif edilmesi gerektiğini, teklif ettikleri anayasa metninde laiklik ilkesinin yer aldığını hem Hükümet hem Ak Parti sözcüleri ifade ettiler.
    Evet, laikçi bir kesim var ki hâlâ korkularını atabilmiş değil. Ak Partililerin konuşmalarının içinden cımbızla seçtikleri kelimeleri kullanarak Ak Partiyi minderden atmak,  Anayasa Mahkemesine kapattırmak, hatta askeri göreve çağırmak için adeta çırpınıyorlar. O yüzden Sayın İsmail Kahraman’ın laiklikle ilgili cümlesine mal bulmuş mağribi gibi sarılıyorlar ve Ak Parti üzerinde şüphe bulutları oluşturmak için adeta çıldırıyorlar.
    Sevgili laikçiler, buradan size yine ekmek yok. Gerçek laik Parti Ak Partidir. Çünkü her inanç grubuna eşit mesafededir. Azınlık vakıflarına kamulaştırılan mallarını veren Ak Parti olmuştur. Alevilik ve Roman açılımlarını Ak Parti yapmıştır. Alevilik konusu okul kitaplarına girmiştir. Önümüzdeki günlerde Cemevleri irfan merkezleri olarak tescil edilecek, bekli dedeler maaşa bağlanacaktır. On üç yılık dönemde kimse diniden, imanından dolayı kimse baskı altında kalmamıştır. Dini cemaat görümündeki FETÖ Örgütüyle en büyük mücadeleyi AK Parti hükümeti yapmıştır, yapmaktadır.
    Sonuç olarak, ABD’deki laiklik uygulamasından kimse rahatsız değildir. Amerikan Başkanının İncil’e el basarak papaz huzurunda yenim etmesi orada laikliğe aykırı değildir. Bu anlamdaki laikliğin anayasada bir kavram olarak kalmasında da bir sorun yoktur. Bizim sorunumuz; dinini yaşamak isteyenlere laiklik ilkesini öne sürerek baskı yapılması, dışlanması, üvey evlat muamelesi yapılmasıdır. Çok şükür bu baskılar geride kaldı, bundan böyle de böyle bir sorunun yaşanmayacağını düşünüyoruz. Bu milletin kahir ekseriyeti Müslüman’dır; diniyle çelişmeyen, kültürüyle uyumlu bir anayasasının yazılması da en büyük arzusudur.

Yazarın Diğer Yazıları