Arı Kovanına Çomak Sokuldu

İstanbul Ortaköy’de bir eğlence kulübünde yılbaşı kutlaması yapan insanlara yapılan silahlı katliam yaramıza bir kez daha tuz- biber oldu. Hafta geçmiyor ki bir bomba patlamasın, bir katliam olmasın, bir acı yaşanmasın. İçeriden ve Suriye’den gelen şehit haberleriyle her gün ocaklara ateş düşüyor. Bu ülke hedefe konulmuş durumda. Turizmimizi baltalayarak, dövizle oynayarak, istikrarı bozarak, kaos çıkararak, bu ülkeyi güvensiz kılarak bize diz çöktüreceklerini sanıyorlar.
    “Arı kovanına çomak sokmak”, “ateş ile oynamak”, “hamama giren terler de çıkar”, meyveli ağaç taşlanır, “gülünü seven dikenine katlanır” gibi deyimler ve atasözleri sanki bugün ülkemiz için söylenmiş. Hükümetimiz son yıllarda adeta arı kovanına çomak soktu ki, eşek arıları üstümüze saldırıyor. Topla- tüfekle-uçakla DAEŞ’in üstüne giderken, dağlarda dahi PKK’nın yuvalarını dağıtırken, Fetöcü’leri uluslararası boyutta köşeye sıkıştırırken, arı kovanına çomak sokmuş oluyoruz.
   Evet, hamama girdik, terlemek zorundayız. Meyveli ağacız ki, birileri taşlayacak. Bu vatan dediğimiz dünyanın en güzel gülünü elimizde tutmak için batan dikenlerine katlanacağız.
    Derler ya, “gecenin en karanlık kısmı şafağa yakın saatleridir”. Yani karanlığın koyuluğu ve kesafeti, şafağın doğacağının işaretidir. En karanlık günleri yaşıyoruz, köşeye sıkışan kedi misali terör odakları yüzümüze çırmık atıyor, daha pervasızca son gücüyle saldırıyor, Allah’a şükür ki ülkenin başı olan Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetimizin kararlı tutumu seksen milyona güven veriyor, “Bu da geçer Ya Hu!” diyoruz.
     1984 yılından beri terörle amansız bir mücadele veriyoruz. Tam otuz iki senedir süren bu mücadele için her yıl sona yaklaştık diyoruz ama o özlediğimiz son bir türlü gelmiyor. Hükümetimiz her zamankinden bugün daha kararlı. Diyarbakır, Kilis, Şırnak ve Hakkari gibi sınır illerimizde artık yollar kesilmiyor, haraç toplanmıyor, insanlar PKK terör örgütüne karşı ayaklanıp nefret kusuyor. Yapılan gösteriler, telin yürüyüşleri bunu gösteriyor. Terör örgütünün tabanı giderek kayıyor. O bölgenin halkı milletinden, devletinden ve bayrağından daha korkusuzca yana tavır alıyor.
   Evet, son bir yıldır ülke bütün kaynaklarını terörün bitirilmesi için seferber etti. Bunun altyapısını on dört yıldır hazırlıyoruz. Terörle mücadele edebilmek için insansız hava araçlarını bizzat ürettik, tanklar ve helikopterler yaptık, savaş uçaklarımızın yazılımlarını kendimiz yapmaya başladık, askerin her türlü teçhizatı, silahı artık NATO orijinli değil. Ordunun sevkiyatında, donanımında ilk defa bağımsız hareket edebiliyoruz, ambargolara prim vermiyoruz. Fetö hainlerinin temizlenmesiyle ve Jandarmanın İçişleri Bakanlığına bağlanmasıyla polis -asker daha çok işbirliği yapıyor.
    Terörle mücadele konseptimiz değişti. Artık saldırıyı beklemiyoruz, inlerinde, dağlarında, nerede bulursak orada imha ediyoruz. Kaynaklarını kurutmak için uyuşturucu tacirlerine de göz açtırılmıyor. Devleti yönetenler anladı ki, çözüm sürecini fırsat bilerek yığınak yapanların, hendek kazanların arkasında FETÖ mensuplarının göz yumması ve göz kırpması var, yerel yönetimlerin alet -edevat yardımı var. İşte bu açıkları kapattık bugün.
   Son bir yılda altı binden fazla terörist etkisiz kılındı. Halkın çoğunluğu ilk defa devletinin yanında yer aldı, terörün gerçek yüzünü öğrendi. Devletin şefkat eli halkın gönlüne dokundu, halk ilk defa terörist ihbarı yapmaya başladı.
    Evet, terörle mücadelenin ilk şartı, arkalarındaki halk desteğini çekmek, tabanı kazanmak. Halk desteği olmazsa terör örgütü eleman bulmakta zorlanırlar, para kaynakları kesilir, gizlenecek ve korunacak mekan bulamazlar. Bugüne kadar terör örgütü yaşamışsa, bunun sebebi, onlara bilerek veya bilinçsizce, belki korkuyla destek veren bir kısım halkın varlığıdır. İşte o tabandı HDP’ye Doğu ve Güneydoğu’nun büyük kısmında yüzde elliden fazla destek veren. HDP ile PKK’ nın organik bağı olduğunu sağır sultan biliyor. İşte devlet bu tabanı  kazandı ve yanına çekti bugün. Halk Devletine daha çok güveniyor, terörü lanetleyen yürüyüşler, mitingler yapıyor. Halk korku duvarını aşmış durumda.
    Evet, halk özgürce, baskısızca yaşamak istiyor, halk can ve mal güvenliği istiyor, halk bir avuç çetenin baskısından ve tazyikinden kurtulmak, devletinin arkasında olduğunu görmek istiyor. Bugün devlet bu güveni vermenin çabası içinde, emarelerini, neticelerini de görüyoruz.
    Evet, terörün verdiği kayıpları da dikkate aldığımızda PKK’nın kan kaybettiği ortada. Halk bugün daha umutlu. Dış destek kesilir, elebaşları da yakalanırsa terör bitmek zorundadır. İmar ve inşa başladı, yakılan yıkılan şehirler adeta yeniden yapılıyor, zaman içinde yıkılan gönüller de onarılacak. Arkasından halkın dini- kültürel- sosyal bütün talepleri yeniden gözden geçirilecek, devletleşme dışında her talep yerine getirilecek. Biraz daha sabır diyoruz. Şehitlerimize rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları