Gazi, Allah Yolunda gazaya (savaşa) giden, savaşta bulunan ve savaşta yara alıp geri kalan hayatını o engeliyle, o yarasıyla yaşayan insandır. Kanunlarımızda her savaşta bulunan, sağlıklı da olsa "Gazi” unvanına sahiptir. Ülkemizde binlerce İstiklal savaşı gazimize geçmişte maaş bağlanmıştır. Daha sonra Kore gazileri olsun, Kıbrıs gazileri olsun, terörle mücadele ederken yara alıp engelli kalanlar olsun, bugün yaşayan gazilerimiz ve şehit yakınlarımız maaşlarını almaya devam ediyorlar. Bu devlet, gazisine ve şehidine sonuna kadar sahip çıkmıştır, çıkmaktadır. Hatta onların iki yakınına kamuda kadrolu iş verilmektedir. Bunlar maddi yardımlar ve desteklerdir. Sosyal bir devletin en tabii görevidir, vefanın gereğidir. Gazisine ve şehidine sahip çıkmayan bir devlet, tarih boyunca bu coğrafyada tutunamaz. Şehitlerimizin ve gazilerimizin öbür alemdeki mükafatları Allah'a aittir. Allah'ın huzuruna yaralarıyla gelecekler (şehitler o yüzden yıkanmaz) ve şehitler kul hakkı dışında hesapsız cennete girecekler ve peygamberlere komşu olacaklardır. Kabul olmuş bir haç ve Allah yolunda gaza geçmiş günahları siler, keffaret olur.
Bir de ordumuza geriden dua eden, manevi desteğini esirgemeyen, vefalı ve cefalı bir millet vardır. Birkaç çatlak ses dışında topyekun halkımız askerimizin arkasında, bugünlerde bu heyecanı fazlasıyla görüyoruz. Bu millet, ne kadar vefalı bir millet olduğunu her haliyle gösteriyor. Ev kadınlarımız toplanıyorlar, yemekler yapıp Mehmetçiğe gönderiyorlar, Konya'mızda da bir etli ekmekçimiz paketlerle etli ekmek yapıp gönderdi, iftihar ediyoruz. Gençlerimiz toplu toplu askere gitmek için müracaatta bulunuyor. İhtiyarlarımız dahi "müsaade etsinler, biz de askere hazırız” diyorlar. Bilmiyorum, başka bir millette böyle bir cihat duygusu, vefa duygusu, vatan sevgisi var mı? Çok şükür, atalarımızdan tevarüs ettiğimiz bu duygular bizde hiç eksilmemiş, diri ve iri olarak devam ediyor. Çanakkale ruhu, bu milletin genlerinde sürüyor. Bu asil milletle, geri hizmetteki hanımlarımızla, asker olmak için dilekçe veren gençliğimizle ne kadar iftihar etsek az.
Evet, hadis-i şerife göre sadece savaşan askerler gazi değildir. Geride dua eden, gönlüyle, sevgisiyle, niyetiyle askerde olan, mazereti yüzünden asker olamayan, geride gazilerin yakınlarına, çocuklarına sahip çıkan, gazileri teçhiz eden, maddi ve manevi yardımda bulunan, yemekler yapan, kaşkollar ören insanlar da gazidir Allah katında. Yani bu güzel niyetleri taşıyan herkes gazi. Allah gazamızı mübarek etsin.
Cabir bin Abdullah ve Enes bin Malik (ra) anlatıyor: Peygamber Efendimizle bir seferde bunuyorduk, Tebuk seferinden dönüyorduk. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Medine'de kalan öyle kişiler var ki, gittiğimiz her yerde ve geçtiğimiz her vadide (niyetleri sayesinde) sizinle beraberdir. Onları (orduya katılmaktan) hastalıkları (mazeretleri) alıkoydu. Onlar sizinle aynı mükafatı alırlar”. Diğer bir ifadeyle "o kimseler bizimle gelemdi, arkamızda Medine'de kaldılar. Ama gittiğimiz her boğazda ve vadide onlar (niyetleri ve duaları sayesinde) bizimle beraberdir. Onları mazeretleri alıkoydu.”. (Buhari-Müslim.)(Riyazussalihin, Cilt. 1 hadis no: 4) Başka bir hadisinde de Efendimiz (sav), "Kim bir gaziyi (askeri) techiz eder, (ona at, deve, silah, zırh ve azık temin ederse) ve gerideki ehline (çocuk-çoluğuna) sahip çıkarsa, gazinin aldığı sevabın aynısını yani cihat sevabını alır”. Buyurur.
İşte bugün milletimiz de bunu yapıyor. Üniformalı- silahlı askerimiz cephede savaşırken, bizler de dualarımızla ve niyetlerimizle onların yanındayız. Onların geride bıraktıkları ailelerine, yakınlarına sahip çıkıyoruz, onları birer emanet olarak görüyoruz, devletimiz bu noktada hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor. Milletimiz biliyor ki, askerimiz sayesinde huzur ve güven içinde yaşıyoruz, askerimiz sayesinde bu vatanı bölemiyorlar, bu devlet ayakta duruyor. Fetih sureleri okuyoruz, okumaya devam edeceğiz. Efendimiz (sav)in mağara arkadaşı Hazreti Ebubekir'e dediği gibi, "hüzünlenme, Allah bizimle beraberdir”. Yürü asker bu millet arkanızda. Allah ve melekleri yanınızda.
