Kılıçdaroğlu’nu hafta sonu il başkanları toplantısında dinledim; dişe dokunur, hakikat payı olan bir cümlesi olur mu diye dikkat kesildim, ama nerede?
Şu kanaatimi bir kez daha belirteyim, bu Kılıçdaroğlu’yla CHP bir milim ileriye gitmez. O sadece yüzde yirmilik destekçisini konsolide etmek için çene çalmaya devam eder. Atalar, “akılsız dostun olacağına akıllı düşmanın olsun” demişler. AK Parti karşısında böyle çapsız bir muhalefet liderinin olması Ak Parti hükümetinin işini kolaylaştırsa da ülkeye kaybettirir. Muhalefet ne kadar güçlü ve vizyoner olursa, iktidar partisi o kadar çok çalışır, daha çok çalışmak ve üretmek zorunda kalır. Kendi ayarında minderde güreşecek bir rakibin olmaması güreşçiyi her zaman atalete sürükler. Allahtan ki iktidar partisi ilk günkü heyecanından bir şey kaybetmedi. Milletten destek aldıkça daha da iştahı arttı, daha çok bilendi, daha çok sorumluluk aldı.
Kılıçdaroğlu kafayı Sayın Tayyip Erdoğan’la bozmuş durumda, iki lafından birinde Sayın Cumhurbaşkanına gönderme yapmaya devam ediyor. "Tek adam, diktatör, padişah, saray, havuz medya", vs. yakıştırmaları tekrar edip duruyor, güya politika yapıyor, dinleyenleri hipnotize ediyor. “Rejim değişiyor, demokrasi elden gidiyor, fakir fukara aç, bunun yaptığını Kenan Evren yapmadı(!) Darbe dönemleri dahil hiçbir dönemde bu kadar gazeteci, bu kadar aydın içeri girmedi(!)” Doğru, bu kadar darbeci hain içeri girmedi, bu kadar terörist ölmedi, öldürülmedi, bu kadar hain cezalanmadı, bu kadar dış güçler üstümüze gelmedi, bize saldırmadı. Doğruya doğru demek yakışır.
Evet, bu millet, tarih boyunca liderine, başkanına, şahına, padişahına hep saygı duymuştur. Kendisini idare edeni “Ülü’l Emir” saymış ve Allah’tan ve peygamberden sonra devlet başkanına itaat etmeyi inancının gereği olarak farz bilmiştir. Başkanlar (bizde Cumhurbaşkanları) bu milleti temsil ederler.
Yüz yıl önce bu ülke toprakları ülkeyi yöneten hanedanın mülkü sayılırdı. Halk da buna itiraz etmiyordu, böyle bir kültürden geliyoruz. Bu milleti tarih boyunca liderleri yok etti, liderleri var etti. Demokratik rejimle birlikte Rizeli bir kaptanın oğlu da lider olabildi. Dinimiz de bunu emrediyordu. Tıpkı dört halife gibi. Bu milletin yarısından fazlasının onayını, desteğini almak öyle kolay değil. Karizmatik lider olmak gerekir. Karizmatik olamayanların böyle bir lider karşısında hiç şansları yoktur. Bu millet on dört yıldır Sayın Erdoğan’ı hep iktidarda tutuyorsa, hem de yüzde elliden fazla desteğe sahipse böyle bir lidere ancak saygı duyulur. O lidere saygı millete saygıdır. O lidere yapılan her saldırı, her saygısızlık millete saygısızlıktır. Millet sevdiğine saldıranları sadece küçültür, kendine karşı nefreti artırır. Yıpratma politikaları, iftira ve hakaret içeren söylemler karizmatik liderleri daha da karizmatik kılar, arkasındaki desteği daha da büyütür.
Efendim, Ortadoğu bataklığında ne işimiz varmış? Tabii ki işimiz var, hem de çok işimiz var. Daha dün o bataklık dediğin topraklar Konya gibi bizimdi, bugün de akrabalarımızın. O topraklarda hacca gidiyoruz, o topraklar da ibadet mekanlarımız var. Mezhebimizin kurucusu İmam-ı Azam, tasavvuf büyüklerimiz Abdulkadir Geylani, Bayezid-i Bestami o topraklarda yatar. İki kıblemiz, binlerce enbiya ve evliya hep orada. O topraklara hizmet ettiği için Osmanlı altı yüz yıl yaşamıştır. O topraklara bataklık diyenlerin başına taş yağar.
Efendim, bu Tayyip Erdoğan ve etrafındakilerin çocukları askere gitmezmiş, askere gidip şehit olanlar garibanların çocuklarıymış. Bu Tayyip Erdoğan ve etrafındakiler dövizlerini saklıyorlarmış, garibanlara dövizlerinizi bozdurun diyorlarmış(!) Soruyorum, 15 Temmuzda Kılıçdaroğlu’nun kaç yakını yaralandı, şehit oldu, kendisi neredeydi? 15 Temmuz darbesini önleyenler, tankların altına yatanlar kahir ekseriyetle Tayyip Erdoğan’ı yedirmeyiz diyenlerdir. Onun bir işareti yetmiş, bu milleti sokağa dökmüştür. Öyle bir karizmatik lider olmasaydı, onun cesareti ve dirayeti olmasaydı, kim bilir bu ülke kimlerin boyunduruğuna girecekti, kaç parça olacaktı. Bu gerçeği gören tek muhalefet lideri Sayın Bahçeli’dir. İlk seçimde bu millet her şeyi değerlendirecektir.
Evet, Sayın Recep Tayyip Erdoğan sert bir kayadır. Ona çarpan ancak kendisi parçalanır. Onun hizmetlerini inkar edene bu millet iyi gözle bakmaz. Tayyip Erdoğan’la güreşmeye kalkanlar kartalın karşısında sinek olurlar. Atalar demiş, büyük lokma ye ama büyük laf etme!
