Buzlu Camlar

AK Parti hükümetleri bu millete çok hizmet verdi, bunu dağdaki çoban da, üniversitedeki prof da inkar etmiyor, görüyor, biliyor. Hizmette değil, halka hürmette sıkıntı var.  Evet, şehirler baştan ayağa yenilendi, şehirlerdeki altyapı hizmetleri köylere kadar ulaştı. Seksen bir il'e, yüzlerce ilçeye doğalgaz geldi, modern evler, modern parklar, modern yollar yapıldı. Sokaklarda, caddelerde, yollarda yetmiş- seksen model araba kalmadı, neredeyse oto tamircileri işsiz kaldı. İnsanımız zenginleşti, milli gelir on bin doları aştı. Bu zenginliği elimizdeki telefondan, bindiğimiz arabadan, oturduğumuz evden fark ediyoruz.  İnsanların bir kısmı geçim sıkıntısından şikayetçi ise de, bu gelirin azlığından değil, harcama kalemlerinin ve israfın artmasından dolayı. Yeni evlenen bir genç ailesinin yanına sığınıp birkaç yıl birlikte oturmuyor artık, yüz elli metrekare modern evlere geçiyor. Artık en küçük memur bile banka kredisiyle veya kooperatif yoluyla taksitle ev ve araba alabiliyor. Artık gençler iş beğenmiyor. Bir işten çıkıp başka bir işe giriyor. Gazetelerde çarşaf çarşaf iş ilanları görüyoruz. "İşsizim” diye ortalıkta dolaşanların bir kısmı iş beğenmediğinden ve ücret beğenmediğinden işsiz.  On beş yıl önce faiz ve enflasyon, yüzde elli- altmışlardan yüzde onlara, hatta tekli rakamlara inecek deselerdi kimse inanmazdı. Bu ülkede bugün yüzde onlarda olan faizi yüksek görüyoruz. Üç milyon civarındaki Suriyeli ve Afganlıya iş ve aş veriyoruz. "Benim kafam çalışıyor, üretmek istiyorum, projelerim var” diyen her bireye "buyur kaynak, iş yap, üret” diyoruz. Sağlıkta Avrupa standartlarını yakaladık, temel eğitimi on iki yıla çıkardık, özel okullara kaynak aktarmaya başladık.  Sivilleşme, demokratikleşme, özgürleşme noktasında da mesafe aldık. Artık asker kışlasına çekildi, seçilmişlerin etkisi ve yetkisi arttı, gerçek demokrasinin tadını almaya başladık, seçtiklerimize hesap sorar olduk. Artık BİMER gibi şikayet mercilerimiz var. Devlet dairelerinde azarlanma, haşlanma, kovulma, "bugün git yarın gel” deme günleri geride kaldı. Dini yaşamın ve eğitimin önündeki yasaklar, engeller kalktı, başörtülü ile başı örtüsüz yan yana okur ve çalışır oldu. Eğitimin her kademesinde ve bütün okullarda Kur'an ve Siyer dersleri seçmeli olarak okutulmaya başladı, dini öğrenme ve yaşama  noktasında birçok engeller aşıldı. Hasılı köprünün altından çok sular aktı.  Artık  geriye, yasaklı günlere dönüş mümkün değil. Kimse buna izin vermez. Hükümetler değişse de politikalar çok değişmeyecek, özgürlüklere dokunulmayacak. 15 Temmuz darbesini önleyen bu millet artık kazanılmış haklarına dokundurmaz.  Tek eksiğimiz; yapılan bunca hizmetin önünde buzlu cam olanlar var. Buzlu camlardan hizmetleri göremiyoruz ve hakkıyla takdir edemiyoruz. Buzlu camlar AK Parti içinde de var, dışarıda Medya çevrelerinde buzlu cam görevini üstlenenler de var. Kimileri buzlu camların ardına saklanıp, Ak Partili görünüp Ak Parti imajına zarar veriyor. Kimileri bizzat buzlu cam olarak hizmetin görülmesine engel oluyor. Halk ile devlet arasındaki, halk ile hükümet arasındaki buzlu camlar kırılmalı, şeffaf camlar takılmalı. Gölge olanlar, Sayın Erdoğan'a giden yolların üzerine oturanlar kenara çekilmeli, buzlu camlar etkisiz ve yetkisiz kılınmalıdır.  Evet, huzuruna varınca duvar gibi duran, halk ile arasına duvarlar ören, teşkilatlarda bir çay ikram etme lütfunda bulunmayan, doğrulup yüzüne bakmayan, telefonuna çıkmayan partililer ve parti yöneticileri görüyoruz. O makamlara bileğinin gücüyle gelmeyenler, Cumhurbaşkanın rüzgarıyla uçanlar bu partinin buzlu camlarıdır. Onlar çekilirse bu partinin hizmeti daha iyi görülecek.

Yazarın Diğer Yazıları