ENGELLİLER GÜNÜ DOLAYISIYLA

Geçen hafta 3 Aralık Dünya Engelliler günümüzü kutladık. Engelli kardeşlerimizin sorunları yine gündeme geldi. Devletimizi yönetenler, büyüklerimiz, siyasetçilerimiz engelli kardeşlerimize vakit ayırdılar. Bir engelli kardeşiniz olarak duyarlılık gösteren siyaset ve devlet büyüklerimize şükranlarımı sunarım.

Çumra Engelliler Dayanışma Derneğimiz yine misafirler ağırladı. Muhterem kaymakamımız, belediye başkanımız ve Ak Parti kadın kolları yöneticileri biz engelli dostlarını dernek merkezimizde ziyaret ettiler, ziyadesiyle memnun kaldık. Gönlümüz ister ki, yılda bir-iki defa değil, daha sık kendileriyle müşerref olalım. Çumra Ulu Cami yanındaki derneğimizde kendilerini sevgi ve saygıyla her zaman ağırlamak isteriz.

Evet, çok şükür, toplumumuz içinde zayıflarına, engellilerine ve dezavantajlılarına karşı çok duyarlı ve merhametli bireyler var, bu duyarlılık giderek artıyor. Dünyanın hiçbir toplumunda olmayan güzel hasletlere sahibiz. Bizler ihtiyar ana-babamızı huzur evine terk etmekten hayâ ederiz. Bizim inancımız, küçüklere şefkati, büyüklere saygı ve merhameti emreder, bütün canlıları Allah'ın emaneti olarak görürüz. Özellikle engelliler, zayıflar, dezavantajlılar bizim dua kapılarımızdır, evlerimizin bereketidir. Zayıf ve engelliler bize şükrü ve sabrı öğretir. Lisan-ı halleriyle, "unutmayın sizler de engelli adayısınız, o sağlıklı organlarınızın, sağlık ve sıhhatinizin kıymetini bilin, o sağlığınızı veren Rabbinize çokça şükredin" diyorlar.

Görme, duyma, yürüme ve zihinsel olsun tüm engellilerimizin yegane istekleri, anlayış ve empati. "Bizim engelimiz bize yeter, bir de siz engel olmayın, önümüze çıkan engelleri kaldırın, bize da hayatı kolaylaştıracak tedbirleri alın" diyoruz.

Evet, devletimiz, ziyadesiyle engellisine karşı görevini yapmıştır, yapmaktadır. Kanunlar, yönetmelikler tamam. Eksiğimiz uygulamada. Başta umuma açık binaların asansörleri ve rampaları olmalı, ulaşım araçları engellilerin de kullanabileceği şekilde dizayn ve modifiye edilmeli, ulaşımı devralan özel şirketler de yönetmeliklere uymalı, engelliler de hastanesine, okuluna, engelli bisikletini de alarak kolaylıkla gidebilmelidir.

İçinde engellisi olan evlerin kapıları çalınmalı, açılmalı, engellilerimiz gün-güneş görmeli. Yolda, sokakta, çarşıda, pazarda, markette engellilerimiz aramızda olmalı. Onları aramızda gördükçe bizler de şükrü ve sabrı öğrenmeli, onlara yardımcı olarak sevap almalıyız.

Son yıllarda ülkemizde sosyal devletin gereği olarak çok güzel gelişmeler oldu. Aile hekimliği yürürlüğe girdi, evde tedavi ve muayene imkânları oldu, ağır engelli kardeşlerimizin evine kadar doktorlar geldi, ambulanslar parasız oldu, bundan böyle diş doktorları gelecek. Beş yüz binin üzerinde bakıma muhtaç engelli ve yaşlıya bakım ücreti verilmekte. Engelli ve yaşlılık maaşları arttı, kendi asgari ihtiyaçlarını görecek seviyelere çıktı, devletimiz dezavantajlı vatandaşına şefkat ve merhamet kanatlarını imkânları ölçüsünde açtı. Engelli istihdamları arttı, engelliler elektrikli araçlarıyla evlerinden çıkar oldu. Böyle bir sosyal-müşfik devlete ancak teşekkür edilir. Rabbimiz, "şükrederseniz nimeti daha da artırırım" buyurur. Unutmayalım, engelli olmak bir suç değil, bir nakısa değil, bir imtihandır. Rabbimiz adildir asla zulmetmez, sadece dener, hatırlatır, iyiye de kötüye de yol verir. zulme rıza göstermez, zalimin cezasını daha bu dünyada verir. Engelli, şükür ve sabır imtihanında, etrafındakiler de saygı ve merhamet imtihanında. İmtihanını kazananlara ne mutlu.

Yazarın Diğer Yazıları