RECEP ÖĞÜTÇÜ
Bir koalisyon hükümeti kurulamayınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim hükümetinin startını verdi, görevlendirmesini yaptı. En kısa zamanda parlamentodaki partilerden ve bağımsızlardan oluşan bir bakanlar kurulu teşekkül edecek ve 1 Kasımda seçimler yenilenecek.
Evet, koalisyon çalışmaları zorlu geçti ve sonuç alınamadı. Bu arada iki aylık süreçte ülke gemisi delindi, su almaya başladı. Gemiyi delenler ve su aldıranlar belli. Hani derler ya, kurt puslu havayı sever. Ak Parti hükümetini zora düşürmek ve itibar kaybettirmek isteyenler harekete geçti, ülkenin tökezlemesi, on iki yıllık kazanımlarını kaybetmesi pahasına her türlü senaryoyu gündeme koydular. Başta ekonomimizi vurmak için faiz ve döviz lobileri, spekülatörler (stokçular) harekete geçti; dolar 3000e, Euro 3400e dayandı. Ülkede dün patates fiyatını yükseltenler, bugün de hayvanımız yeterli sayıda varken et fiyatlarını yükselttiler, temel gıda maddeleri üzerinden rant devşirmeye kalktılar. Huzur ve güvenimize göz dikenler yine terörü hortlattı, PKK, DAİŞ ve Paralel güçler ülkenin üzerine adeta bir kabus gibi çöktü, çözüm sürecini buz dolabına koydurdular, üç yıldır görmediğimiz asker ve polis cenazeleri gelmeye başladı. Ak Parti ve Erdoğan karşıtlığında birleşen tüm iç ve dış muhalefet, ülkeyi siyasi bir istikrarsızlığa sürükledi. Bütün bu gelişmelerle ülke gemisi delindi ve su almaya başladı. Ama gemide seyreden bu büyük millet, bu kirli tezgaha fırsat vermeyecek, delinen gemiyi tekrar yamamayı başaracaktır.
Evet, 12 yıl boyunca bol ve bereketli bir dönem yaşadık. Pazarlar, marketler doldu taştı, hiçbir ihtiyaç maddesinin yokluğunu hissetmedik. Parası olan her istediğine ulaşabildi. Yurt dışında ne varsa bizde de oldu. Bu ülke son elli yılda görmediği %4 faiz oranlarını, % 6 enflasyonu, denk bütçeyi gördü. IMFye borcunu ödedi, dışarıdan borç almaktan kurtuldu. Artık devletimiz kendi göbeğini kendi kesiyor, kendi yağıyla kavruluyor, kendi kararını veriyor, kendi silahını üretiyor, kendi tankını, helikopterini, akıllı füzesini yapıyor, kendi uydusunu yapıp fırlatıyor. Böyle bir geminin su alması on iki yıllık kazanımlarını kaybetmesi, mazlum ve mağdur İslam aleminin öksüz kalması demektir. İşte 1 Kasımda yapacağımız seçimle gemimiz ya su almaya devam edecek ve batmaya yönelecek, ya da açılan delik tıkanıp sapa sağlam seyrine devam edecek, 2023 ve 2071 hedeflerine ulaşacak. Delinen Gemi, Hazreti Musa ile Hızırın emanet gemisi değil, bin yıldır kendi kanımızla ve canımızla aldığımız, mülk edindiğimiz, vatan kıldığımız gemidir. Bu geminin batmasına hiç bir vicdanlı millet evladı müsaade edemez, seyirci kalamaz.
Şükür ki, ülkenin başında kararlı ve cesur bir Cumhurbaşkanı var, hükümet boşluğu hissettirmeyen vizyoner bir başbakanımız var, gemiyi delmek için çırpınanların elini kıran bir ordumuz var.
