Gülen Cemaati

İslam tarihinde cemaatlerin, tasavvuf gruplarının ayrı bir yeri var. Kamil mü’minler, hüsn-ü ahlak sahipleri, mücahid ruhlu insanlar hep cemaatlerde yetişmiş, ülke zor duruma düştüğünde ülke savunmasında bu cemaatler rol almışladır.
     Cemaatler günümüz tabiriyle sivil toplum örgütleridir, genel olarak iki gayeleri vardır: Birincisi; mensuplarını dini ve ahlaki eğitime tabi tutmak, olgunlaştırmak, ruhen arındırmak, güzel ahlaklı ve insanlığa faydalı insan yetiştirmek. İkincisi; insanların sosyalleşmesini sağlamak, dayanışmaya ve kaynaşmaya vesile olmak. Nitekim İslamiyet cemaat olarak yayılmaya başlamış, ilk Müslümanlar bir cemaat şemsiyesi atında toplanmışlar, daha sonra devlete uzanmışlardır.
     Evet, bir kısım cemaatler bu iki fonksiyonunu, yani eğitim ve dayanışma görevini yerine getirmeye devam ediyor. Bir kısım cemaatler ise gerçek fonksiyonundan uzaklaşmış, sinsi ellerin eline geçmiş, kimileri ucuz siyasetin aleti, kimileri de dış güçlerin maşası olmuştur. Bunlara cemaat demek yerine örgüt demek daha doğru olur. En azından temiz kalmış cemaatleri de zan altından kurtarmak gerekir..
      En çok duyduğumuz ve çevremizde gördüğümüz Risale-yi Nur cemaati aslında en temiz cemaatlerdendir. Nur cemaati, başta bir tarikat şeklinde yapılanmamış, dini eğitim ve ülke savunması amacıyla kurulmuş, bugün farklı kolları olan bir cemaattir. Birinci dünya savaşında, doğuda Ermeni ve Rus işgallerine karşı Said-i Nursi Hazretlerinin kurduğu milis kuvvetleri, Risale-yi Nur cemaatinin çekirdeğini oluşturmuştur.
    Günümüzde Nur cemaatinin devamı gibi gösterilen Gülen grubuna baktığımızda cemaat ruhundan uzaklaşmış ve holdingleşmiş bir yapıyla karşılaşırız.  Cemaat adına ticari yatırımlara yönelmişler, dünya para babalarıyla ilişkilere girmişler, üst tabaka sinsi planların aleti olmuştur.  
     Gülen cemaatini kim kurmuştur ve nereden nereye gelmiştir?
     Gülen cemaati, kırk yıl önce Fethullah Gülen önderliğinde başlayan hizmet hareketidir. Başta bir diyanet görevlisi vaiz olan Fethullah Hoca, Said-i Nursi’nin talebesi olmadığı ve birçok görüşlerini paylaşmadığı halde onun mirasını sahiplenir görünmüş, yetmişli yılların başından itibaren dershanecilik yaparak büyük bir eğitim hareketine dönüşmüştür. Üniversiteye hazırlama adı altında toplanan ve eğitilen zeki öğrenciler, üniversitelerde okutulup, hatta birbirleriyle evlendirilip devletin yargı, emniyet ve maliye gibi stratejik kurumlarında görev almaları sağlanmış, 2000’li yıllardan itibaren bunlar devlet içinde organize bir güç oluşturmuşlardır. AK Parti hükümetlerinde bu devlete sızma daha da hızlanmış, adeta hükümeti esir alabilecek seviyeye gelmişlerdir. Hedefe varmak için her yolu mubah gören, telefon dinlemelerini şantaj olarak kullanan, gerektiği zaman İsrail ve ABD ile işbirliği yapmaktan çekinmeyen bu yapı, son aylarda (17 Aralık 20013 den itibaren)  bu gücünü AK Parti hükümetini yıkmak için kullanmış, kendi menfaati için ülkesinin her türlü zarar görmesine göz yummuştur.
     Şu gerçeği de teslim etmek gerekir ki, birçok üniversiteli kız ve erkek öğrencinin kötü alışkanlıklardan uzaklaşmasına, dindar olarak yetişmesine vesile olmuşlar, muhafazakar bir aydın neslin yetişmesine de katkıda bulunmuşlardır. Altta büyük bir gönüllü grubu dindar bir neslin yetişmesi için gayretlerini esirgememiş, ama üst yönetim bu kırk yıllık güveni bir anda heba etmiştir. Yapılan büyük hata, Ak Parti gibi muhafazakar bir hükümete savaş açmak, bu savaşta dinin haram kıldığı ‘tecessüs’ gibi yolları mubah görmektir. Gelinen noktada yapılacak iş, saf ve temiz niyetlerle bu hareketin içinde ve gönüllüsü olan insanların derin bir analiz yapması, teslimiyetçi bir anlayıştan uzak durarak yapılan yanlışı sorgulamasıdır
           GERÇEK CEMAATLER
      1- Nur Cemaati: Said-i Nursi hazretlerinin iman hareketine gönül veren, eserlerini yazarak, koruyarak ve yaşayarak sürdüren insanlar topluluğudur. Bunlar da kendi içlerinde farklı metotları benimsemişler ve ayrılmışlardır. Buların içinde Arap harflerinden vazgeçmeyen, orijinalinden metinleri yazıp çoğaltan yazıcı grup vardır. Bunlara göre yazmak da bir ibadettir ve sadakattir. Bir de sadece okuyanlar vardır. Risaleleri ve sözleri orijinalinden okuyup yorumlamak bu gruba göre  bir ibadettir. Yeni Asya Gazetesi çevresinde toplanan bir Nur cemaati var ki, Risaleleri sadeleştirmekte beis görmemişler, sadece anlaşılmasına ve yayılmasına önem vermişlerdir. Bunlar aynı zamanda Demirel hükümetlerinde hep söz sahibi olmuşlardır. Onlar Demirel’i, Demirel de onları kullanmıştır.
     2-Süleyman Efendi Cemaati: Nakşibendi tarikatinin bir kolu olarak Süleyman Hilmi Tunahan Efendi önderliğinde başlayan cemaat, daha çok Kur’an kursları açarak, öğrenci pansiyonları işleterek, eski usulle Arapça ve Kur’an okumayı öğreterek faaliyetini sürdürmektedir. Nur cemaatleri gibi bu cemaat de Demirel hükümetlerini hep desteklemiş, ayakta kalmak için siyaseti kullanmıştır. Demirel hükümetlerinden sonra konjonktüre göre farklı partilere oy vermişler,  kendilerine yardım eden her sağ partiyi toplu olarak desteklemişlerdir.
     Sami Efendi Cemaati: Nakşibendi tarikatinin bir kolu olarak Mahmut Sami Ramazanoğlu öncülüğünde kurulan cemaat, siyasete fazla bulaşmamış, özellikle Demirel hükümetlerinden uzak durmuş, çıkardığı dergi ve kitaplarla dini eğitime önem vermiştir. Oylarını daha çok Erbakan, Özal ve Erdoğan hükümetlerine vermişlerdir.
     3- İskender Paşa Cemaati. Bu cemaat de Nakşibendi’nin bir kolu olarak Mehmet Zaid Kotku Hazretlerinin öncülüğünde kurulmuş, Esat Coşan Efendi önderliğinde Hak Yol Vakfına dönüşmüş, zaman içinde eğitimin dışında ticari faaliyetlerde de bulunmuştur.
     4-Mahmut Efendi Cemaati: Ali Haydar Efendi ile başlayan bu cemaat daha çok kızlara verdiği eğitimle öne çıkmış, sarık, cübbe ve tam tesettürden asla taviz vermemiştir. Onun için bunlara cübbeli ve çarşaflı cemaat de denmektedir.
     5- Menzil Cemaati: Merkezi Adıyaman- Menzil Köyü olduğu için bu ismi almıştır. Nakşibendi tarikatinin bir kolu olarak Seydalar-Seyyidler öncülüğünde kurulan ve doğu bölgelerimizde yaygın olan cemaat, siyasete en uzak duran cemaattir.  Bütün amacı insanların imanını kurtarmak ve ahlakını güzelleştirmektir. Semerkant yayınlarıyla eğitim hizmeti vermektedirler.


Yazarın Diğer Yazıları