Kan Uyuşmazlığı

Tıpta "kan uyuşmazlığı” diye bir sendrom var. Kan uyuşmazlığı olan anne- babandan doğacak çocuk ya ölü doğar, ya doğduktan bir müddet sonra ölür, ya da özürlü olarak dünyaya gelir. Bugün için Tıp doktorları, kan uyuşmazlığı olan çiftlere önceden iğne vurarak, kan değişimi yaparak çocukların sağlıklı doğmasını sağlamaktadırlar. Yani kan uyuşmazlığının tedavisi mümkün. Yeter ki her iki tarafta aynı genetik bir hastalık olmasın. Bu konuyu niye gündeme getirdim?

   Bilindiği gibi, CHP, SP, İP ve DP Millet İttifakı yaparak, kendi amblemleriyle seçime birlikte gitmeye karar verdiler, böylece yüzde on barajını aşıp parlamentoya girebileceklerini düşündüler. Daha da ileri giderek, SP'nin milletvekili çıkaramayacağı korkusuyla CHP liselerinden SP'li adaylara da yer vermeyi düşünüyorlar. CHP ile 1970 li yılların başında kurulduğu günden beri Milli Selamet- Fazilet, Refah ve Saadet partileri arasında kan uyuşmazlığı var. Dışarıdan bir el onları seçim ittifakına zorlasa da, mensupları genel başkanlarının kararına saygılı olsa da, her iki camianın içinde bir sıkıntının, bir burukluğun olduğu bir gerçek. Ne çare ki genel başkanları dışarıdan gizli bir elin etkisiyle evliliğe zorlandılar.  Ya boşanacaklar, ya da ölü veya hastalıklı bir çocukları doğacak. Niçin diye sorsanız, izah edeyim:  

    Birisi sitemin yani derin devletin partisi; öbürü, bu sistemle sorun yaşayanların partisi. Birisi sistemden beslenenlerin, yıllarca devletin kaymağını yiyenlerin partisi; öbürü, sistemden hep dışlanan, horlanan, zorlanan ve ezilenlerin partisi. Biri "dini camilere ve evlere hapsedelim, kamusal alanda asla görülmesin” diyenlerin partisi; öbürü, "din hayatın her alanında görülmeli, camilerde ve gönüllerde hapsedilmemeli, hayatımıza yön vermeli” diye inananların partisi. Birisi, "yüzümüzü Avrupa'ya dönelim, asla oradan kopmayalım” diyenlerin partisi; öbürü, "yönümüzü doğuya ve özümüze döndürelim, geleceğe yürürken geçmişimizden güç ve ilham alalım” diyenlerin partisi. Birisi, "Osmanlı zalim devlet, Türkmenlere ve Yörüklere asırlarca zulmetti” diyenlerin partisi; öbürü, "Osmanlı bizin dedemiz, aslımız, tarihteki fütuhatıyla ve adaletiyle övündüğümüz, şeref duyduğumuz devletimiz” diyenlerin partisi. Birisi, "özgürlüklerimizin önünde hiçbir kısıtlama olmasın, kadınlarımız çağdaş olsun, istediği gibi açılıp saçılsın, dost hayatına kısıtlama gelmesin, ahlakın kaynağı din değil çağdaş yaşam tarzı olsun” diyenlerin partisi: öbürü, "aile kurumu kutsaldır, korunsun, zinaya en ağır cezalar verilsin, ahlakımız kaynağını dinden alsın, eğitim sistemimiz dindar bir toplumu hedeflesin” diyenlerin partisi. Birisi, "laiklikten ödün vermeyelim, kanunlarımız batıdan alınmaya devam etsin, beşeri kanunlar esas olsun” diyenlerin partisi; öbürü, "laikliği inanç özgürlüğü olarak anlayalım, kimseyi kendi inancımıza zorlamayalım, ama kanunlar yazılırken aklın yanında dinin emir ve yasaklarını da dikkate alalım, dinin önerilerine ve çözümlerine de bakalım, nikahı müftüler de kıysın” diyenlerin partisi. Birisi, "benim tarihim 1920'den başlar, öncesini tanımıyorum” diyenlerin partisi; öbürü, tarihini en az on dört asır öncesinden başlatanların partisi. Birisi, geçmişte eli sopalıların, adam asanların, darbecilerin partisi; öbürü başı kapalıların, şiddete şiddetle karşı koymayıp demokratik yolla mücadele edenlerin, gerekirse susanların ve halkın tercihlerini esas alanların partisi. Bu farkları daha da uzatabiliriz. Hasılı iki parti arasında kan uyuşmazlığı olduğu kesin. Pekiyi, bu iki partinin ittifakından, izdivacından doğacak çocuk ölü mü doğar, yoksa sakat mı? Her ikisi de mümkün. O halde bugünden düşünmeli, ağır ve acı sonuçlara hazır olunmalıdır. Tıptaki kan uyuşmazlığının iğnesi, çaresi var ama, partiler arasındaki uyuşmazlığı gideren, sağlıklı çocuk doğmasını sağlayan bir ilacın, bir iğnenin olduğunu sanmıyorum. Belki diyeceksiniz; bunun ilacı da sabır, hoşgörü, empati, anlayış, diyalog, saygı, fedakarlık, vatan ve bayrak noktasında birlik. Maalesef bu kavramları tam olarak içselleştirmiş değiliz. O halde ne yapmalı? Ya bu izdivaçtan, bu ittifaktan tez elden vazgeçmeli, ya da bu izdivaca giden yolda genel başkanlara hesap sorulmalıdır. Kimdir bu izdivaca zorlayan dış ve iç güçler? Bu senaryonun arkasında kimler var, deşifre edilmelidir.

    Evet, karşıda başka bir ittifak daha var ki adı Cumhur İttifakıdır. Kan grupları aynı, sağlıklı çocukların olacağı bugünden belli. O halde gelin, kanları uyuşanların ittifakına-izdivacına destek olalım. Saadet isterken sefalete yol açmayalım. Geçmişteki kin ve intikam duygularının peşinde gitmeyelim, affedici olalım, ama yapılan zulümleri de unutmayalım. Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz.


 


Yazarın Diğer Yazıları