Muhalefet Nereye Koşuyor?

On üç yıldır AK Parti hükümeti hep zirvede kalmayı başarmışsa, her seçimden oyunu artırarak çıkmışsa, hala yüzde ellilerde geziyorsa, burada vizyonsuz, beceriksiz ve tutarsız muhalefetin payı büyük.  Bu güne kadar muhalefet partilerin gündemi belirlediklerini görmedik, sadece Sayın Cumhurbaşkanının belirlediği gündemin peşinde koşuyorlar. Yine muhalefet partilerinin dişe dokunur projelerini de görmedik, hükümetin çok olumlu projelerine de destek vermediler. Hükümet karşıtlığı müzmin bir hastalık halini almış, hükümetten ne gelirse ‘hayır’ diyorlar. Halbuki muhalefet şerlere fren, hayırlara motor olmalı. Yeri geldiğinde milletin hayrına olan bir projenin kimden gelirse gelsin yanında olmalı muhalefet. Örnek olarak, çözüm süreci bu milletin hayrına bir projedir, kahir ekseriyetin de desteğini almaktadır. Bu projeye bir bölünme ve ayrışma projesi diye karşı çıkmak, gençlerimiz ölmeye devam etsin demektir. 
      Geçen hafta kamuoyunda ‘iç güvenlik kanunu’ diye bilinen paket kanun hazırlandı, ön tartışmaları yapıldı, şu günlerde TBMM’in önünde görüşülüp oylanmayı ve onaylanmayı bekliyor. Bir hafta  ertelense de, hükümetin kararlı duruşu sayesinde onaylanacak ve yürürlüğe girecek. Muhalefet partileri en sağdan en sola kadar hepsi koro halinde karşı çıkıyor, kanunu çıkartmamak için her yolu mubah görüyorlar. Kimileri sokaklardan medet umuyor, halkı direnişe ve isyana çağırıyor. Kimileri hükümeti darbe hükümetlerine benzetiyor, özgürlük düşmanı ilan ediyor, olağanüstü hal günlerinin geriye geleceğinden dem vuruyor. 
    Gezi olaylarında olsun, 6-7 Ekim Kobani olaylarında olsun esnafımız milyarlarca lira zarar gördü, yüzlerce işyerimiz, banka şubemiz molotoflarla yakıldı, onlarca gencimiz öldü, öldürüldü. O zaman ‘devlet nerede’ diyenler bugün sadece AKP karşıtlığı adına ‘iç güvenlik kanunu’na karşı çıkıyor.
   Evet, güvenlik ile özgürlük birbirinin alternatifi değil, tamamlayanıdır. Güvenliğin olmadığı yerde özgürlükten bahsedilemez. İnsanlar can, mal ve namus güvenliğini sağlasın diye devlet kurarlar, askerlik yaparlar. Güvenlik özgürlüğe muhtaçtır, özgürlük güvenliğe. Bir çeşit tavuk yumurta hikayesidir özgürlükle güvenlik. Birini birine feda edemeyiz, biri için birinden vazgeçemeyiz, birini birinin önüne koyamayız. İlle de öne koyacaksak güvenliği öne koymalıyız. Tarih boyunca güven olmayan yerden güvenli yerlere göçler yaşanmıştır. Özgürlük insana mahsus bir kavram ama güvenlik bütün canlıların ortak ihtiyacı.
     Burada milliyetçi muhalefeti birazcık eleştirmek istiyorum. Milliyetçilik milleti sevmek, devleti korumak demektir. Devletin olmadığı veya devletin zayıf düştüğü bir ortamda güvenlikten söz edilemez. Devlet insanların güvenliği için vardır. Devleti ve güvenliğimizi daha da tahkim edecek bir kanunun karşısında olmak milliyetçi söylemle asla bağdaşmaz. Biz bu devleti yolda bulmadık. İçeriden ve dışarıdan karıştırmak isteyen bunca güçler varken, özgürlük adına güvenliğimizi ıskalamak aptallık olur. Hükümet karşıtlığı teröre prim vermemizi gerektirmez. Aksi halde Avrupa standartlarına uygun bir güvenlik kanununu engellemenin faturası büyük olur. Zaten hasta olan muhalefet bu sefer komaya girer.
    Evet, en son Kobani olaylarında bariz olarak gördük: Binlerce işyerimiz molotofla yakıldı, banka şubelerimize, marketlerimize zarar verildi, onlarca insanımız öldü, öldürüldü, güvenlik güçlerimiz yetkisizlikten ötürü müdahalede geç kaldı, yargımız yakıp yıkanları yakalatıp gerekli cezayı veremedi.  İç güvenlik kanunu yürürlüğe girdikten sonra polisimiz molotof  atanların ve yüzünü örtenlerin karşısında aciz kalmayacak, kanundan aldıkları cesaretle bunları yakalayıp yargıya teslim edecekler. Yargımız suçlu- suçsuz tereddüdünde kalmayacak. Jandarmamız polisle daha çok işbirliği yapacak, yetki karmaşası son bulacak. Böyle son derece gerekli bir kanunun karşısında olmak ancak PKK’nın ekmeğine yağ sürmektir.
     Hükümet yetkilileri açıkladı: Getirilen kanun şu an Avrupa ülkelerinin hepsinde yürürlükte olan bir kanun. Özgürlük adına onlardan eksiği yok fazlası var. Kanunun her maddesi ince ince düşünülmüş, Avrupa ülkelerindeki uygulamalar ve kanunlar araştırılmış ve bu iç güvenlik paketi hazırlanmıştır. Ayrıca bu bir paket kanundur. İçinde jandarmanın yeniden yapılandırılması ve sivil otoriteye bağlanması vardır. Şimdiden hayırlı olsun.

Yazarın Diğer Yazıları