Yangını Söndürmek Sadece Hükümetin İşi mi?

 

Maliye Bakanımız Berat Albayrak, üç yıllık orta vadeli programı veya yeni ekonomi programını açıkladı.

Hani meşhur karınca kıssası vardır: Hazreti İbrahim'i Nemrut ateşe atınca, bir karıncanın ateşe doğru koştuğu görülür. "Nereye gidersin” diye sorarlar. "Hazreti İbrahim'i yakan ateşi söndürmeye gidiyorum” der. "Bu küçük gövdenle, ağzında taşındığın bir damlacık suyla o ateş söner mi?” diye sorulunca, "hiç olmazsa tarafım belli olsun” der. Evet, tarafımızı belli etme zamanı. ABD gibi bizi bir kaşık suda boğmak, bizi parçalayıp Anadolu'dan atmak isteyenlerle mi olacağız, yoksa yangını söndürmeye çalışan hükumetin yanında mı duracağız?

Ülkemizde ekonomik bir yangının olduğunu, bir döviz krizi yaşadığımızı hepimiz kabul ederiz. Şunu da kabul ederiz ki, bu yangının fitilini ateşleyenler dışarıda. İçerdeki hükümet yangına sebep olmadı. Ortada yangına sebep olacak bir büyük borç sıkıntısı yok. Alacak -verecek dengemiz, cari açığımız, kişi başına düşen borç stokumuz, kamu borç stokumuz birçok Avrupa ülkesinden çok aşağıda. Bütün ekonomik göstergeler gösteriyor ki, bir borç sorunu olmadığı halde bir yangın çıkarıldı, bir gecede yüklü dolar çekildi, algı oluşturuldu ve zamlar birbiri ardına geldi. Bulanık suda balık avlayanlara, puslu havayı seven kurtlara, fırsatçılara, pusuda bekleyen spekülatörlere güneş doğu. Pazarda yeşil ot satan nine bile sattığı ota- süte zam koydu, dolar yükseldi diye.

Bir karınca kadar haysiyetimiz, bilincimiz, ülke sevgimiz yok mu? Bu yangını söndürmek sadece hükümetin işi mi? Bu yangının sönmesi için herkes elini taşın altına koymalı değil mi? Maalesef herkes yangından mal kaçırma, yanan evi yağma etme peşine düştü. Bu ev hepimizin, bu yangın da hepimizi ilgilendiriyor. Bugün için birkaç kuruşunu dolara çevirmekle, dolar alıp saklamakla kurtulacağını sanıyorsan yanılıyorsun. Bu ülke batarsa köşedeki dolarının sana faydası olmaz. Belki Suriyeliler gibi yurt dışına çıkıp birkaç ay yaşarsın. O da bitince yaşayacak ve huzur içinde ölecek vatan ararsın.

Evet, bu milletin sayesinde, bu milletin parasıyla zengin olanlar, büyük paralar kazananlar, bugün de birazcık sabretseler de sattıklarına gereksiz zam koymasalar olmaz mı? Kahir ekseriyetimiz tüketici ve sabit gelirli, henüz maaşlara zam gelmedi, çalışan ve emekliler yani sabit gelirliler yüzde elli zam almadı. Bu milletin alım gücü olmazsa, o malı kime satacak üretici. Yurt dışına satarım dese de, o da itibara ve dış pazara bağlı. Sayın Erdoğan durmadan yurt dışı seyahati yapıyor, ihracat yapacak ülke arıyor. Onun kıymetini bugün bilmezsek, yarın o dost ülkeler de etrafımızdan dağılır, ürettiğimiz malı dışarı da satamaz oluruz.

Ben inanıyorum, bu ülkede sorumluluk duygusu taşıyanlar, ülkesi için ölümü göze alanlar fırsatçılardan daha fazla. Zaten bugün ayakta isek, o fedakâr insanlar sayesinde.

Hani Kur'an'da anlatılır: İsrail oğulları, Firavunun zulmünden dolayı Mısır'dan çöle çıkınca, birçok nimetten mahrum kalırlar, yedikleri sadece bıldırcın eti ve kudret helvası, her sabah bu nimetler ağaç dallarına ve yapraklarına asılır. Nihayet bu iki nimetten bıkarlar ve Hazreti Musa'dan başka nimetler isterler, Mısır'dan çıkmanın pişmanlığını yaşarlar, "bizi bu çöle getirdin, bizi Mısırdaki her türlü meyve ve sebzeden mahrum ettin” derler. Hazreti Musa, Rabbimize münacaat edince, Rabbimiz, "Kudüs'e girin, bugünkü Filistin'in verimli topraklarına sahip olun, oradaki güçlü- kuvvetli Amelika kabilesiyle savaşın” buyurur. Orada istedikleri her nimetin olduğunu söyler. Hazreti Musa, Rabbimizden gelen talimat doğrultusunda, İsrail oğullarından Kudüs'e girmelerini, oradaki güçlü kuvvetli kabile ile savaşmalarını isteyince, " biz onlardan korkarız, önce sen git, Rabbinle savaş, sonra biz oraya girelim” derler, adeta dalga geçerler. Rabbimiz de onları kırk yıl çölde mahrumiyet içinde yaşatarak cezalandırır.

Evet, hükümet yangını söndürmek için elinden geleni yapıyor. Bütün tedbirleri aldı, alıyor. Bütün sektörleri toplayıp istişarelerde bulunuyor, yol haritası oluşturuyor. Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı OVP (Orta Vadeli Program) büyük istişareler sonucunda yapılmıştır. Bundan böyle ekonomide ve mali politikalarda dengelemeye, disipline ve değişime vurgu yapılmıştır. Dış kaynaklardan ziyade kendi iç kaynaklarımızı seferber etme zamanı denmiştir. Dışarıdan gelip bu ülkeden ev alacaklar için vatandaşlık konusunda kolaylıklar gelmiştir. Ülkesini seven herkes bu taşın altına elini koymalıdır. Bugün bazı insanlar da, İsrailoğulları'nın Hazreti Musa'ya dediği gibi, "hükümet yangını söndürsün, hükümet çalışsın, Tayyip Erdoğan dış güçlerle savaşsın, biz yatarak kazanalım, biz zenginlik içinde, refah içinde yaşayalım” diyorlar. Hayır beyler, hükümet bizden alırsa bize verebilir. Bizim paramızla ancak ekonomik istikrar sağlanabilir. Onun için yastık altındaki dolarları bozdurup devlet bankalarına koymalıyız, yurt dışındaki birikimlerimizi getirmeliyiz. Korkmadan, çekinmeden yatırıma devam etmeliyiz. Ürettiğimiz, sattığımız eşyalara fazlaca zam koyarak yangına bir odun da biz atmamalıyız. Yangına körükle gidenlerden hesap sorulmalı, fırsatçılar deşifre edilmeli, piyasayı allak-bullak edenler tespit edilmeli ve kara listeye yazılmalıdır.

 


Yazarın Diğer Yazıları