YİNE TERÖRÜ KONUŞUYORUZ

 Hangi mahfile varsak terörden mevzu açılıyor, yine şehitler var deniliyor. Artık gazeteler her gün şehit resimleriyle çıkıyor, her gün bir veya birkaç haneye ateş düşüyor. Aslında hepimizin evine düşüyor ateş. Çünkü o askerler, o polisler bizim için öldü, biz yaşayalım diye canlarını verdiler, veriyorlar. Biz ağlamayalım da kim ağlasın? Allah ordumuza zeval vermesin, milletimizin başı sağ olsun, vatanımızı böldürmesin.
    Bu ülkede ağlamayanlar yok mu? İşte o bir avuç taş kalpliler olmasa bu terör duracak, bu terör yandaşları silah bırakmak zorunda kalacak. Onları koruyan, kollayan, barındıran, eline silah veren, onlara canlı kalkan olan, onlara gerilla diyen olmasa bu kadar azamayacaklar, bu kadar yayılamayacaklar. İşte maalesef Doğuda ve Güneydoğuda, bir de metropol şehirlerde yardımcılar, yatakçılar, onları koruyup kollayanlar var, bu ülkenin ekmeğini yiyip de dibini oyanlar, bindiği dalı kesenler, yediği tekneye tükürenler var. Ama ne çare ki devletimiz demokratik  bir hukuk devleti; onları tutup sorgusuz-süalsiz asmıyor, kesmiyor, Zalim Esat gibi masum-sivil ayırmadan üzerlerine bomba yağdırmıyor, evlerini ateşe vermiyor.
     Yine Akif’in mısraları aklıma geldi:
    Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda,
    Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda,
    Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda,
    Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.”
    Evet, bu ülkede vatanı için ölebilecek en az yetmiş milyon insan var. O canileri bu millet istese bir günde boğar, bir günde yok eder. Ordumuz inşallah haklarından gelecek, yetmiş milyonun ayağa kalkmasına gerek kalmayacak.
     Artık pkk canileri karakollarımızı basamıyorlar, çünkü kalekollarımız tahkim edildi, ordumuz son teknolojiyle donatıldı, termal kameralar alındı, insansız uçaklar uçuruldu, akıllı füzelerimiz yapıldı. Atık ordumuz daha moralli daha özgüvenli ve daha güçlü, hem de daha demokrat, halkına daha müşfik. Caniler kaçak güreşiyorlar, kalleşçe öldürüyorlar, sadece mayın koyabiliyorlar, tuzak kuruyorlar, inlerinden gece karanlığında çıkabiliyorlar, yani son kozlarını oynuyorlar. Çözüm süreci boyunca KCK hazırlık yaptıysa da, ordumuz daha çok hazırlandı, hakim tepelere kalekollarını yaptı, akıllı füzelere sahip oldu, dağlara yollar açtı, sınırlara termal kameralar koydu. Artık ordumuz İsrail’den, ABD’den yardım almıyor, boş dağlara bomba atmıyor, nokta atışlarıyla yakıp yıkıyor. Elbette hamama giren terler çıkar, otuz yıldır çözülemeyen terör birkaç günde çözülemez, yok edilemez. Şu unutulmasın ki ordumuz bugün daha güçlü, daha yüksek teknolojiye sahip, daha bilinçli ve profesyonel.
  Bizim önerilerimiz ne olabilir?
  1-Kandil dağlarını bombalamak yetmez, bir kara harekatıyla temizlemek ve orada bir sinek daha koymamak gerekir.
  2-Karayılan ve Cemil Bayık gibi yöneticilerin, ikiye bir havlayan köpeklerin kendisi veya başı getirilmeli, adım adım takip edilip terörün başı kesilmeli.
   3-PKK Terör örgütünün silah ve para kaynakları kurutulmalı, bunlara silah veren ülkeler tespit edilip gerekli girişimler yapılmalı.
    4- Doğu ve Güneydoğu’nun masum insanları ayağa kaldırılmalı, bunlar, ‘biz devletimizin yanındayız, yeter artık’ demelidirler. Bu terörü yine Doğu ve Güneydoğu insanı çözecektir. Desteğini çekecek, ‘biz savaş istemiyoruz, biz Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı olarak mutluyuz, memnunuz’ diyecekler.
   Kürt halkı, Bin yıldır nasıl Türklerle birlikte yaşmışsak, bin yıldır Kürt adına bir devlet kurma ihtiyacı duymamışsak, bugün de böyle bir ihtiyaç yok. Biz Türkiyeli olmaktan mutluyuz. İşimiz de aşımızda var, kültürümüzü yaşıyoruz, anadilimizi konuşuyoruz, türkülerimizi söylüyoruz, kendi televizyon kanalımızı izliyoruz” dedikleri zaman terör bitecek, PKK silahını gömmek zorunda kalacaktır.
      Sonuç olarak, bir, iri ve diri olma zamanıdır. Kısır siyasi çekişmeleri bir kenara bırakıp istikrardan yana olmalı, Hükümetin yanında durmalıyız. 
 

Yazarın Diğer Yazıları