DÜNYA İMTİHAN YERİ
                                    Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
                                    SANDWİCH -EKMEK ARASI
                                    Ağaların Arasında Bir Maraba
                                    HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
                                    Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
                                    KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
                                    Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
                                    Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
                                    Ekonomide Yüksek Teknoloji Ürün Üretimine Yönelik Zihinsel Dönüşümü Tamamlamakta Geç mi Kalıyoruz?
                                    BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
                                    Değişen Gerçeklik Algoritması
                                    Münafıklık kötü müdür?
                                    KALKINMA YOLU, PKK’NIN SONU
                                    Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
                                    Bırakmanın İnceliği
                                    Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
                                    Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
                                    TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
                                    Efsanelerin Yemişi
                                    Rakamlarla Otomobil Piyasası
"Ardıma bakınca bir gün gibi
Farkına varmadan geçti seneler...”
Ne şarkı sözleri vardır buna benzer. Ne hayatlar vardır böyle yaşanan. Hayatın kısalığından dem vurulur, vurulur da bende dahil pek çok kişi yaşadığı anın tadını çıkarmayı bilmez. Dünya işleri denir ya hep bir koşuşturma hep bir telaş. Eşi dostu bile arayacak zaman bulamaz bazen insan. Bu kadar dünya işleriyle uğraşıp koşturmak koşturmak nereye kadar sorusunu kendine sorduğun an işte o an zaten zamanı gelmiştir göç etmenin vuslattır bir sonra ki adım.
Dedim ya " Dünya işleri” ne çok zamanımızı yer. Unuturuz çok yakınlarımızı aramayı, unuturuz ana babamızın sesini duymayı. Bencillik mi bu? Diye sorarım hep. Hayır bencillik değildir. Biz güven duygusunun ardına sığınan aciz varlıklarız. Güvendiğimiz nokta onların hayatta oluşları. Biliyoruz ya yaşıyorlar biliyoruz ki hayattalar. İşte güven duygumuz bu. Oysa ki bir an bir saniye belki de onların sesini duyamacağımız an.işte acizliğimiz işte hayatta iken sevgimizi haykıramamışımız. Bu yüzden dünya işlerini önemsememiz. Doyumsuzluğumuz, açlığımız, haykırışlarımız, isyanlarımız ve kavgalarımız. Sevgiyi özümsemememiz, sevgiyi haykırmadan yaşamamız. Bilmek gerekir zamana güvenmek insan oğlunun en zayıf yanı olduğunu. Ertelemek bir sonra ki güne ertelemek zamana güven.
Sevgiyi yaşaya bilmek, sevgiyi haykırabilmek, anı yaşamak, anı yaşatmak kapıların anahtarı bu.
"Sevgini vermesini öğren. Çünkü gönlün anlasın ki hepsine yer varmış. Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış.” (Hz. Mevlana)
Artık Özlemiyorum
Öğretmen Olmak
Basın, Senin , benim yani halkın sesidir...
“Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme”
İnsanın insanı sömürmemesi...
“....Ve kar yağardı bembeyaz lapa lapa..
Merhamet; Acımak Değil, Acıtmamaktır...
Özledim...
Neyin Kafası...
Anlamıyorum... Anlamıyorum; İnsanları...