Konyaspor’da korkutan düşüş
Güzel insanlar güzel yerde ölürler! Güzel insandı, güzel yerde öldü
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
Tekstil patronları her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yapmalı
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
Doğa’dan Allah’a…
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Kazanmak İçin Mücadele Gerek
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
İKİ DEYİM
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Satıcıların kendi ürünlerine dikkat çekmek için türlü maniler dizdiği, sesinin son perdesine kadar sergilediği ,”gel, gel bu tezgaha gel” seslerinin birbirine karıştığı pazarda ilerleyen kadın; balık tezgahının önünde durdu. Satıcıların kimisinin çenesinde, kimisinin kolunda olan maske balıkçının da cebinde sallanıyordu. Ağzında dumanı tüten sigarasını çıkarma gereği duymadan müşterilere doğru döndü ve ilk sıradakine” kaç kilo, temizleyelim mi” muhabbetine daldı. Tabii herkes dumanaltı bir bekleyişle bu muhabbetten nasibini aldı.
Sigara; keyfi bir bağlılık. Eskiler, kız isteme zamanı oğullarını tanıtırken:” hiçbir kötü alışkanlığı yok bir sigarası var o kadar” dermiş. Yani var bir kötülük ama” o kadarcık” işte …
Sigara sevenler son yasaklarla” vay evde içmeyelim, kapalı mekanlarda içmeyelim , toplu yerlerde de içmeyelim, ne yapacağız? nerede içelim” derdine düştüler. Yasağı kendi özgürlüğüne uzatılmış bir eli gibi görenler isyanda.. Ama sigara içmek sadece senin özgürlüğün değil ki; evin en sevdiklerinle dolu ve sen en keyif aldığın anda yaktığın sigaradan bir nefes alırken sadece kendi ciğerlerini tüketmiyor; sevdiklerinin de en hayati organlarını tüketiyorsun . Çarşıda pazarda hiç tanımadığın insanların yüzlerine gelen dumanınla onların hakkına giriyorsun.
Bir restorantta açık havada yemeğimizi yiyeceğiz. Tam arka masamızdaki beyefendiler” açık hava” serbestliği diye sigaralarını yakıyorlar, tüm yemek boyunca dumanları bizim nefes borumuzda… Üstelik, rahatsız olduğumuzu fark edince; birini söndürmeden diğerini yakarak, inadına bir vurdum duymazlığa bürünüyorlar.
Hastaneye gidiyoruz, sağlık çalışanları bahçede toplu sigara molasındalar. Tamam” bu benim sağlığım, benim vücudum, istediğimi yaparım” diyeceksin ama sen sadece sana ait değilsin ki. Bir anne- baba isen; evladına, eşine, genç isen; anne- babana, arkadaşlarına, tüm sevdiklerine ve seni sevenlere aitsin.
Hepsinden birazsın.” Benim dünyam” diyemeyeceğin kadar çok ortağa sahipsin.
Bence haklarla kibir arasında aşılması çok kolay bir çizgi var.” Hakkımdır, yaparım” dediğimiz şeyler, nezaketten ayrıldığımız an bizi kibre götürür.
Devletin halkının sağlığını; gerekirse zorla korumaya çalışması babalığının gereği. Evlat asi olsa da” ya karışma bana, git işine "dese de; babalığını yapan devletin, bu kararını ben alkışlıyorum…
İKİ DEYİM
ZEHİR
VİCDAN
VİCDAN FİLOSU
GÖĞE BAKALIM
ERİNMEDEN
YÜREK YANGINI
İNSAN EDER
ÜMİDİMİZ VAR
DOĞRU