YASAL KUMAR (!), YASA DIŞI KUMAR.
                                    Faiz dışı fazla vermeye daha fazla odaklanmalıyız
                                    Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
                                    DÜNYA İMTİHAN YERİ
                                    Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
                                    SANDWİCH -EKMEK ARASI
                                    Ağaların Arasında Bir Maraba
                                    HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
                                    Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
                                    KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
                                    Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
                                    Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
                                    BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
                                    Değişen Gerçeklik Algoritması
                                    Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
                                    Bırakmanın İnceliği
                                    Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
                                    Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
                                    TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
                                    Efsanelerin Yemişi
                                    Rakamlarla Otomobil Piyasası
Trafikteyim ; öndeki minibüsün arka kapısına yazılan yazıyı okuyorum gülerek:
-" Bana da çok yüklenme; ben zaten dolmuşum”.
Yine aynı gün içerisinde gördüğüm bir çekici aracın arka camındaki cümle:
" söz bitti ise bize çekip gitmek düşer.”
Bizim insanımızın büyük bir kısmında zor şartlarda dahi gülümseyebilmek, gülümsetebilmek kapasitesi var ve ben buna hayran oluyorum.
Kederin içine gizlenmiş "eyvallah”‘ı, "çok da şey etme bakalım”'ı seviyorum..
Haruki Murakami ;”yorgunluğun yüreğinin içerisine girmesine izin verme” der .
İnsanı en çok da beklemek, beklentiye girmek yorar . O yüzden belki dost gönüllerden ya da dost bildiklerimizden aldığımız yaraları daha zor affederiz.” O yapmaz, o incitmez, o söylemez” diye bildiğimiz için..
Gönlü engin bir deniz, uçsuz bucaksız bir okyanus yapmak gerekir. Yaş aldıkça daha da derin daha da dingin eylemek ve gözümüze, gönlümüze, kulağımıza takılan nâhoş halleri o okyanusta kaybetmek. İzine rastlanmayacak bir kaybedişle..
Eşine, dostuna, komşusuna, yakınına, uzağına bir iyilik , bir hizmet için bir fırsatı bir eyle.” Bana ne yapıyorlar?” diye düşünmeden, beklemeden.
Müthiş bir enerji oluşuyor. Seni kandırdıklarını zannedenleri” ya niyetleri kötü değil” Hüsnü zannıyla cezalandır..
Hüsnüzan ; iyiyi dilemek ve düşünmek seni meleklerden üstün eder. Her anına meleklerden üstün olabilmek için tam zamanı de ..
İçinde bulunduğumuz günler gibi..Zilhicce;hac günleri.
En çok da Allah'a hüsnü zan et.
Seni seviyorum Allahım( sübhanallah)
Sana teşekkür ederim( elhamdülillah)
Sen ne güzelsin ve büyüksün( Allahüekber ) de.. …Hayatındaki tüm duvar yazılarına gülümsetsin seni..
SANDWİCH -EKMEK ARASI
KALİTE
ŞÜPHE
İKİ DEYİM
ZEHİR
VİCDAN
VİCDAN FİLOSU
GÖĞE BAKALIM
ERİNMEDEN
YÜREK YANGINI