DİRENİŞ POSTUNA BÜRÜNEN İHANET
“Anadolu Mayası” Sütü Yoğurda Dönüştürmüştür.
VİCDAN YELKEN AÇTI
Amerika’nın FETÖ’sü: İsrail
Aile Yılı ayrılık yılı olmasın
İSLAM KÜLTÜR VE EDEBİYATINDA SEYAHATLER ÜZERİNE KISA BİR SEYAHAT 3
Yüksek enflasyon gelir dağılımını allak bullak etti
MADLEEN GEMİSİ
MADLEEN; KENDİSİ KÜÇÜK OLSA DA ETKİSİ ÇOK BÜYÜK BİR GEMİ
ÇINAR VE PINAR
YAŞLANIYOR MUYUZ? YOKSA ZAMAN MI BİTİYOR?
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Dua ederken ellerimizi hep göğe açarız. İnanırız ki; arş semâdadır ve rahmet arştan gelir ellerimize…
Avuç içlerimiz Yüceler Yücesine; bütün hayırlara muhtaç oluşumuzun bir işareti olarak açılır. Kendi muhtaçlığımı hatırladığım için ne zaman ellerini açan ya da ışıklarda mendil uzatan bir çocuk görsem; avuçlarına bir şeyler bırakmak istiyorum.
"- Ya, bunların çoğu muhtaç değil, bizleri kandırıyorlar. Vermesen iyiydi. " diyor birisi.
- İnşallah dediğiniz gibidir. Evinde onun getireceği parayı bekleyen biri yoktur. O bizim merhametimize muhtaç olmasın da; varsın ben aldanmış olayım, razıyım.” Dedim.
- Her yeri sardı bu mülteciler ; yerlerinde durmuyor, bizim vatanımıza geliyorlar. Hiçbirine acımıyorum; ne oldukları belli değil” diye yüksek perdeden konuşuyor bir amca. Arada etrafına bakarak; belli ki destek arıyor sözlerine.
İnsanları ayırırız; zengin veya fakir…
Mahalleleri ayırırız; varoş ya da elit…
Merhameti bile etiketleriz; eğer mülteci ise, boş ver donarak ölse de olur, yemese de yaşar .
İçlerinde 1-2 kişi yanlışlıklar yaptıysa ; hepsi defolsun. Oysa biz pazardan birkaç kilo meyve alsak içinden iki tanesi çürük çıktı diye bütün meyveleri çöpe mi dökeriz, hepsinden mi vazgeçeriz? Hem kendimizi kusursuz, kutsal görmemiz neden?
Her işimizi iyi yapıyor, yalanı hileyi hiç bilmiyor muyuz ? Bu kadar hırsız , dolandırıcı, katil, zülüm haberlerinin özneleri- yüklemleri biz değil miyiz?.
Üşüyorum… Ayakları çıplak, elleri morarmış, coğrafyalarındaki zalimlerin zulümlerini çadırlarda küçücük bedenleriyle çekmeye çalışan gül yüzlü çocuklar için üşüyorum. Belki bir ev alamayız ama biriketinin on tanesinin bedelini verebiliriz, çadırlarda değil duvarları olan bir evde otururlar. Mahallemizdeki ya da yakınlarımızda tütmeyen bacaların takipçisi olabiliriz; bir ton kömür alamayabiliriz ama iki çuval kömür de onları ısıtacaktır. Gücümüzün yettiği bizimdir..
Kar yağıyor; göğün yere ikramı gibi. Tüm renkleri beyaza çeviriyor. Masumiyet kaplıyor yeryüzünü.
Ellerimi açıyorum; karla yeryüzünü temizlediğin gibi bizi de temizle. Gönüllerimizde merhamet çınarı büyüt, gölgesinde kalsın tüm acizler.
Kendime soru: ben ne yapabilirim ki değil, ben neler yaparım?……
ÇINAR VE PINAR
KAB
ANAHTAR BİLGİ
BİR HAYAL BİR MÜZE
YAĞMUR
PAMUK
SÂBIGUN
FOSİL DÜŞÜNCE
DESTİMÂL
VERMEK