AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
SOKAKLARIMIZ YABANCI, TABELALARIMIZ SUSKUN, KULAKLARIMIZ ESİR
ÖZÜ SÖZÜ BİR GÜVENİLİR ÖRNEK DAVA ADAMI OLMAK GEREKİR
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
YAŞANMIŞ İBRETLİK BİR OLAY: “İKİ KARDEŞ BİLMEDEN EVLENDİ.”
İncitici ve Kahredici Mağlubiyet
Çağdaş Atan’ın Konyaspor karnesi! 6 maç tek galibiyet
OECD, IMF, S&P,FİTCH, MOODY’S bir kere de yanıldık deyin be!
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
Dinle Neyden/Gönülden
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
MEVLANA’YI ANLAMAK
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
TERAZİ
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Müzeler haftası ya bu günler; bu aralar gözüme ilişen ve yürek ısıtan birkaç detayı kalemin kulağına fısıldayıp saklamak istedim. Müzelik olmasın, çoğalsın duasıyla…
Avrupa Güreş Şampiyonası'nda şampiyon olan milli sporcumuz Rıza Kaya Alp'in elde ettiği para ödülünü hemşerisi SMA hastası Eslem'e vermesi;” O'nun sağındaki, solundaki hortumlardan kurtulup anne- babasının kucağında sevinçle dolaşmasını çok istiyorum” demesi tam müzelere yakışır büyüklükte bir güzellik. Kendi hayatında çok şeyi değiştirip, yaşamını güzelleştirecek bir meblağı, yıllarca çalışmasının karşılığını bir çocuğun iyileşmesi , ailesi ile mutlu olabilmesi için verebilmek kocaman bir yürek ister…
Teyze 75 yaşında; dinlediğim konuşması yarım saat 45 dakika falan ama hiç susmadan üç- dört saat konuşsa; bıkmadan dinleyebileceğim, hayretten gayrete sürüklendiğim bir hayat öğretisi.. On iki yaşından beri hayatının her aşamasında bir küçük suyun akışı gibi zorlamadan ,yormadan, abartmadan gittiği her yeri yeşerten bir edayla yaptığı yardım çalışmalarını anlatıyor. Kapının önüne bırakılan eski perdelerden, giysilerden yaptığı atlama ipleri ile sevindirdiği yüzlerce çocuk, birikmiş bir Lirası yok iken gayrete getirdiği insanların yardımı ile açtırdığı su kuyusu sayesinde güldürdüğü yüzler, ben de bir şeyler yapayım çabası ile her yardım kuruluşunun kapısını çalması kocaman bir yürek ister…
Amcam 87 yaşında; Toroslar'ın tepesinde yaşayan bir köy delikanlısı. Köyüne kendi el emeği ile açtığı pek çok su kuyusunun sonuncusu 1,5 km uzaklıktan yeraltına borular döşeyerek, kaza kaza getirdiği ve köylüye vakfettiği bir çeşme..
Vakıf; bir malın veya gelirin kişinin şahsi mülkiyetinden çıkarılarak; belli şart ve gaye ile hayır hizmetine tahsis edilmesidir. Bu tür insanların özelliği ise kendi vücutlarının sağlığını, zamanını, çalışmalarını, ömürlerini vakıf haline getirmeleri. Ben bu yürüyen vakıf insanlara iyiliği yayıp, özendirdikleri için gıpta ile hayran oluyorum.
Biz iyiliği seven, kötülükten men eden vakıf bir medeniyetiz. Akla,! hayale gelmeyen vakıflarımız kurulmuştur:
- Sıcakta sebillere kar koyan vakıftan, tıpta öğrencilere piknik yaptıran, leylekleri koruyan, doktorların güzel huylu olmasını isteyen , helalleşme Vakfı'na kadar…
Bu vakıflardan devam edenler olduğu gibi müzelik olanlar da var , yok artık! dedirten de .İnsan evladının iyi ve güzele olan meyli var oldukça; vakıflarımızda, müzelere yakışır hoş hallerimiz ve insanlarımızda hep olacak.
TERAZİ
DUYMAK İSTEMİYORUZ.
YAPMAYIN!!
HOŞ EYLE
SANDWİCH -EKMEK ARASI
KALİTE
ŞÜPHE
İKİ DEYİM
ZEHİR
VİCDAN