NASIL?

  İran'ın dünyaca ünlü adil hükümdarı Nuşirevan;  henüz çocukken öğretmeninden haksız yere bir dayak yemişti. Nuşirevan bu hadiseyi hiçbir zaman unutmadı.

   Nitekim tahta geçtikten sonra;  o çocukluk öğretmenini çağırtıp kendisini bu haksız yere dövmesinin sebebini sordu. Öğretmenin cevabı düşündürücü idi:

-Babandan sonra senin hükümdar olacağını bildiğimden istedim ki;  zulmün acısını ömründe bir defacık da olsun tatmış olasın. Olasın da başkalarına zulm ederken yaptığın işin kötülüğünü hatırlayasın.

  İnsan evladı zulmü yaşayınca, haksızlığı kendi tadınca onunla ilgili çareler aramaya meyilli. Hani derler ya ;”başkasının evinde pişiyorsa, ölünün helvası tatlıdır.”

   Duyduğumuz, okuduğumuz köpek sebepli ölüm vakaları artık zulme doğru gitmekte.

    Bir yeşil dalın bile yaş iken gereksiz yere, bile bile kırılması, koparılması ziyandır. Hiçbir canlıya durduk yere zarar verilmez ama yasaklı ırkların şehirde beslenmesi, sokağa salınması, kırma köpeklerin özel mamalarla beslenerek ölüm makinesi haline gelmeleri tam bir zulümdür.

    Köpek kendi beslenmesiyle sokakta gezerken; bir çöpte bulduğu ile yetinir ve belirli bir süre yaşar. Bahçende güvenlik ya da sevginden dolayı besliyorsan yemek artıkları ile doyar. Pişmemiş, çiğ et verilmez ki; hayvanın saldırı gücü gelişmesin.

   Şimdi mamalarla, çiğ etlerle özel beslenen ve hızla üreyen köpekler şehrin her yerinde.

  Hayvanın içgüdülerini bastırma iradesi yoktur. Küçük bir uyarı ile aniden tepki verir; bisikletli birinin arkasına düşer, küçük bir çocuğun elindekine saldırır, parkları sahiplenip oraya giren herkesi tehlike görür.

    Şehirler insanların yaşam merkezidir. İnsan sağlığını, yaşamını, huzurunu yok eden, tehlike olan her duruma önlem alınmalıdır. Mama lobilerine dur denmeli, yasaklı ırkları besleyenler şiddetle cezalandırılmalı, hızla çoğalan sahipsiz köpekler toplanılmalı, hayvan bakmak isteyenler sorumluluğunu almalıdır.

    Tek bir masumun âhı cihanı yakarken; köpekler yüzünden ölen masumlar bizi uyutmamalı…


Yazarın Diğer Yazıları