SEYRETMEK

Lumieres  kardeşler de bilmiyordu eminim;  buldukları şeyin (sinemanın) insanların beyinlerini uyuşturmaya, algılarını değiştirmeye, karakterlerini bile biçimlendirmeye tesir edeceğini..

    Yanımdaki kişi dizideki karakteri anlatıyor:

- Bu annesinin kocasıyla evlendi, kaçtı.

- Nasıl yani ,babası mı?

- Hayır, annesinin ikinci eşiyle.

- Haa ! Üvey babası, iyi bari …

   Seyretmek;  allanıp-  pullanıp,  dikkat çekici bir hikaye sosu ile önünüze getirildiğinde algıyla nasıl oynuyor , o an bir kez daha fark ettim.

    Annenizin ya da babanızın ikinci kez evlendiği eşi sizin için asla evlenemeyecekler yani anne -baba hükmündedir ama öyle bir normalleştiriliyor  ki ; "iyi bari!” diyorsunuz .

   Seyretmek ; göz yolu ile,

  Duymak;  kulak yoluyla kalbi eğitiyor.

   Kalp;  kelime manası ile zaten değişen demek. Gördükleri, duydukları hatta kendi dilimizden çıkanlar ile şekil alıyor.

    Eğitimin tekrar ele alınacağının haberini veren Milli Eğitim bakanımızın;  diyaloglu olması gereken bir kurum da radyo televizyon, rtük olmalı.

   Eğitimin temeli olan ailelerin;  seyrettiği gündüz kuşakları , akşam dizileri” her şey mübah; yeter ki iyi bir senaryo süslemesi ve dikkat çekici oyuncularla sun” görüşünden kurtarılmalı .

   Seyretmek;  tat vermeli. Uyuşmadan tazelenmenin, küçültmeden büyütmenin, yanlışı övmeden doğrunun tadını sunmalı.

    Yoksa sadece eğlendirmek adına en değerlimizi, zamanımızı hebâ eden bir çöplük oluyor….


Yazarın Diğer Yazıları