VAKIF İNSAN

Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün çok güzel bir çalışması geldi elime. "İlginç Vakıflar "isimli eser.

   Her anlatılan vakıf güzel bir hikayeyle aktarılıp, resimlerle göze ve akla hitabı kalıcı hale getirilmiş.

    Selçuklu'da, Osmanlı'da sosyal sorumluluklar, iktisadi ve kültürel olaylar biraz daha insana yönlendirilmiş. Devlet her olayın sorumlu öğesi değil.

    Mahalledeki yetimler, dullar, öksüzler, fakirler mahallenin emaneti. Mahallenin medresesi, alimi eğitimin sağlayıcısı.

    İnsan sorumluluk sahibi; bir sorun varsa, mahallenin, köyün içinde kurulu bir "bende varım” düzeni var. Eğitimleri devam ediyor, fakir- fukara; zengin kendini sorumlu gördüğü için gözetiliyor. O yüzden devlete intikal eden suç oranı binde bir.

    İnsan sorumluluğunun farkında olduğu için; her şeyi   devlet çözsün demiyor.

    Vakıf medeniyetler vakıf insanlar yetiştirir. Dünyada bulunmasının bir amacı olduğunu bilen, etrafından ve kendinden sorumlu olduğunun farkında, güzel işler peşinde koşan…

    Kitapta bahsedilen vakıflardan öyle ilginç olanlar var ki; " ya bak bundan bile sorumlu hissetmişler kendilerini, ne güzellik!” diyorsun.

- Yoksulların su kuyusunu tamir eden Yahya efendi Türbedâru Hasan Hayri efendi vakfı,

- Kanal ve lağımların bakımı ,onarım ve görevleri giderleri vakfı,

- Yetimhane yaptıran vakıf,

- Mahalle halkının vergisini ödeyen, mahallenin kaldırım, çeşme, cenaze hizmetlerini yapan avarız vakfı..

- Yaralı kuşlara bakım vesaire vakfı…

- Halka piknik yaptıran, yer tahsis eden, eşya veren, özellikle fakirlere piknik yaptıran vakıf..

    Bu vakıf beni çocukluğuma götürdü. Dedik ya; vakıf kültürü kendini sorumlu hisseden insanı yetiştirir.

    Küçüklüğümde babam mahallenin tüm genç kızlarını, çocuklarını, arabalar ayarlar piknik yerine götürür, giderken herkes bir  şeyler hazırlar ,toplar, ipler alınır, bizleri baş başa bırakır kendisi uzaklaşırdı.

    Oyunlarımızı oynar, yemeklerimizi yer, bol bol eğlenirdik. Gitme saatimizde babam arabalarla gelir, mahallemize dönerdik. Bu hem mahalleliyi birbirine kaynaştırıcı, hem de bir büyüğü olup gidemeyenler için müthiş bir aidiyet olurdu.

    Mahallenin siteleştiği, herkesin” banane belediye var, devlet baksın” dediği bir zamanda vakıf insanı aranıyor…


Yazarın Diğer Yazıları