YÜREK YANGINI

 Adam ; ekini biçmiş , satmış. Tarlada kalan anızı temizleyip , süreyim diye güya kolay yol(!) olan yakmayı tercih etmiş . 
  Tarlasındaki anızı yakayım derken;  bir yangın başlatıyor ki devasa. Tarladaki anızı yakmak nasıl bir anlayıştır ki;  o topraktaki yüzlerce canlı böceğe,  faydalı bitkiye, sürüngene zarar verip , üstelik bir de atmosferi zararlı gazlarla perişan ediyorsun.
   Diri diri yanan o kadar canlının hesabı da mı korkutmuyor?.
    Millet sıcaklar geldi diye attı kendini dışarı.  İyi tamam, güzel de mangal yakayım derken başlattığın yangınlar ne olacak?.
   Mangalı yakıyor , etini yiyor, 2 metre uzağındaki çöpe değil ; güya taşlı yer diye zemine külünü döküyor. Kendisi çekip gidiyor ama zaten aşırı sıcaklardan bir türlü soğumayan o küller;  küçücük bir savrulma ile kuru dalları tutuşturup koskoca yangınlar oluyor.
    Piknikte hamakta sallanıyor. Elinde sigarası hatta nargileyi kapmış gelmiş keyif yapacağım derken sağa sola sıçrayan sönmemiş közler facia getiriyor.
    Zaten aşırı sıcaklardan yere bir cam parçası düşse;  ışığı , ısıyı toplayıp ateş sebebi oluyor. Bir de sen niye davetiye çıkarıyorsun?.
    Bile isteye verilen zararları , ormanları yakarak bu ülkeye ihanet edenlerin ise küçük cezalar, hapis falan değil direkt vatana ihanetle yargılanması gerekiyor.
   " Çık arabadan” dendiği halde:
"- 80 milyonun hakkı var. Ben son ana kadar görevi terk etmem” diye yangında şehit olan bunca vatan evladına Allah yüksek dereceler versin. Ailelerine yarım kalmış hikayelerinde sabırlar ikram etsin. Yüreklerini  dindirsin ama biz de artık şu cennet vatanın kıymetini bilelim. Taşını, toprağını  , havasını ,suyunu emanet bilelim.
    Yüreklerimiz yandı .Canlar rahat etsin diye canlar feda edildi. Minnetle insaf edip, idrak edelim…