DOLAR
40,45
EURO
47,20
STERLİN
54,64
GRAM
4.398,39
ÇEYREK
7.214,67
YARIM ALTIN
14.430,34
CUMHURİYET ALTINI
28.726,70

Döviz, faiz ve enflasyon sarmalı birbirlerini besliyor

Döviz-faiz ve enflasyon sarmalı birbirlerini besleyen ekonomik bir şeytan üçgenine dönüştü. Bunlar kapital faşizmin beslendiği üçlü saç ayaklarıdır. Özellikle de döviz ve faiz trendlerinde yaşanan volatilite; piyasalardaki fiyat istikrarını bozan ve buna bağlı olarak da dar gelirli kesimlerin fukaralığını artıran enflasyonist ortamın esas hazırlayıcılarıdır.

Yüksek enflasyon nedeniyle hayat pahalılığının içinden çıkılmaz hale gelmesinin nedeni: fiyatların yükselirken hızlı yükselip, düşerken de yavaş düşmesinden dolayıdır. Maalesef bu durum kitlesel bir soygun yöntemi olduğu kadar; Fakirlerden zenginlere doğru akan acımasız bir servet transferidir. Bu dönemlerde gözü açıklar tarafından kriz fırsatçılığı iktisadi bir zekâ ürünüymüş gibi görünür. Stokçuluk, karaborsacılık ve gramaj oyunları gibi kazanç yöntemleri oldukça revaçtadır. Bu tür kolay para kazanma yöntemleri varlıklı insanları ihya eder. Enflasyonist ortamların baskın olduğu böyle dönemlerde (maliyet artı +kar) kavramıyla hareket eden zenginler genellikle hiçbir bedel ödemezler. Daha az vergi ödemek ve daha çok para kazanmak için her yolu denerler. Mevcut ortam nedeniyle oluşan ticari fırsatçılık gelir grupları arasındaki uçurumu artırır ve toplumu ayakta tutan tüm ahlaki dinamikleri yozlaştırır.

Küresel ekosistemde enflasyonla mücadele eder gibi görünen baş belası finansal kurumlar (FED, IMF, DÜNYA BANKASI…) faiz, döviz ve yüksek enflasyonun getirdiği istikrarsızlık ortamından daha fazla para kazanırlar. Bu sebeplerden mütevellit krizleri çözmek için yazdıkları tüm reçeteler yeni krizlerin hazırlayıcısı olduğu gibi küresel fakirliğinde derinleşmesine zemin hazırlamaktadır.

Türk halkı özellikle son 50 yıldır döviz, faiz ve yüksek enflasyon nedeniyle oluşan bu acımasız soygun yöntemiyle başa çıkmaya çalışıyor. Artık bu sorunu gelecek nesillere bırakmamak için bir yerlerden başlamak gerekir. Bu defa fedakârlık sırasının zenginlerde olduğunu göstermek için; doğrudan vergilerin artırılması, fiyat istikrarsızlığı sorunun çözülmesi, kayıt dışılık sorununun halledilmesi, sermayenin belirli ellerde yığılmasını önlemek için adil rekabet ortamının oluşturulmasını sağlamalıyız. Döviz, faiz ve enflasyon sarmalında top çevirerek servet sahibi olanların beslendiği ekonomik ortamları minimize ederek toplumsal refaha odaklanmalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları